Nazlının ağzından
Erdemle derslerimiz bittiğinde okuldan çıktık. Bahçede Duruyu beklemeye başladık. Tuhaf bir şekilde bugün hiç yanımıza gelmemişti. Herkes okuldan çıkmıştı ve biz hala Duruyu bekliyorduk. Nerdeydi bu kız?
Nazlı: Erdem, Nerde bu kız! Niye hala gelmedi?
Erdem: Bilmiyorum ki Nazlı. Belki bizden önce çıkıp eve gitmiştir.
Nazlı: İyide normalde bizi beklerdi. Niye böyle yapsın ki?
Erdem: Hadi gidelim artık eve, yoksa bizi kovucaklar birazdan. Eve gidince kendin sorarsın güzelim olur mu? Hadi gel.
Nazlı: Of tamam.
Erdem ile arabaya binip eve gittiğimizde yol boyunca Duruyu düşünmüştüm. Eve girdiğimizde ev çok sessizdi. Ayakkabılığa baktığımda Durunun ayakkabısını gördüm. Salona doğru yürüdüğümde salonda kimse yoktu. Durunun çantası koltuktaydı.
Nazlı: Duru!
Evin içinde Duruya seslendiğimde hiç bir cevap gelmedi. Biraz tedirgin olsamda sakin olmaya çalıştım. Erdeme doğru döndüm.
Nazlı: Erdem ben bi Duruya bakiyim.
Erdem: Tamam, bende bi duşa girsem iyi olur.
Nazlı: Tamam, sen gir.
Erdem odasına çıktığında bende durunun odasına çıktım. Kapıyı tıklattım ama yine cevap alamadım. Odaya girdiğimde Durunun yatağın içinde yorgana sarılmış bi vaziyette uyuya kaldığını gördüm ve rahatladım. En azından evdeydi. Tam çıkacakken gözleri dikkatimi çekti. Rimeli akmıştı. Niye ağladı ki acaba? Neyse uyandığında sorarım.
Üstümü değiştirip odadan çıktığımda aşağı indim.
(Nazlının kıyafeti)
Salona gelip koltuğa uzandım. Biraz yorulmuştum açıkçası. Yavaş yavaş gözlerimin kapandığında uyuya kaldım. Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama birinin üstüme battaniye örtmesiyle yavaşça gözlerimi açtım. Bu Erdemdi.
Erdem: Uyandırdım mı?
Nazlı: Yok, iyi yaptın. Yoksa gece uyanıcaktım. Şimdi uyanmam daha iyi. Otursana.
Yattığım yerden doğrulduğumda Erdemde yanıma oturmuştu. O yanıma oturunca başımı onun omzuna yasladım. Bu hareketimle oda benim elimi tuttu. Öylece oturuyoduk. Ev çok sessizdi ve akşam olmuştu.
Erdem: Eee? Duruyla konuştun mu?
Nazlı: Hayır konuşamadım. Odada uyuyodu. Ağlamış gibiydi, anlamadım bende. Uyanınca sorarım.
Erdem: Anladım.
Öylece salona bakarken Tolganın olmadığını fark ettim.
Nazlı: Tolga nerde? Göremedim onu? Sen biliyomusun?
Erdem: Maalesef hayır. Banyodan çıkınca odasına baktım yoktu. Kaç kere aradım meşgule attı. Bu çocuğu bazen anlamıyorum. Yine nereye kayboldu kim bilir?
Biraz öylece sessizce durduğumuzda çok sıkıldığımı fark ettim. Başımı erdeme doğru çevirip konuştum.
Nazlı: Ben çok sıkıldım. Evde bira filan var mı? İçelim biraz.
Erdem: İçmesek daha iyi olur sanki Nazlı.
Kaşlarımı çattım.
Nazlı: Nedenmiş o? Sakin sakin içicez işte bişey olmaz!
Erdem: İçince pekte sakin olduğun söylenemez
Erdem mırıldanarak bir şeyler söylediğinde ne dediğini anlamamıştım.
Nazlı: Ne? Bişey mi dedin?
Erdem: Yok yok, bişey demedim. Bugün olmaz dedim. Başka bi gün söz beraber baş başa içeriz olur mu?
Somurtarak cevap verdim.
Nazlı: İyi tamam. Öyle olsun.
Erdem bi kolunu omzuma atıp sarıldığında beni göğsüne çekip saçlarıma bi öpücük kondurdu.
Erdem: Küsme bana.
Nazlı: Küsmedim. Tamam.
Dedim ve gülerek bende ona sarıldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAZ ŞARKISI
Teen Fictionİki genç kız atıldıkları okuldan sonra istanbula gider ve yeni bir okula aynı zamanda da yeni bir hayata başlarlar. Fakat istanbulda onları bekleyen çok şey vardır...Hayatlarını değiştiren iki genç adam da buna dahil...