mine

1.2K 102 249
                                    


"off seungmo, bir şey sahiplenmek istemiyorum. ben kendime zor bakıyorum daha"

seungmin en yakın arkadaşına göz bebekleri beyninin arkasına dönecek şekilde göz devirdi, mızmızlandığını biliyordu. felix her zaman mızmızlanmayı çok severdi.

"ya yakınıp duruyorsun yalnızım yalnızım, eve gidince yalnızlıktan boğuluyorum diye bana sızlanıyorsun hep. sahiplen işte bir evcil hayvan bak nasıl iyileşiyorsun"

felix biraz daha büzdü dudaklarını, biliyordu ama... bilmiyordu da işte... bir evcil hayvana nasıl bakacaktı ki? daha kendisine zar zor baktığını düşünüyordu.

"iyi tamam... yarın gidip bakalım o zaman barınağa..."

"aslında..."

seungmin'in sözüyle felix yasladığı koltuktan kaldırdı başını, tek kaşını havalandırarak baktı arkadaşına.

"aslına ne?"

"bir arkadaşımın, gelinciği doğurmuştu. bir süre de geçti üzerinden, sütten ayrılmışlardır kesin. ne dersin? o da sahiplendirmek istiyordu zaten"

"gelincik mi?"

şimdi kaşları düşünür biçimde çatılmıştı. o daha çok, kedi falan sahiplenmeyi düşünüyordu. bir gelincikle nasıl baş edilir bilmiyordu bile.

"evet, ne dersin? en uysal olanını isteriz, çok dağıtmaz küçük mütevazi daireni. eşyalarına da zarar vermez"

"biraz düşüneyim bu gece, yarın bakarız tamam mı?"

"tamam tamam, nasıl istersen"

seungmin arkadaşını çok da sıkmamaya çalışarak başını salladı, saat de geç olmaya başladığından ayaklandı oturduğu koltuktan.

"ben gideyim artık geç oluyor, changbin beni bekliyor evde"

felix başını sallamakla yetinip ayaklandı arkadaşının arkasından, kapıya kadar geçirdikten sonra yalnız başına kaldığı dairesinde yatak odasına dönüp kendini yatağına bıraktı.

"gelincik ha?"

***

"nasılsın innie, bak bu felix, senin bebenin bebelere bakmaya geldik. gece anlattığım arkadaşım"

jeongin yüzündeki tatlı ifadesiyle gülümsedi karşısındaki gence, güzelliğinden biraz yanakları al al olmuştu ancak silkelenip kendine geldi hızla.

"uyuyorlar şu an, gelin içeriye kahve içelim kaldırırız birazdan"

üçü de jeongin'in salonuna geçti, jeongin onlara rahat etmelerini söyleyip kendi mutfağa geçti hemen kahve hazırlamak için.

"ee ne düşünüyorsun, emin misin?"

felix içini çekip bakışlarını yerdeki nakışlı halıda dolandırdı biraz.

"bilmiyorum, sadece- sadece emin olup olmadığıma karar vermeden önce onu görmek istiyorum"

"hadi ama felix, o sadece evcil hayvanın olacak. en fazla ne olabilir ki?"

felix buna gözlerini devirmek istese bile kendini tuttu. ne demek en fazla ne olabilirdi ki? o küçük canlı onun yeni ailesi olacaktı. tabiiki de önemsiyordu.

ağzını açıp seungmin'e cevap vermeye fırsat bulamadan jeongin gelmişti içeri. ikiliye kahvelerini uzatıp karşılarındaki koltuğa çöktü.

"en uysalını istiyordunuz yanlış hatırlamıyorsam. bir tanesi çok uysal, beyaz kürklü oldukça sevimli. onu sahiplendireceğim sana. uykusuna oldukça düşkün, gündüz şekerlemelerine bayılıyor. ama oyun oynamak istediğinde de ona izin vermelisin. sonsuza kadar uyuyamaz. etrafta hoplayıp zıplamayı seviyor biraz ama merak etme etrafı dağıtmaz pek. ha bir de, çoraplara bayılıyor"

mine | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin