Bölüm 13:Umursamamaya Çalışmak

5 1 0
                                    

Yemek odasına girdiğimde,aynen tahmin ettiğim gibi herkes oradaydı.Girdiğim an,herkesin gözü üstüme çevrildi. "Nerede kaldın?"der gibi bakıyorlardı.

Uzun,dikdörtgen masanın baş köşesine Tundra kurulmuştu.Hemen yanında Avami oturuyordu.Onun yanında ise Zeyn ve Losalia vardı,karşısındaysa Abel.

"Özür dilerim,geç kaldım.Çok bekletmedim,umarım?"

Avami,sevecen bir tavırla gülümsedi,"Yok,biz de yeni oturmuştuk zaten."

"İyi,o zaman.Çok geç kalmadığım için sevindim."deyip ben de aynı şekilde gülümsedim ve Abel'ın yanına oturdum.

Bugün,Tundra'nın keyfi yerinde gibiydi.En son gördüğümde canı bir şeye sıkkın gibiydi. "Günaydın"dedi.

"Sana da günaydın."

Masada bir sessizlik olduğunda Tundra ellerini iki yana kaldırarak "Başlayabilirsiniz."der gibi bir işaret yaptı.Ardından herkes masadaki envai çeşit yiyeceklerle tabağını doldurmaya başladı.

Ben de tabağıma birkaç parça bir şey aldım. 

Losalia'dan"Bugün neler yapacağız?"şeklinde bir soru geldi.

Tundra, çatalını tabağının kenarına bırakıp konuşmaya başladı."Neredeyse aynı şeyler.Krallığınızı belirlemek için bazı çalışmalar yapacağız ve en azından temel güçlerinizi kazanmanız için birkaç antrenman yapacaksınız.Hepinizin eğitmeni farklı olacak.Bu işte size muhafızlar yardım edecek çünkü bu konuda en bilgili kişiler onlar."

Ardından Abel,"Eşleşmeler nasıl olacak?"dedi.

Bu sefer Avami,cevap verdi."Losalia ve Geray,Zeyn ile Avami,Ceys ile Şivam,Abel ile de Birçe şeklinde olacak."

Avami'nin ağzından,"Abel ile Birçe "cümlesi çıktığı an Abel öksürüklere,Losalia ise kahkahalara boğulmaya başladı.

Avami,sadece sinsi bir şekilde sırıtıyordu.Zeyn'de hala bir tepki yoktu.

Tundra,tabii ki de anlamamıştı."Neden gülüyorsunuz?"

Zeyn duruşunu düzeltti."Her zamanki gibi boş ve gereksiz bir şey."

Zeyn öyle deyince,Tundra önemsemedi."Anladım.Öyle diyorsan öyledir."

Losalia kahkahasının şiddetini arttırınca Zeyn,koluyla onun karnını dürterek susması için bir uyarı verdi.Losalia,anlamış olmalı ki kahkahasının şiddetini yavaşça düşürdü ve yok etti.

Abel'ın öksürüğünün hala devam ettiğini ve kıpkırmızı olduğunu fark edince yanımdaki sürahiden,onun boş bardağına su doldurdum.Aceleyle bardağı alıp suyu içti.

Biraz sakinleştikten sonra,"Teşekkür ederim."diye dudaklarının arasında bir  şeyler mırıldandı.

Rica ederim,diyemedim.Çünkü ben böyleydim.Aramızda en ufak tartışma geçen kişilerle konuşamıyordum.Söylediğim her kelimenin beni ezik ve güçsüz gösteren gözyaşlarıma dönüşmesinden korkuyordum.

Sadece hafifçe tebessüm ederek başımı salladım.Abel,kirpiklerinin altından Zeyn'e bakıyordu.Kızıp kızmadığını kontrol ediyordu.

Ben de başımı ona çevirdiğim an gözlerini üstümde sabitledi.Küçük düşürücü bakışlarının altında ezildiğimi hissettim.

Daha fazla umursamıyormuş gibi davranamayacağımı hissettiğimde masadan kalktım.

"İzninizle."

Bu masadan kalktığım an onun yüzünde zafer gülümsemesi oluşacağını biliyordum.Amacı buydu çünkü.Beni uzaklaştırmak.Başarıyordu da,benim nasıl pes edebileceğimi çok iyi biliyordu.

CameliaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin