Son Nefes

16. Bölüm

Medya: Hilâl 

"Yorgunsan, bil ki onun yokluğundandır." 

Bölüm Şarkımız; 

All my joy, all my pain ~ Fabrizio Paterlini

16. Bölüm 

"Abi."

-- YAZAR -- 

Yaşar evleri kontrol ederken girdiği evde gördüğü kadınla silahını kaldırdı. "Kaldır ellerini, kalk ayağa." dedi Yaşar. Kız kafasını kaldırıp Yaşar'a baktığında Yaşar yavaşça indirdi silahını.

"Öldür beni asker, yalvarırım öldür beni. Öldür beni, sevdiklerinin başı için, ne olur, yalvarırım öldür beni. Beni öldür."

"Seni öldürecek değilim. Hadi," dedi ve elini uzattı. "Öldürmeyeceğim seni, bak Türk ordusuyum. Kurtuldun, bitti artık hadi gel."

"Lütfen, lütfen, lütfen öldür beni, lütfen."

"Bak seni öldürmeyeceğim, şimdi buradan çıkacağız sonra sen köyüne döneceksin. Kurtuldun, bitti."

"Bitmedi," dedi kız iç çekerek. "Bitmedi," diye sayıklıyordu. "Tecavüz etmeye çalıştı bana. Bitmedi..." dedi kadın.

Yaşar duyduklarıyla şok olurken gözleri açıldı.

"Dönemem ben artık, dönemem, hiçbir yere dönemem. Yapamam hiçbir yerde, dönemem. Vur hadi, öldür beni. Allah aşkına öldür ben, öldür!" dedi kız gözyaşları arasında sesini yükselterek.

"Hadi, gel lütfen." dedi Yaşar ve bir şekilde sonunda kaldırıp dışarıya çıkardı kızı.

*

"Aramızdan birini öldürdüler, orada bir mezarlık var. Oraya götürüp ok attılar."

"Satıyorlar kızları, köle edip satıyorlar." Ağlıyordu.

"Köyümüzü yaktılar, onlar yaptılar." dedi bir diğer kadın ağlayarak.

"Elebaşınız kim lan sizin?!" dedi Umut sinirle teröristlere ilerleyerek. "Kim elebaşınız?!" dedi sesini yükselterek. Cevap gelmediğinde belindeki tabancasını çıkardı ve tetiği çekti.

Bir kez sıktı, "Elebaşınız!" dedi. Ardından bir kez daha sıktı. "KİM?!" Ve bir kez daha sıktı.

Teröristlerden biri yanındaki adamı gösterdi. Umut ona döndü. "Sen misin lan elebaşı? Mezar mı kazıyorsun lan sen?" dedi Umut ve ardından farkında olmadan yine sesi yükseldi. "Mezar mı kazıyorsun?!"

O sırada Yaşar'ın yanındaki kız, Yaşar'a baktı. Yaşar güven vermek isteyerek gözlerini kapatıp açtığında kız çenesi titreyerek önüne döndü.

"Kalk ayağa! Ayağa kalk! Kalkın lan, kalk!" diye bağırdı Umut. O sırada timden birkaç kişi de onları itekleyerek kalkmaları için dürttüler. "Alın şunları!"

*

Umut timden ayrılıp önden yürüdü ve mezarlıkların birinde cansız yatan kadını gördü. Gözleri açık kalmış, teni bembeyazdı.