3|

24 4 2
                                    

Bir anda smut patlatmam yok mu?

Yok.

Keyifli okumalaaarr!

(Bazı hatalarım olmuş bu yüzden düzenlemelet yaptım)
|||||

Nihayet hafta bitip son okul gününe geldiklerinde Minho çantasını bıraktığı öğretmenler odasına girdi. Hafta boyunca kavga gününden beri Jisung ile nadiren karşılaşmış, karşılaşınca da tek kelime konuşmadan ikisi de kendi işlerine bakmışlardı.

Minho öğretmenler odasına girdiğinde aralarında fısır fısır konuşan iki eğitimciyi görse de muhatap olmadan çantasını alıp çıkmayı planlıyordu. Planladığı gibi de çantasına uzandı fakat uzanırken duyduğu isimle olduğu yerde kaldı.

İki öğretmen onun tepkisini görünce sussalar da Minho ilgi ile dedikoducu mahalle karısı rolüne bürünüp karşılarındaki sandalyeye oturdu. "Ne olmuş ki Jisung hocaya?"

İki öğretmen de tereddütle birbirlerine baksalar da fazla düşünmeden cevapladı sarı saçlı olan kadın. "Jisung hoca kaç gündür müdürün odasına girip girip duruyor da onu konuşuyorduk."

Minho başta şaşırır gibi olsa da aklına gizli görevleri gelince kafasındaki yapboz birleşti. Normalmişçesine sohbeti sürdürmek için "Ee ne var ki bunda? İşi vardır." diye sorduğunda amacı ağızlarından laf almaktı tabii ki. Ne de olsa görev arkadaşının ne yaptığını bilmeliydi(!)

"Ee'si, girerken gayet derli toplu hoş görünmesine rağmen çıkarken saçı başı, makyajı dağılmış halde çıkıyor... Garip." dedi imayla sarışın olan.

Minho, duyduğu şey ile öfkesine hakim olmak için onlara bakmayı kesip başını aşağı eğerek kıkırdadı. Onu tanımadıkları için iki öğretmen de bu kıkırtının sinirden olduğunu anlamayarak güldüler.

Minho çantasını kavradığı gibi ayaklanıp orayı terk ederken "Haha, komikmiş." diye sahte gülüşle çıktı arkasında iki şaşkın öğretmen bırakarak.

|||

Jisung bir yandan telefonda açtığı müziğe eşlik ederken diğer yandan akşam için şimdiden yemek hazırlamaya koyulmuştu. Kendini o kadar kaptırmıştı ki şiddetle yumruklanan kapı ile aniden sıçradı.

Mutfağından hızla çıkıp oturma odasındaki televizyon çekmecesinden tabancasını çıkardı. Silahı sıkı sıkıya tutarken oturma odasına bağlı olan dış kapı hâlâ yumruklanıyordu.

Jisung yavaş ve tetikteki hali ile kapıyı açtığında üstüne hızla kapanan Minho ile geri adım atmayı başaracak hızda değildi Jisung.

Minho, Jisung'un kollarından sıkıca tutup arkasında kalan açık kapıyı bir ayağı ile geri iterek kapattı.

"Senin derdin ne amına koyim!?" kollarını sertçe çekip kurtulduğunda kızarıp kızarmadığını merak ederek kendini inceliyordu Jisung.

Minho neredeyse bağıracak derecede yüksek çıkan sesi ile "Asıl senin derdin ne Jisung!" diye söylendi. Tekrar koluna uzanacağı sırada Jisung hızla onun bileğini kavrayıp ters çevirerek önünde bükülmesini sağladı.

"Reflekslerine ne oldu senin?" diyerek Minho'yu alaya aldı Jisung. Ardından sakince bıraktı tuttuğu bileği.

Minho öfkeyle derin nefes bırakıp başını iki yana salladı. Kendi kendine bir şeyleri ölçüp biçiyor gibiydi aynı fakat Jisung bunu umursamamayı tercih etti. Herkesin düşündüğü kendine kardeşim!

"Müdürle ne yapıyorsun?" Minho direkt konuya girdiğinde şimdi anlamıştı onun derdini Jisung.

Alaycı kıkırtısını gizlemeden şeytani bir sırıtışla baktı adama Jisung. "Sana kardeş yapıyoruz oğluşum."

Gizli Görev || MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin