"Yuji!" Megumi gölge kuşun sırtından Yuji'nin önüne atlayarak onu durdurmuş oldu. Çocuğun olağanüstü hızına yetişemiyordu ne de olsa bu yüzden gölge kuşunu kullanmıştı.Yuji durdu ve birkaç adım geri çekildi. Yutkunup kafasını çevirdiğinde Megumi dibine girdi ve kaçmaması için kollarını tuttu. "Neden yanımıza gelmedin?"
"Neden intihar etmeye çalıştın?" Yuji dolu gözleri ile sorduğunda Megumi cevap veremedi. Kafasını eğdiğinde Yuji bir adım geri çekilerek Megumi'nin kollarından kurtuldu. "Seni gördüm. Düşerken. Gölge kuşu yok ettiğini de gördüm. Gelemedim. Benim... Bacaklarım hareket edemedi. O kadar şoka uğramıştım, o kadar afallamıştım ki... Seni kurtaramadım. Naruto seni tutmasaydı ben... Seni tutamazdım."
Megumi tekrar cevap veremediğinde Yuji bir adım daha geri çekildi. "Ben de ölmek istiyorum. Ama ölmüyorum, Megumi. Kendimi bir uçurumdan aşağı atmıyorum. Çünkü seni geride bırakmak istemiyorum. Tanrım... Tüm arkadaşlarım benim ellerimde öldü! Ve sen düşerken ben ne düşündüm biliyor musun? Benim ellerimde ölmen yerine yüksekten düşerek intihar etmenin daha iyi olduğunu düşündüm."
"Ölmeyeceğim..." Diye mırıldandı Megumi sessizce.
"HEPİMİZ ÖLECEĞİZ!" Yuji göz yaşları birbiri ardına akarken ormanı inletecek bir sesle bağırdı. "RÜYAM GERÇEKLEŞİYOR İŞTE! HEPİNİZİ BİR BİR ÖLDÜRECEĞİM!"
"Onları öldüren sen değildin..." Megumi başarısız bir çaba ile Yuji'yi teselli etmeye çalıştı.
"Haberin bile yokken kaç kere ellerimi kırdım biliyor musun? Ellerimi taşın altına koydum. Ağacı yıkıp bacaklarıma düşmesini sağladım. Belki sakat kalırım da sizi öldüremem diye. Ama beni hep iyileştirdi. Ben de hep sizi öldürmeye devam ettim!"
"Kendine zarar vermen hiçbir şeyi değiştirmedi. Nolur bir daha yapma." Artık Megumi de ağlamaya başlamıştı. Karşılıklı bir şekilde ağlıyorlardı ve Megumi Yuji'nin içini dökmesini dinliyordu. Dinlemek zorundaydı. Çocuğun neler çektiğini tahmin bile edemezdi.
Yuji dizlerinin üstüne çöktü ve elleri ile saçlarını sıkarak kafasını koparmak istermişçesine çekeleştirdi. "Rüyalarıma giriyor, Megumi. Kafayi sıyıracak gibi hissediyorum. İntiharın eşiğinde olan benim! Bu ani bir karar da olmayacak. Vücudumu ele geçirdiğinde hepsini hissediyorum. Sana olan hastalıklı arzusu, bize duyduğu hastalıklı şevkat, sinirlendiğinde hissettiği hastalıklı hisler... O şey hasta! Ve beni içimden zehirliyor! Beni de hasta ediyor! Ve sen... Ve sen vazgeçtin, Megumi! Ben bile vazgeçmemişken sen vazgeçtin!"
"Yuji... Ben... Düzgün düşünemiyordum." Megumi kafasını yerden kaldıramazken göğsünden ittirilmesi ile sertçe yere düştü ve inledi. "BEN DÜZGÜN DÜŞÜNEBİLİYOR MUYUM SENCE MEGUMİ? SENİ ÖLÜME TERK EDECEKTİM BEN! NARUTO SENİ KURTARMASAYDI SENİN BİLE ÖLMENE İZİN VERECEKTİM! O ŞEY YÜZÜNDEN ÖLÜMÜNÜZE BİLE ÜZÜLMÜYORUM ARTIK! ARTIK... DÜŞÜNCELERİM O KADAR BANA AİT DEĞİL Kİ TOGE'NİN BOĞAZINI SIKARKEN O ANDAN ZEVK ALDIM BEN BE! BUNUN BENİ NE KADAR KORKUTTUĞUNU BİLİYOR MUSUN? O ŞEYE DÖNÜŞMEKTEN NE KADAR KORKTUĞUMU BİLİYOR MUSUN?"
Megumi korku dolu gözlerle onu yere ittiren Yuji'ye baktı. Şu an cidden korkuyordu. Yuji'nin böyle bir psikolojiye büründüğünü nasıl fark edememişti? Onun bu denli yıkıldığını nasıl görmemişti?
"HER GÜN ŞEHRE İNİYOR! RASTGELE BİR AİLENİN EVİNE GİRİYOR! EVDEKİ HERKESİ ELLERİYLE ÖLDÜRÜYOR! KADINLARIN KARINLARINI DEŞİYOR! ERKEKLERİN KALBİNİ YİYOR! HEPSİNİ ÇOCUKLARA İZLETİYOR! BUNDAN ZEVK ALIYOR VE ÇOCUKLARIN YAVAŞ YAVAŞ ACI ÇEKEREK ÖLMESİNİ İZLİYOR! SONRA NE OLUYOR? VÜCUDUMU BANA GERİ VERİYOR! ELLERİMDE ÇOCUK KANI İLE BİLİNCİM YERİNE GELİYOR! O KADAR ÇIĞLIK ATIYORUM Kİ İNSANLAR POLİS ÇAĞIRIYOR! BİR ÇOK DEFA TESLİM OLMAYI DÜŞÜNDÜM AMA HEP SANA GERİ DÖNDÜM! SEN BANA NE DEDİN? BİR SÜRÜ İNSAN ÖLDÜRECEĞİMİZİ VE BUNA ÜZÜLMEMEM GEREKTİĞİNİ SÖYLEDİN!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prophecy /İtaFushi-SukuFushi
FanfictionTarihin tozlanmış sayfalarında uzun uğraşlar sonucu bulunabilecek, kelimenin tam anlamı ile tarihe karışmış ama zamanında tarihe yön vermiş bir kişilik vardı. Ryoumen Sukuna. Lanetlerin Kralı mühürlendikten sonra Japonya'nın lanetler devri bitmiş, J...