5) Gelincik

25 6 0
                                    

Yağmur'un anlatımıyla

Biraz sonra eve gelmiştim. Tabiiki de hemen abim ye yengem beni sorguya çekmişti. "Salaklık ben de ya! Suç ben de ki ben seni Salih ile göndermedim! Kim bunu yapar ki?" Babamızın katili, ha bir de sanırım benim peşimde!

"Bilmem ki, ama sorunun benden kaynaklanmadığını da biliyorum. Yani, bu yapan kişi o garsondan bir şey istiyor anlaşılan," dedim ikna edici bir tınıyla.

Abim, beni kendisine çekti ve bana sarılıp kafama bir öpücük bıraktı. Ben abime sarıldım ve günlerdir yapmak istediğim şeyi yapıp ağlamaya başladım abimin göğsünde.

"Korktun, değil mi?" dedi abim. Abim, benim korkudan ağladığımı düşünüyordu ama ben günlerdir peşimde olan katil yüzünden ağlıyordum.

"Yengem," dedi yengem ve beni kendine çekip sarıldı.
Yengeme de sıkı sıkı sarıldım ve onun omzunda da biraz ağladım. Buna günlerdir ihtiyacım vardı. Günlerdir birine sarılıp deli gibi ağlamak istiyordum.

Allah'tan Defne uyuyordu ki beni bu halde görmedi. "Ben odama gitmek istiyorum." Dakikalar sonra ağlamam azalınca konuşmuştum. Kafamı, yengemin omzundan kaldırdım ve hızlı adımlarla salonu terk ettim.

Merdivenlerden ikişer-üçer çıktım ve odama gidip yüzüstü kendimi yatağa attım. "Allah belanı versin, pis katil!"

Hıçkırıklarım yeniden çoğaldığında tek istediğim şey o adamın kellesini kendi odama bir dekor yapmaktı.

Ve döktüğüm her göz yaşı ben de daha fazla intikam etkisi yaratıyordu. Yemin etmiştim ben bir kere, o adamı süründürecektim!

Yataktan kalktım ve hızlıca soyunup duşa girdim. Sıcak suyun altında gevşedikçe gevşedim. Bir süre sonra duştan çıkmıştım ve güzelce geceliklerimi giyinip makyaj masama oturdum. Biraz ağlak olabilirim ama ağlamam duş aldığım sırada durulmuştu.

Telefonumu elime aldım ve Cennet'e mesaj yazdım. Gece geç olmasa arardım ama saat geçti ve uyuyor olabilirdi.

Yağmur: Cennet.
Yağmue: Eğer uyumuyorsan bana cevap verebilir misin?
Yağmue: Önemli!!!!!

Telefonumdan Google'ı açtım ve babamın ölüm yılı ile alakalı araştırmalar yapmaya başladım.

Babamın öldüğü yıl da fazla bir gariplik yoktu. Arama motoruna, Rafet Demirkan'ın ölüm haberi? yazdım.

Arama sonuçlarında çıkan tüm sitelere tek tek baktım ama benim bildiğim şeyler vardı.

Rafet Demirkan, 14 kasım 2003 tarihinda öğle vakti kalp krizi geçirerek öldü.

Rafet Demirkan'ın ani ölümü ailesi ve yakınlarını derinden sarstı.

Allah kahretsin ki bir tane adam akıllı bilgi bulamıyordum. Ama tabiiki de vazgeçmeyecek ve daha fazla bilgi arayacaktım.

Bu defa arama motoruna, 2003 yılında olan kötü olaylar? yazdım. Dikkatimi çeken ilk şey ise 2003 yılında bir seri katilin İstanbul sokaklarında kimsesiz çocukları öldürdüğüydü. Ne?!

Bunu biraz araştırdım ve bulduğum sonuçlar tüylerimi diken diken etti.

2003 yılında bir katil, İstanbul'un 34 sokağından bir bir kimsesiz çocuk seçmiş ve 2003 yılı içerisinde bunların hepsini öldürmüş. Ama 34 sokaktan sadece bir çocuk. Polis, katili yıllar boyu bulamayınca dosyayı kapatmıştı.

Dikkatimi çeken bir şey daha, katil son cinayetinin yanına şu notu bırakmıştı, "Yıllar sonra, tekrar!"

Anladığım kadarıyla, ya yıllar sonra tekrar aynı şeyi yapacaktı. Ya da bundan yıllar önce yapmış ve ikinci yaptığında bu notu bırakmıştı.

OYUN BOZANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin