sanki zaman durmuştu, tüm sesler kesilmiş, taehyung yapayalnız kalmıştı. canından çok sevdiği eşi, sevgilisi içeri de hayata tutunmaya çalışırken hiçbir şey yapamamak canını yakıyordu, elinde olsa kendi canını verirdi ona, yeter ki galaksileri içinde barındıran o güzel gözleri ile tekrar baksın ona istiyordu. "bay kim, yapanın kim olduğunu bulduk efendim." duyduğu sözler karşısında oturduğu rahatsız sandalyelerden bi' hışımla kalkmıştı taehyung.
sevgilisinin acı çekmesine neden olan herkesi silecekti bu dünyadan.
bi' cevap beklercesine, karşısındaki adamında geziniyordu gözleri, kurdu sabırsızdı, eşinin acısını hissediyordu her zerresinde, çaresiz bakışları gitmiyordu gözünden. "babanız, bay kim varmış işin ardında efendim ancak vuran kişi bizim çalıştığımız eski adamlardan, size ihanet etmişler." duydukları karşısında gözleri bal köpüğü rengine bürünürken, sinirle ovdu başını. "ne kadar koruma varsa hepsini buraya topla, jungkook'un yanında en ufak kuş bile uçmayacak."
son sözlerinin ardından hastaneden çıkan taehyung bedeninin kontrolünü artık komple kurduna bırakmış ve koca şehrin sokaklarında koşturuyordu, insanlar gördüğü delta kurdu ile telaşa kapılıyor hızlıca yolundan çekiliyordu.
"BABA!" geri kendi bedenine dönmüş olan taehyung ilk hedefine gelmişti, babası ona çok fazla müsamaha göstermişti. elini babasının boynuna sardığı gibi elleri arasındaki bedeni duvara dayadı taehyung, "seni daha yeni uyardım, jungkook ve çocuklarımdan uzak duracaksın dedim sana ama sen ne yaptın? arkamdan iş çevirdin? artık seni yaşatmayacağım, benim için ölüydün artık herkes için ölü olacaksın. senin yüzünden bi' kere kaybettim ama bu sefer onu elimden alamayacaksın baba, bitti." gözleri deltasının ortaya çıktığını gösterirken saniyeler içinde elindeki beden cansız bi' ceset torbasından başka bi' şey değildi.
adamlara ortalığı temizlemesini söyleyerek evden çıkan taehyung telefonun çalması ile duraksadı. "efendim eunwoo?"
"patron acil hastaneye gelmelisin." duydukları ile kaşları çatılan taehyung'u korku sarmıştı, jungkook onu bırakmazdı değil mi? bırakamazdı.
hastaneye geldiğinde koşarak ameliyathane kısmına çıkan taehyung, jungkook'un doktorunu görmesi ile kolundan tutmuştu. "jungkook iyi mi doktor? bi' şey söyle artık, eşim iyi mi?" doktorun yüzünde belli belirsiz bi' tebessüm oluşsa da bu saliselik sürmüştü. "her ne kadar kurşun'un denk geldiği yer risksiz gibi görünse de bay jeon zor kurtuldu diyebilirim, kurşun bazı hasarlara yol açmış, erkenden müdahale etmemiz ve tabiki bay jeon'un hayata tutunması da bizim için büyük bir artı oldu, birazdan normal odaya alacağız kendisini ama bir süre sizi burada misafir etmek durumundayım." duydukları karşısında derin bi' nefes almıştı delta, işte şimdi atıyordu kalbi, işte şimdi yaşadığını hissediyordu. "teşekkür ederim doktor, teşekkür ederim." taehyung bu doktoru unutmayacaktı, eşini tekrar kendisine kavuşturmuştu. lobiye dönerek jungkook'un odası için işlemleri halletmeliydi.
tüm her şey halledildikten sonra vip odaya alınmıştı jungkook' taehyung ise eşini yalnız bırakmayarak yanına girmişti hemen yatağın başındaki koltuğa oturmuş eşini izliyordu, geçen yıllar ondan asla bi' şeyler götürmemişti, hâlâ çok güzeldi. jungkook'un saç tutamları arasına minik bir öpücüklerin bıraktı taehyung. "canımın yıldızı, aç gözlerini tekrar kız bana, vur, haklısın her şeyin suçlusu benim sevgilim. karşı çıkmalıydım babama, bırakmamalıydım seni ama küçüktüm işte, küçüktük... babam dedim beni korumak istiyor, beni seviyor dedim nerden bilebilirdim her şeyin böyle olacağını? şimdi uyanık olsan tam olarak şöyle söylerdin 'salak mısın taehyung, bu kadarcık şeyi akıl edemiyor musun?' edemiyorum bebeğim, konu sen ve ailemizin güvenliği olunca aklım bulanıyor, eenin üstünden kontrol etti hep, senden uzak değildim asla bi' adım arkandaydım hep sevgilim... zamanı geldiğinde her şeyi daha iyi anlatacağım sana, şimdi sadece uyan çocuklarımız çok endişelendi." başını yatağın kenarına yaslayan taehyung, jungkook'un kokusu ile yavaşça mayışmıştı.
"babaaaa!" yarım yamalak kulağına doluşan sesler jungkook'u rahatsız etmişti, yavaşça açmaya çalıştığı gözleri sanki inatlaşırcasına geri kapanıyordu. "babaa, babam uyanıyor! babam uyanıyor!" yuna'nın neşeli sesi odayı doldururken jungkook'un içi huzurla dolmuştu kendine inat kapanan göz kapaklarına direnerek gözlerini açmış beyaz ve mor tonlarındaki odada gözlerini gezdirmişti. (hep beyaz ve mavi mi olacak arkadaş???)
yuna babasının yanağına dudaklarını bastırıp kıkırdamıştı "daha hızlı iyileşmen için öpücük babacımm." jungkook hafifçe gülümsedi, biraz ağrısı vardı ama belli etmek istemiyordu çocuklarının önünde. "şimdi daha hızlı iyileşeceğim miniğim ve yine birlikte mutfakta yemekler yapacağız, soobin de anca bizi izler." soobin duydukları ile kurnaz bi' sırıtış ile babasına döndü. "siz yapıyorsunuz bende tadımını yapıyorum, siz zehirlenmeyin diye önce ben deniyorum yani." soobin'in bahanelerini duyan herkes gülmeye başlamıştı. "jungkook iyisin değil mi? çok korktum, keşke dışarı çıkalım demeseydim sana..."
jimin'in sesini duyması ile kollarını açmıştı jimin'in gelmesi için, hareket etmesi ile nükseden acısını göz ardı etmişti, jimin hamileydi, üzülmemesi ve kendini bunun için suçlamaması lazımdı. "jimin, orda olmasa başka zaman olacaktı belki de? senin bi' suçun yok bunda hem beni ve yeğenimi üzmeye devam edersen konuşmam seninle." hızla başını iki yana sallayarak dolan gözlerini silen jimin karşısında kıkırdamıştı jungkook. "biz gidelim o zaman hasta ziyareti kısa olur, çıktığında görüşeceğiz ufaklık, biraz ailenle vakit geçir şimdilik bu bücürükler seni özledi." yoongi'nin konuşması üzerine jungkook teşekkür etmiş ardından odadaki herkes yavaş yavaş dağılmıştı. "baba iyisin değil mi?" soobin'in sorusu üzerine oğlunun saçlarını karıştırmıştı jungkook. "iyiyim bebeğim, siz burdasınız hiç kötü olabilir miyim?" taehyung görüş alanına uyandığından beri dördüncü kez girerken yutkundu jungkook, canını yakıyordu taehyung'u görmek.
"bence siz artık gidebilirsiniz bayım, babama ben bakarım." soobin'in konuşması ile yuna hemen yerinden ayaklandı. "soobin çok ayıp! o da bizim babamız."
"soobin taehyung baban ile gidip bana yiyecek bi' şeyler alır mısınız? lütfen." yuna zaferle gülümserken, soobin bu durumdan pek memnun değildi ama babasına karşı sesini çıkarmadan ayaklandı ve odadan çıktı. "soobin kırgın taehyung, kırgınlığını senden nefret ederek atmaya çalışıyor, gerek arkadaşları gerekse dışarıdaki insanlardan duyduklarını yenilip yutulur şeyler değildi. onun gönlünü al taehyung, o senin oğlun ne kadar zor gözükse de soobin'in buzunu kırmak kolaydır. hadi git, bekletilmekten nefret ediyor, bana çekmiş bu huyu." son duydukları ile gülümsemişti taehyung ve eşine teşekkür ederek tıpkı uyurken yaptığı gibi saç tutamları arasına öpücük bırakarak çıkmışı odadan.
"babam, babamı öptüüü, babam, babamı öptüüü." yuna sevinçle şakırdarken, jungkook şaşkınlık içindeydi sanki öpücüğünün içtenliğini hissetmişti derinlerinde, öylesine öpmemişti taehyung onu zaten taehyung hiçbir zaman öylesine öpmemişti ki.
"bay jeon, küçük bir ağrı kesici yapacağım."
aaaaaa benim yazdığım bi' fic varmıs ŞFMKWĞŞXMGĞEKXGĞMS
ya ben sürekli hastalıktan yataklara düşüyorum bi' de bu aralar başıma o kadaaaar çok olay geldi ki hangi birine yetişeceğim vallahi şaşırdım.size bi' tavsiye, başkası geldiğinde sizi ikinci plana atan birisine sahipseniz o kişiyi hayatınızdan direkt çıkarın benim gibi salak olmayın.
uykum var gidiyorum artık hepinize yıldızlı geceler tatlı uykular💫
ŞİMDİ OKUDUĞUN
It's all over | taekook
Fanfictionjeon jungkook ve kim taehyung 5 yıl önceye kadar evli olan bir çiftti. birbirlerine duydukları sevgi öylesine güçlüydü ki herkes onlara dikkat kesilmişti tabii kimse böylesine bir aşkın bitebileceğini düşünmemişti. omegaverse semetae&ukegguk