İlk Yeşil Ton ~2~

851 62 10
                                    

Merhaba Arkadaşlar 🩶
Kurgumun ilk bölümüyle sizlerleyim...

Okuyup, Beğenmeniz dileği ile 🕊️

Yıldızlarınızı ve yorumlarınızı görmek beni çok mutlu eder

Keyifli okumalar🖤🤍

Keyifli okumalar🖤🤍

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


2.Bölüm~

(İlk Yeşil Ton)

Aziz Kutay KOZANLI

"Dava sonuçlandı mı?" Sıkıntılı bir nefes aldım. Ne sıçtığımın davası sonuçlanmıştı, ne de mesleğe dönme ihtimalim.

"Yok amına koyayım," dedim, ama bu kelimeleri söylerken bile, sanki içimdeki karanlık bir çığlık gibiydi. O cümle, boğazımda bir düğüm gibi kalmıştı, sanki ağzımdan zorla çıkıyordu. Elimdeki votkayı kafama diktim; o yanma hissi, içimdeki öfkeyi bir nebze olsun hafifletiyordu. Bardağım bitince, barmene işaret ettim, yeniden dolmasını istedim. Bu gece, alkolün yardımıyla öfkeyi bastırmaya çalışacaktım, ama biliyordum ki sabah olduğunda her şey tekrar yüzüme çarpacaktı.

Yavuz'un sesi kulaklarımda yankılandı. "Kaç ay oldu lan? Çok uzadı süreç." Onun sesindeki endişe, içimdeki sıkıntıyı daha da arttırdı. Çünkü o haklıydı. Süreç çok uzamıştı, dava sürüncemede kalmıştı ve benim umutlarım her geçen gün biraz daha soluyordu. Ve o adamın yaşadığına emin olsamda bulamıyordum.

Bardağıma yeniden doldurulan votka, yakıcı bir sıcaklıkla içime yayıldı. O alkolün geçici tesellisinin, içimdeki karanlığı biraz olsun hafifleteceğini umuyordum. Ama içimin derinliklerinde, bunun sadece kısa süreli bir kaçış olduğunu biliyordum. Gerçeklik, alkolün etkisi geçtikten sonra yeniden beni yakalardı. Öfkenin ve kaybın fırtınası içimde hala şiddetle esiyordu.

"Mesleği zirvede bıraktım herhalde," dedim, kendi içimdeki öfkeyi örtmek için dalga geçerken. Sesime kısık bir kahkaha eşlik etti, ama o bile sanki yorgundu. Bu sırada, dikkatimi dağıtacak bir şey ararken, barın diğer ucundan bir kadın yanıma yaklaştı.

Kadın, bar taburesine oturmakta zorlanıyordu. Sarhoşluğu her halinden belliydi, adımları dengesiz, bakışları bulanıktı. Telefonuma bakarken, bir anlık dikkatsizlikle çantasını bar masasına koyarken koluma çarptı. O ani temas, sarhoşluğun ağırlığını hissettirdi. Kadın zar zor oturuyordu ve dengeyi sağlamak için masaya yaslandı. Yüzü kederliydi ve gözleri belirsiz bir acıyla doluydu.

Kadının yanımdaki varlığı, yalnızlığımı bir anlığına unutturmuştu.

"Yüzbaşıdan böyle kolay vazgeçilir mi?!" diye Murat'ın sesi kulaklarımda yankılandı. Vazgeçmek ne ortalığın anasına bile koydular, diyemedim. Bir an için yüzümde acı bir tebessüm belirdi. Vazgeçmek? "Vazgeçmek" kelimesinin anlamını uzun zamandır unutmuştum. Cevap veremedim; bunun yerine gözlerim, koluma çarpan kadının sarhoş hareketlerine odaklanmıştı.

BAĞ BOZUMUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin