Yirmi Yedi Dakika

1K 90 15
                                    

Güneyin yarılan kaşının üzerini kapattığım sırada bulunduğumuz odanın kapısı açıldı. Dördümüz de silahımızı elimize alıp nişan aldık. Refleks haline gelmişti artık. Tesis güvenli değildi, kapıdan girebilecek beş kişiden dördü hain olabilirdi. Gelenlerin Kuzey, Ozan, Yılmaz, Cansu ve Yaren olduğunu görünce silahımı indirdim. Silahını indirmeden Kuzeyi nişan almış Güneyin bileğini tutarak onun elini de indirdim. Ajanları vurmayacaktık, yirmi yedi dakika duran kalbime, kaybettiğimiz Avcılara rağmen.

Kuzey kapının sol tarafındaki masaya yaslanınca diğerleri de farklı yerlerde duvara yaslanarak durdular. Oktayla Suna hemen arkamızdalardı. Güney ile ben odadaki yatakta oturuyorduk. Diğerleri sessizce tetikte dururken Kuzey konuşmaya başladı.

"9 Aralık 2019 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı İpek Yılmaz arabasında ölü olarak bulundu. Ensesinden tek el ateş edilmişti. Üç aylık hamileydi, yani iki kişinin katili aranıyordu. İpek hanım son zamanlarda bir çok eylemin başında olan örgüt liderinin davasıyla ilgileniyordu. Bu yüzden öldürüldü. Biz de 11 Aralık tarihinde o örgüte tuzak kurduk. Sizinle ilgisi yoktu."

Yanımda kaskatı duran Güneyin konuşmayacağını anlayınca bakışlarımı Kuzeye çevirdim. "Başsavcıyı öldüren örgüt değildi, bizdik." Ozan ve Yılmazın silahlarına uzandığını gördüm. Daha onlar silahlarını çıkaramadan silahımı Kuzeye doğrulttum. "Ekibine sahip çık, ajan. Canımı sıkmaya devam ederlerse tetiğe basarım." Liderlerinin uyarı dolu bakışıyla iki adam da ellerini silahlarından uzaklaştırdılar.

"Bizdik ne demek, Gece? Başsavcıyı neden öldürdünüz?"

"Bana hep neden Avcılardan ayrıldığımı soruyordun ya, Kuzey," dememle kaşlarını çattı. Konuların arasında bağlantı kurmaya çalıştığını görebiliyordum fakat hikayenin tamamını dinlemeden anlayamazdı. "Ayrıldım çünkü hamile bir kadını... Küçücük bir bebeği öldürmüş olduğum gerçeğini hazmedemedim." Titreyen elimi yumruk yaptım. Üzerinden kaç yıl geçerse geçsin bununla ilgili konuşmanın zorluğu azalmayacaktı. "Birliğimiz devletin elini kirletmeden ortadan kaldırmak istediği insanları öldürmek için kurulmuştu. Suçlu ya da hain olan kişilerin ismi patrona gelirdi. O da işin tehlike seviyesine göre hangi ekibin başarılı olacağını belirler ve görevi onlara verirdi. Avcılar en tehlikeli görevleri alan ekipti. Soru sormazdık. Öldürmemiz gereken kişileri araştırmaz, neden öldürülmeleri gerektiğiyle ilgili bilgi almaya çalışmazdık. Emirler ve isimler devletten geliyordu. Biz de söyleneni yapmak zorunda olan kişilerdik."

Suna "11 Aralık 2019 tarihine dek onlarca göreve çıktık," diyerek konuşmaya dahil oldu. "O güne gelene kadar on beş kişilik ekipten yedi kişi kaldık ama hiç başarısız olmadık. Yakalandığımızda konuşmadık. Kimliğimizi de, birliğimizi de ifşa etmedik." Kayıplarımızın içinde Sunayı en çok yaralayanın Jale olduğunu bildiğimden dimdik duran kadına baktım. Karşısındaki adam belki de Jaleye sıkılan kurşunlardan birinin sahibiydi. Buna rağmen kendini kontrol altında tutmayı başarıyordu. "Hayal edemeyeceğiniz yerlere girdik, hayal edemeyeceğiniz kişilerin infazını gerçekleştirdik. Ellerimizdeki kanda boğulmamamızın tek nedeni infaz ettiğimiz insanların şerefsizin teki olduğundan emin olmamızdı. Çünkü emir devletten geliyordu."

"En azından biz öyle sanıyorduk." Oktayın kasvetli sesiyle zorlukla yutkundum. Konuşmak bile zorken bunları bizzat yaşamış olduğumuz gerçeğinden nefret ediyordum. "Patron son beş yıldır bizi farklı işler için kullanıyormuş. Sadece devletten gelen infaz emirlerini değil, örgütlerin, çetelerin, mafya babalarının isteklerini de alıyormuş. Hatta bizi göreve yabancı ülkelerden gelen istekler üzre çıkardığı da oluyormuş."

"Bize biçtikleri ömür bitmiş," dememle bakışlar bana döndü. "Bu yüzden örgütten aldıkları para karşılığında İpek hanımı bize öldürttüler, size de örgütten olduğumuzu söylediler. Biz ne kadının suçsuz olduğunu biliyorduk ne de hamile olduğunu." Titremesi kontrolden çıkmak üzere olan elime engel olmak için cebimden sigara paketimi çıkardım. Dudaklarımın arasına yerleştirdiğim sigarayı arkamda duran Oktay yaktı. Zehirli dumanı derince soluduktan sonra konuşabilecek kadar sakinleşmiştim. "Bize örgüte yardım ettiği söylendi, ben de infaz ettim. 11 Aralıkta devlete çalışan insanların bize neden kurşun sıktığını araştırırken gerçekleri öğrendik."

{Tamamlandı} Gece [+18]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin