Shameless

Episode 27: ''Never learn from (m)y lessons''

tovbelerlolsun sonunda bitti... uzun bir bölümle geldim ve yorumlarınızı görmek beni çok mutlu eder. umarım beğenirsiniz. <3

×××

Yine orada öyle oturmuş beni dinliyor, daha doğrusu gözleriyle ruhumu bile yiyordu.

Salaş pantolonunun üzerine aynı izlenimi uyandırarak giydiği birkaç düğmesi açık gömleğiyle bile düşüncelerimi saptırmayı başaramayacaktı, en azından öyle umuyordum. Gittikçe uzayıp elimi arasına sarmayı hayal ettiğim düz saçlarının bir kısmını arkasından toplamıştı ve sadece birkaç telinin alnına düşmesine izin vererek yüzünü olabildiğince açıkta bırakmıştı.

Hafiften yaptığı, normalde kocaman görünen gözlerinin seksiliğini öne çıkaran göz makyajı ise insana keşke bu kadarıyla kalsaydı dedirtiyordu. Çünkü kahretsin, benim gibi bir iradeye ve kurallara sahip adamı bile yoldan çıkarmak için tek yapması gereken bunu istemesi gibi görünüyordu.

Bunu düşününce gülesim gelmişti çünkü bu fakülte sınırları içerisinde kaç kez kendimden geçmiş ve yolun tam olarak tersine sapmıştım hatırlayamıyordum. Artık reddedemeyeceğim kadar fazla olmalıydı.

Ama pekâlâ, bugün sevgilimin bana bu ayrı nefes kesici görüntüyü sunmasının bir olayı, bir sebebi vardı. Bir gün sebepsiz yapacağından da şüphem yoktu aslında.

Olayın başı tuvalette yaşadığımız o cezamsı dakikalara kadar uzanıyordu ve o gün, o vakitte tam olarak sapıttığımı söyleyebilirdim. Pişman olduğumu söyleyemezdim fakat ikimiz de oldukça zevkli bir şekilde boşaldıktan sonra da işlee hoşuma giden şekilde ilerlememişti.

Çok uslu ve akıllanmış sevgilim tuvaletten çıkabilmek için gereken 'normal' kıyafetlerini unutmuştu ve ben buna delirecekken kendisi hâlâ bana naz yapabileceğini düşünüyordu.

Bu yüzden, onun için kıyafetlerini almaya giderken arkamda bıraktığım etekli ve croplu bedenden ötürü hiç olmadığım kadar sinirliydim, ayrıca uslu durmayacağına dair güvensizlik doluydum. O gün yaptıklarımın devamını yaşatacağımın zaten sözünü vermişken bu ufak talihsizlik ile de beni teşvik etmenin iyi bir yolunu bulmuştu.

Ama kıyafetlerini bulup da geri dönerken önce farklı bir yoldan ilerlemeye karar vermiştim. Bana sevişmek için yaklaşacağı zamanlar ne kadar zor olursa olsun karşı koyacaktım çünkü hem neler yapabileceğini merak ediyor hem de bu kadar riskli davranıp bir de kayıtsız kalmasının sonuçlarına katlanmasını istiyordum.

Evet, sevgilisi olarak Jeongguk'un sevişme arzusuna karşı koymam şaşırtıcı gelebilirdi fakat bahsettiğimiz kişi Jeongguk'tu, bu onun içindeki savaşma arzusunu çıkartırdı. İstediğini elde etmek için tek bir adım dahi geri atmazdı ve daha göstermediği kozları bile ortaya çıkartırdı. Kullanmak için pek çok taktiği olduğuna emindim, birinde kaybetse diğerinde kazanırdı ve gerekirse yeni yollar yaratırdı.

O bıkmayan ve zorlayıcı süreçlerden zevk alan bir savaşçıydı. Başkalarının burun kıvırıp pes edeceği şeylerde o heyecanın verdiği enerjiyle kovalamacaya başlar, elde ettiği şeyi sımsıkı tutardı.

Bu yüzden o cicili eteğiyle karşımda kıvranmasından üç gün sonra seksi ve erkeksi bir şekilde karşımda oturuyordu. Kokusu bile o kadar yoğun ve baskın yükseliyordu ki yanından geçerken bile bakışlarımı bedenine çevirme isteğiyle yanıp tutuşuyordum.

Kokusunu yeme fırsatım olmadığı için kendisini yemek istiyordum. O siyahlar içerisindeki bedenini sertçe masalardan birine yaslamak, boğazından kavrayıp gözlerimin içine bakmasını sağlamak ve hızla bacaklarının arasında gidip gelmek istiyordum.