Bölüm Şarkısı:Beni Vurup Yerde Bırakma (Emre Aydın)
"Üzüntü insanı çürütür."
Bazı sorular cevap almak için sorulmaz. Bu sorular inkar etmek için sorulan birkaç kısa cümledir aslında. En acısı da insan inkar ettiğine çoktan hazırdır. Sessiz çığlıklar içte kopan fırtınalara tek bir yanıt eşlik eder 'biliyordum'. Sonra itirazlar başlar. Hıçkırıklarla ciğerin sökülürcesine isyan edersin. Sonra içindeki fırtına durgunlaşır. Kabullenmeye başlarsın. Kalbine aynı anda binlerce iğne batar da acısını bile hissetmezsin ancak yara iyileşirken acıtır kanarken değil. İnsanoğlunun nankörlüğü bir kez daha açığa çıkar. İnanmanın bedeli ağır ödenir. Sonra kanayan yara kabuk tutmaya başlar. Dinmez sanılan ağrı diner.
Yeni bir sayfa açılır ancak hiçbir şey eskisi gibi olmaz.
🖤
Karar aşamasına gelmek, bir şeyi seçerken diğerini bırakmak zordur. İki olay, iki karar, iki farklı kişi... Hangisi doğru olan? Genç kız ılık rüzgar etkisiyle suskun göğe bakıyordu.
Zaman kavramı silikleşmişti. Bedenen orada oturan o kız aslında zihninin en derininde karanlık bir odada bir duvara yaslı oturuyordu.
Gözlerini yukarı kaldırdığında Aykırı ile karşılaştı. Sessizce bakıştılar uzun süre. Gözleri kapanıyordu genç kızın.
Kendini yorgunluğun esaretine teslim etti.❤️
"Hüzün kraliçesi! Hüzün kraliçesi uyann! "
Atlas neşeli bir biçimde beni uyandırmaya çalışıyordu. Gözlerimi hafifçe aralayıp gülümsedim.
"Günaydın prenses."
Koşarak yatağa zıpladı ve bana sarıldı.
"Günaydın, günaydın, günaydın."
Saçlarını okşayıp bir öpücük kondurdum. Bu güçlü küçük kızda kendimi görüyordum. İçimde ona karşı bitmeyen bir şefkat vardı.
Neşesi karşısında gülümsememek elde değildi. Koridorda adım sesleri yankılandı. Nefes nefese Ateş içeri girdi.
"Atlas sensiz kahvaltı etmek istemedi. Uyandırdığımız için özür dileriz ancak bu küçük cadı çok inatçı."
Atlas bu sözler üstüne dudaklarını büzdü . Çok sevimliydi.
" Yanılıyorsunuz beyefendi . Burada cadı değil çok sevimli bir prenses var ."
Kıkırdayarak sarıldı boynuma. Yataktan kalkıp elimi yüzümü yıkadım. Küçük prenses bir an dahi ayrılmadı peşimden . Birlikte aşağı indiğimizde sevgili doktorum tebessümle karşıladı beni. Korkuyordum yüzleşmekten . İki kişiye aşık olduğumu öğrenince ne tepki verecekti ? Peki ya sürekli canavar gördüğümü ? Ya beni tekrar tonla ilaçla hastaneye geri götürürse ? Aşık olduğum iki kişiyi nasıl bırakacaktım ? Önümdeki tabakla oynuyor , hiçbir şey yiyemiyordum.
" Asena seni bu denli derin düşündüren nedir?"
Doktoruma baktım. Konuşamadım.
"Anlaşılan doktorları sevmiyorsun . Önceki dosyalarda inatçı ve içine kapanık olduğunu gördüm. Beni doktorun olarak değil dert ortağın olarak görmeni istiyorum . Belli ki bir dert arkadaşına ihtiyacın var . Bugün arka bahçede temiz hava ve kahve ile konuşmaya ne dersin ?"
Şaşırmıştım . Başımı yukarı aşağı salladım. Artık huzurlu bir uyku istiyordum . Geçmişin ağır hasarlarının geleceğe yön vermesini istemiyordum. Birkaç lokma bir şey yedim. Arka bahçeye yöneldim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İÇİMDEKİ YABANCI
Teen Fiction"Her şey onunla değişti ben bile öfke, aykırı hatta soğuk bile..." 🌙 Acının esir aldığı bir kız ve onu acıya esir etmiş suçlular... Genç kız her geçen gün tanrıya daha da yaklaşacağı günü beklerken , her şey içinden çıkılamaz bi...