4. Bölüm; {İki dost bir arada}

80 5 0
                                    

)Emir Can İğrek-Can dostum(
)Keyifli okumalar dilerim🌺(

4. Bölüm; İki dost bir arada

"Evet, gençler. İkinci üniteye geçiyoruz." dedim neşeli gibi görünmeye çalışarak.
Gözlerim çok acıyordu. Hiç uyumamıştım.

"Hocam," diye bir ses yükseldi orta sıradan. "Ben anlamadım."

Gözlerim deme, o kelimeyi deme der gibi açıldı.

"Lan daha konuya geçmedik bile."

Tabi ki bunu söylemedim.

"Sevimciğim, daha konuya geçmedik, canım benim."

"He, peki o zaman." dedi ve önünde ki kağıdı karalamaya devam etti.

Akıllı tahtaya doğru döndüğümde yine bir ses duydum.

"Yeni gelen hocayı duydunuz mu?"

"Duymadım. Hiç sikimde de-" Dudaklarımı birbirine bastırdığım için küfürün devamını getirmedim. "Hiç umurumda değil." diye düzelttim kendimi.

"Bir daha ki dersimiz onunla." dedi aynı ses.

"Ya," dedim sanki etkilenmiş gibi. "Ne güzel."

"Belki bekardır."

"Öyle olsa bile bu neyi değiştirir?"

"Hiç." dedi kelimenin sonunu uzatarak.

Tekrar sınıftakilere doğru döndüğümde hepsinin sırıttığını fark ettim.

"Hayırdır, ne gülüyorsunuz öyle pişmiş kelle gibi?"

Tüm sınıf aynı anda "Hiç." deyince kaşlarımı çattım.

"Hiç mi?"

En sonunda neyi kastettiklerini anlamıştım. Yeni gelen hoca erkekti ve bende bekardım. Tüm sınıfın derdi beni evlendirmekti resmen.

"Ya benden ümidi kesin, ben evlenemem." diye çıkmıştım.

Biz hiçbir zaman öğrenci-öğretmen ilişkisini kuramamıştık. Bana kalırsa kurmaya da gerek yoktu. Çünkü pek geniş bir arkadaş çevresi olan biri değildim ve onlarla arkadaş gibi olmak bana iyi geliyordu.

"Neden ki?" dedi en ön sırada oturan Büşra.

"Çünkü istemiyorum."

"Bunun özel bir nedeni var mı?"

"Bilmiyorum, belki de vardır. Belki de geçmişte yaşadığım birşey yüzünden falandır."

"Şunu bilin ki biz her koşulda yanınızdayız. Eğer kendinizi kötü hissederseniz bizimle konuşun."

Sınıfta ki herkes Büşra'ya katıldıklarını dile getirdikleri için hafifçe gülümsedim.

"Sağ olun, çocuklar."

Zil sesi sınıfın içinde yankılanınca rahatladım. Sonunda biraz dinlenebilecektim.

Eşyalarımı hızlıca çantama tıkıştırdım ve âdeta bir çita gibi koşup sınıftan çıktım.

Koridor öğrencilerle dolmuştu. Ben öğretmen olduğumdan dolayı yürümem için bana yer açmışlardı. Bu mesleğin faydalarından biride buydu işte.

Kendimi öğretmenler odasına atınca direkt sandalyeme yerleştim.

"Yorgun görünüyorsunuz, Açelya Hocam." dedi Selim.

Gözlerimi ona doğru çevirdim. "Yorgunum çünkü."

Gülümsedi. Sarıya çalan saçları ve masmavi gözleri mükemmel bir uyum içindeydi.

Bazı Anlar UnutulmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin