[yarı texting,]
Bitirdiği sigarasını yere atıp is kokan ellerini kahverengi saçlarının arasından geçirip tebessüm etti. Acı bir tebessümdü bu, az önce benim ona sunduğum tebessüme çok benziyordu.
"Yalnız olmam gerekiyordu. Herkesin üstüme düşüp 'her...
Asla oy ve yorum gelmesede yazmaya devam ediyorum sizden tek ricam emeğimi hiçe saymamanız. :)
Keyifli okumalar. 💕
"Çiçeğe dokunuşu çiçekten güzel."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Derince bir iç çektikten sonra telefonu gelişigüzel bir yere fırlatıp yataktan kalkmaya çalıştım. Bilinmeyene söylediklerimden ötürü bir tık kendimi kötü hissediyordum. Kendimi haklı olduğum konusunda telkin etmeye çalışsamda biraz fazla ileriye gittiğimi hissediyordum.
En sonunda düşünmekten vazgeçip makyaj çantamın içine vücuda sürülebilen boyalarımı ve makyaj malzemelerimi koyduktan sonra yanıma alacağım yedek kıyafetlerimide plaj çantasının içine koyup askılıktan çapraz çantamı alıp evden çıkmıştım.
Ayaz'ın attığı konuma bakarken bir yandan kulağımda fısıldayan şarkıya eşlik ediyordum. Birkaç dakika sonunda konuma vardığımda telefonumu cebimden çıkarıp Ayaz'ı aradım emin olmak adına. Atılan konumlar bazen bambaşka yerleri gösterebiliyordu.
"Efendim?" Diyerek telefonu açtığında bahçede elinde telefonla sıkıntıyla gezdiğini fark ettim.
"Geldim ama emin olmadığım için aramıştım." Gözleri kapıyı bulunca gülümsedim. "Ama belli ki doğru gelmişim."
Telefonu kapatıp el salladım o da tebessüm ederek adımlamaya başlamıştı. En sonunda ortada buluştuğumuzda yüzünün hâlâ sıkıntılı bir ifadede olduğunu fark ettim.
"Neyin var?"
"Bu piç herif harbiden palyaço kostümü yollamış amına ko- pardon."
Kocaman gülümseyip kahkahamı geri gönderdim. Ayaz aşırı gergin bir insandı bence bunda hepimiz hemfikiriz.
"Ya sen değil miydin ucunda ölüm yok rahat ol diyen?" Sorumu sorduktan sonra yüzünü inceledim bakışlarını yere indirip azarlanan çocuklar gibi parmaklarıyla oynuyordu. Çenesini tutup bana bakmasını sağladım. "Alt tarafı palyaço olup insanları eğlendireceğiz ve eğleneceğiz. Masum çocukların yüzlerinde oluşacak o mutluluğu görmek istemiyor musun?"
"İsterim elbette." Eliyle verandanın kapısını gösterdi. "Hazırlanalım o hâlde prenses."
İçeriye girdiğimizde ev beklediğimin aksine ferah ve sade dizayn edilmişti. Etrafa baktığımda salonda buz mavisi renginde ikili ve üçlü koltuk iki adette beyaz puf vardı. Mutfak salonla birdi mutfağın dolapları beyaz bazı detaylar ise siyahtı. İncelemeyi bitirdiğimde çantalarımı koltuğun üzerine bıraktım.
"Sen ailenle yaşamıyor muydun?"
"Birkaç ay önce kendi imkanlarımla buraya taşındım. Arada ailemin yanına gidiyorum."
"Nerede hazırlanacağız?" Sorumun üstüne bana kostümü giyinmem için misafir banyosunun yerini tarif etmişti. Elime de kostümü verdikten sonra banyoya geçip giyinmeye başladım. Ayna boydan olmadığı için boynumla göğsüm arasındaki küçük bir aralığı görebiliyordum. Nasıl göründüğümü merak ediyordum açıkçası.
