0.1

46 12 18
                                    

Herkese selamlar. Öncelikle bu fic Anemon çiçeğinin hikayesinden esinlenmiştir. Anemon çiçeğinin hikayesi; Adonis'in ölümü karşısında kendini tutamayan Afrodit, aşkını kolları arasına alıp ağlamaya başlıyor ve toprağa düşen gözyaşlarının arasından kırmızı bir anemon çiçeği bitiyor. Bu efsane nedeniyle anemon çiçekleri, günümüzde kayıpları ve karşılıksız aşkı temsil ediyor.

Bu hikayede biraz benden de parçalar göreceksiniz. Yaşayıp içimde kalan tüm hislerimi, dilimin ucuna varıp söyleyemediklerimi, gitme diyemediğim her an için pişman olup yazacağım.

Keyifli okumalar dilerim.

-------------------------------------------------------------

Hiç kaybolmuş hissettiğin oldu mu? Hayatın ortasında öylece durduğun, etrafa öylece bomboş bakıp "Neden varoldum ben?" Diye düşündüğün oldu mu?

Ben çok kez düşündüm varolma sebebimi. Çok ama çok kez. Evrenin bir noktasında kaybolup gitmiş gibi hissediyordum kendimi. Kimse tarafından bulunmadım. Çünkü kimse tarafından aranmadım.

Boşverelim şimdi bunları . İyisiyle kötüsüyle birçok yürek taşıyan dünyaya dönelim. Bu yürek taşıyıcı üzerinde birçok yürek, bir çok can bulunduruyor. Bitkiler ve insanlar gibi. İkisi de birbirine çok benzerler bir bakımdan. İnsan duyguları hükmeder çiçeklere. En güzel çiçeği hikayesiyle şekillendirir ve insan algısı bu yönleriyle sever çiçekleri. Belkide çiçeklerin kaderi budur, kim bilir?

İnsanlar çiçekleri toprakta yetişen basit canlılar sanarlar. Ben ise çiçekleri onun gözlerinde görüyorum. Onun papatya gözleri benim cehennem ateşi gözlerimle buluşunca kıyamet kopuyordu sanki. Güzel göğsünün altındanki mini mini kalbini görüyorum. Cennetten farksız bir kalp. İçine giren herkesi sevgisiyle boğan bir kalp. Ama öyle birini düşünün ki, herkesin kendinisi kabullenmesi icin yırtındığı cennetten korkuyor. Ona zarar vermekten korkuyor, kendi pisliğini cennete bulaştırmaktan korkuyor, cennetin kendisinden korkuyor. Tahmininiz doğruysa evet o benim. Cennetten sürekli kaçan ve ondan korkan benim. Ben Lee Minho. Lisenin başından beri çiçek gözlü cennet kalpli Han Jisung'tan hoşlanıyorum.

Belki de Jisung'tan hoşlanmak hayatımın en büyük hatası, belki de en güzel hatasıydı. Bilemiyorum. Ama kalan son dakikalarımı, benim güzel anemonumla geçirdiğim 15 günü anlatmak istiyorum sizlere..

"Minho hadi acele et kaçıracağız otobüsü!"

Düşüncelerimin arasına öyle dalmıştım ki Hyunjin'in seslenmesi ile yavaş yavaş yeniden hissetmiştim varolduğumu.

"Tamam tamam hadi gidelim."

Bugün okul gezisi vardı ve Jisung'la aynı kampta kalma düşüncesi bile nabzımın olduğundan daha hızlı atmasına sebep oluyordu. Hyunjin benim yakın arkadaşımdı ve biz birbirimizin bütün sırlarını bilirdik. Ve elbette Jisung'tan hoşlandığımı biliyordu. Hoşlanmak az kalır gerçi, uzun zamandır platonik aşık olduğumu biliyordu. Ve yüzümdeki heyecanı görmüş olsa gerek rahatlatıcı bir gülümseme sundu bana.

"Rahatla biraz alt tarafi Jisung ile aynı otobüse binicez Minho!"

Haklıydı alt tarafı aynı otobüste saçma bir kamp gezisine gidecektik ve Jisung pek olmasa da yakınımda olacaktı. Rahatlamam gerekirdi. Sonuçta ne olabilirdi ki? Belki de Jisung kampta düşer ve dizini yaralardı en fazla -ki bu benim için en kötü seneryo-.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 19 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Anemon°minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin