Siyah uzun saçları anlına dökülmüş, uyuduğu için şişmiş ve kızarmış dudaklarıyla rahat ve huzur dolu bir uykudayken etrafını çevreleyen sıcaklık ve vücudun da süzülen ter damlalarıyla gözlerini kırpıştırarak açmıştı.
Her zaman ki gibi derin düşünceliydi
Hiçbir şeye ilgi duymuyordu nasıl kaçabileceğini bilmiyordu ama en azından sevdiği adam hayattan tat alabiliyordu fakat sevdiği adamla birlikte hayatının en dehşet anılarını yaşıyordu ve bu durum aklını çok karıştırıyordu . Beş yıl boyunca bir uykuya girmesini gözlerini asla istemeyecekte olsa açmak zorunda olduğu derin bir uykuya girmek istiyordu.
2 yıl boyunca güvendiği adam için sadece her davranışlarının arkasında büyük bir suç olduğunu öğrenmişti.
Ona biraz ışık verseniz sevdiği adamı yakmak büyük bir haz verir.
Sıradan olan bir şeyleri karalamak için kullandığımız bir kağıt parçası işte ,o dehşet bir kağıt parçasıyla başlamıştı ve bu parça için sevdiği adamı keskin olan ateşten yeni harmanlanmış bir hançerle öldürebilecek asla da pişman olmayacaktı.
Geto, yatağından doğrularak şöminenin yanında bulunan kahverengi tonlarında ki sandalyesine oturarak dışarıda yağan yağmuru ve arkasında bulunan odun cızırtılarıyla birlikte yanan ateşi huzurlu bir şekilde dinlemeye başladı.
Dışarıda rüzgar,bir uyarı niteliğinde asmış olduğu çanını tıngırdatıyor uzakta ki dalgalar kıyıya çarpıyor,suların birbirine karışan telaşlı fısıltıları git gide yükseliyor ve deniz sanki felaketleri çağıran bir hokkabazı andırıyordu
Geto şöminenin yanındaki sandalyesinde derin bir şekilde düşünceler ve hayal kırıklıklarını dümdüz önüne sermiş sanki bu yaşadıklarını dün yaşamış gibi aklında bulundurup kendine işkence ediyor ve bu durumdan rahatsız olmak yerine zevk alıyordu.
Son bir aydır bir zamanlar sevgilisi olup şimdi onun en büyük düşmanı ve nefreti olan Satoru'yu arıyorlardı .
Sadece büyük ve onun açısından özel olan bir seçim kaybetti diye bazı masum insanları güçsüz duruma düşürüp sadece kendi yaşıyormuş gibi kendi kendine kurallar belirleyip hareket ediyor ve bununla da kalmıyor sürekli insanları öldürüyordu .
bu onu sevmemesi için büyük bir neden değildi.Onu sevmemesinin nedeni veya ondan nefret etme sebebi çok basitti .O her gece kendini rahatlamak adına fahişeler satın alıp telefonundan sıradan bir numarayı tıklatıp kendisini o lanet olasıca satın aldığı insanlarla bir yatakta birbirlerini becermekle gününü geçiriyordu .
bu seçimi kaybettikten sonra tüm yapabildiklerine inandı ama onu neden bıraktığını asla anlayamadı. Cidden o kadar şey yapmasına rağmen ona ihanetini düşünüyordu. O acımasız yüzü sadece kalbini çürüten pislik anılarının yansımalarıydı.
Ağlamaktan yorgun ve harap olmuş gözleriyle bile ona içtenlikle gülümsemişti .Sanki başka bir derdi yokmuşcasına onu tutup birde sevmişti.
Ona yakın olduğunu hissediyordu çünkü şuanda aynı yağmurun altındaydılar ve aynı gökyüzüne bakıp onunla aynı toprağa basıyordu.
Onun gözlerinin aynı bir okyanus gibi koyu, baktıkça açıklaşan derin ve acımasız gözleriyle Geto'yu sevgiye inandırdı.
Herkes sevebilirdi ,aşık olabilirdi ,kalp kırabilirdi ama o bambaşka bir şey yapmıştı kemiği bile olmayan kalbini kırmıştı
Geto onun için bir bedenden daha fazlaydı etlerden kaslardan ve kemiklerden oysa gözleri Geto'nun kalbini göremiyor görmeye çalışsa da daha da dibe batıyordu.
Geto bunlarca düşünceden ezilebilmeden kurtulmaya çalışmıştı telefondan gelen çağrıdan düşüncelerini bir kenara atıp işi olan sevgilisini bulmak değil nefretini bulmaktı.
Masasına koyduğu telefonunu alıp kulağına götürdü.
Telefonu aldığı masasının üstüne tekrardan geri koydu. Dolabına gidip üzerine koyu yeşil olan bir sweat altına da koyu siyah bir eşofman giyip masasına tekrardan koymuş olduğu telefonunu alıp dışarı çıktı.
Evinin önünde ki merdivenlere oturup telefonunu çıkardı ve ekibe haber verdi.
Son iki haftadır aynı durumu yaşıyorlardı .Sürekli ölü bulunuyor ve bunların delili Satoru olarak belirleniyordu.Makas ile kağıt kesermiş gibi insan öldürüp duruyordu.Son bir ay içeririnde Satoru'yu iki kere görmüştü ve yakalamaya çalıştığı zaman bir anda Satoru gözden kaybolmuştu. Tek yaptığı şey devamlı kaçıp durmaktı.
Arabanın korna sesinden uykusundan yeni uyanmış bir şekilde gözükse de düşüncelerinden yeni uyanmış bir vaziyette her zamanki haliyle telaş yapmadan bir kaç soru sorup arabaya yerleşti ve kemerini takıp Satoru'nun dosyasını incelemeye başladı. içinden derince bir nefes çekip görevine başladı.
Sizce hangisi?*
"intiharı isteyecek kadar yalnız ama edemeyecek kadar çaresiz..." "intiharı dahi düşünecek kadar yalnız ve asil etmeyecek kadar akıllı ve cesur..."
YOU ARE READING
WİLL YOU MARRY ME MİSTER [satosugu]
Non-Fiction"You heard me beautiful" Yüzü tablo.gülüşü bir okyanus gibi ferahlatıcı ve derin.Gözleri aynı bir hortum gibi kendine çeken okyanus kadar dalınası...