Bazen öğrenmek acı verir.

11 2 1
                                    


Büyük bir aile,o sohbetlerin verdiği mutluluk ve en önemliside ailenin verdiği sıcak his...bunlar anlatilamaz derecede mükemmel değil mi?

8 yaşımdaydım,odamda resim yaparken annemin odasından çığlık sesi geldi. Korktum,çok korktum ama bi anlık cesaretle annemin odasına girdim ve karsılaştığım manzaraya inanmadım. Babamın bir elinde silah öbür elinde ise annemin en sevdiği atkısı vardi,annem yerde gözü kapalı ve kalbi kanlı bir şekilde uzanıyordu. Bağırıp evden hemen çıkmıştim,komsumuz Eylül ablaların kapı zilini çalmıştım,içeri girdiğim an nefes nefeseydim ve bir anda bayıldım.

Uyandığımda hastanede Eylül abla ve kocası beni izliyordu."ne oldu bana"diye sorduğumda ikiside cevap vermedi "Eylül abla? Semih abi? " bu sefer cevap verdiler "bayıldın,annenle baban İtalyaya gittiler bir kac ay için" Aklimda bir sürü soru vardi. Ne? Nasıl olabilirdi? Annem ölmedimi yani? 

Son kontrolleri yapıp Eylül ablalara geçtik. Bir ay demişlerdi ama aradan 3 ay geçti annemler hala gelmedi,bazen kafayı yediğimi düşünüyorum. Eylül ablaya her sorduğumda geçiştiriyor ve annemi aramama izin vermiyor ki zaten italya numarası kullaniyolar. Geceleri annemin tişörtüne sarılıp ağlıyorum.Annemle babamın İtalyada olmadığını düşünüyorum,bu kesinlikle uzerime kurulmuş bir oyun. İnsanlar sahte,hayat sahte,aile sahte,o dört duvarli ev denilen şey bile sahte.

Aradan 10 yıl geçti ve benim artık bir arayisa çıkmam gerekiyordu sonuçta tam on yıldır ailemi görmüyordum. Ne zaman sorsam geçiştirdiler,tüm inancımı kaybettim en sonunda Eylül ablayi karşıma aldım ben "Eylül abla sana bir şey söyleyeceğim ama sakin karşı gelme,biliyorsun annemle babami en son on yıl önce gördüm ve ne zaman sorsam her seferinde bi türlü geçiştirdin,bende bu durumdan bıktım on sekiz yaşımada girdim-" tam konuya giricektim ki Eylül abla lafımı böldü "Hilal, yeter saçmalamayı kes. Disari sadece okul disinda cikiyorsun,arkadaş edinmiyorsun,kimseyle konuşmuyorsun yani demek istediğim disaridaki insanlari bilmeden saçma sapan bir hamle yapma,annenlerin işi uzadi zaten akraban yok sana biz bakmak zorundayiz basimiza bela açma" sözleri bir insanin kalbini tekmeleyecek kadar kiriciydi. "Öyle mi? tamam o zaman öyle olsun."

Tabikide susup öylece beklemeyecektim. Hemen iş aramaya bağladım böylece İtalya icin bilet alabilir ve oraya gidebilirdim, 2 3 tane iş bulup hepsine başvurdum. Bir tane cafe beni kabul etti. Ertesi gün sabah 9 da uyandım,sacimi taradim ve dolabimda buldugum rastkele bir pantolonla kazagi ustume geçirdim,çantamı alıp ciktim. Kulakliklarimi takip otobus durağına doğru  yürüyordum, aptalin teki önüne bakmadan yuruyodu ve bana çarptı "gerizekali! Önüne baksana." dedim o da bana mavi gözleriyle sasirmis bir ifadeyle baktı ve yanıt verdi "Dikkatsiz bir şekilde yürüyen sendin,ayrica bana gerizekali demene hakkin yok." diye soylenirken ben onun sadece aptalligini dinledim sonrada "senin gibilerle uğraşacak vaktim yok,işim gücüm var" diyerek yanıt verdim ve otobüsün geldiğini fark edince bindim. O da benimle ayni anda bindi,çok takmadım. Otobüsten indim ve 'çiçek cafe' adli cafeye girdim. Esmer, saçları uzun ve guzel bir kız vardi "Merhabalar! Menüyü getiriyorum hemen." dedi bende kendimi aciklamak zorunda kaldım "Hayır hayır,ben iş basvurusu için gelmiştim" dedim ve cafeye bana çarpan kişi girdi."bu kizda mi burdaymış,beren sen bunu nereden taniyorsun?" diye sordu esmer kızda "yeni tanistik kendisi burada işe baslayacakmış" diyerek yanıt verdi bende düşünmeden "evet baslayacagim buranın patronu siz misiniz?"diye sordum esmer kizda "evet benim, adim beren bu arada. Bu yanımdaki varlıkta koray,kendisi abim olur ve baya giciktir. Yani pek ciddiye alma onu. Her neyse gel seni iceriye götüreyim" dedi bence çok tatlı bi kız. O yürürken bende onu takip ettim ve bir odaya girdik "otur sen şu koltuğa sana bi belge vericem onu doldurman gerekiyor sadece." dedi, bende kafami salladım. Belgeyi önüme koydu ve ust kisimda 'isim soy isim' yazan yeri parmağıyla göstererek "doldur burayi ve imza at" dedi, ismimle soyismimi yazip imza attim.

"Güzel, simdi sana önlük vericem onu giyebilirsin." dedi bende "tamamdir" dedim,önlüğü uzatti,alip ipini bağladım. İçimden "pekala hilal yapabilirsin" diyip kendimi cesaretlendirdim ve ön tarafa gectim. Korayla karsilastik,bana bakip "tamam kotu bir tanismamiz oldu ama bastan başlayabiliriz"dedi ve elini uzattı "ben koray" dedi bende kendi ismimi söyledim "bende hilal"

Devam edecek...

Yaşam sevinçtir.Where stories live. Discover now