wanting

302 29 0
                                    

Ertesi sabah en iyi arkadaşım Jimin ile spor salonunda buluştum. Netlik kazanmam gerekiyordu ve o tarafsız bakış açısı sağlamada mükemmeldi. Geçen gece bir şekilde bulanık sulara düşmüştüm; Lisa bana asılırken Kai ile tartışmış bulundum çünkü başkasına olan çekimimden korktuğumu ona söyleyemiyordum.

Kai'yi tüm kalbimle seviyordum ama Lisa ile dün gece hissettiğim çekimi daha önce hiç hissetmemiştim. Hissetmek ve onun da benim hissettiğim şeylerin bir kısmını hissettiğini bilmek güzeldi. Davranışlarımdan dolayı çok karışık ve utanmış hissediyordum ama zamanı geri alamazdım.

Kai ile uzun zamandır birlikteydik. Birisiyle bu kadar uzun süre birlikte olduğunuzda, birbirinize karşı hissettiğiniz kimya tükeniyor. Bu gerçekleşmesi zor bir durum ama Lisa bende çoktan öldüğünü düşündüğüm bir şeyi yeniden uyandırdı. 

Bağlı ve sadık kaldım, fedakarlık yaptım ve Kai'yi sevdim ama bir şekilde aşkımız yeterli gelmiyordu. Onunla bir zamanlar hissettiğimiz o yanıcı kimyayı yeniden hissetmek istiyordum. Bir zamanlar sahip olduğumuz ateşi ve tutkuyu yeniden yakalamak istiyordum ama bunun mümkün olup olmadığını bilmiyordum. Bir evlilikte tutkunun ölmesi kaçınılmazdı. Kai'nin dün gece söylediği şey doğruydu, sevişmelerimizden memnun değildim ve bu da onun zevkine odaklanmama neden oluyordu. Uzun zamandır olduğu gibi değildi çünkü sevişirken aramızda tutku yoktu. Kıvılcımımızı kaybetmiştik. Bir zamanlar kusursuz olan sevişmelerimizi yeniden yaşamak için birkaç denememiz olmuştu ama başarısız olduk.

Koşu bandında tam hızla koşuyordum, dağınık düşüncelerimi süzgeçten geçirmeye çalışıyordum. Jimin yanımda güzel bir tempoda koşuyor, ben ter içindeyken tek bir ter damlası bile dökmüyordu.

"Seni takdir etmiyor." Jimin, Kai ile yaşadığım anlaşmazlığı açıkladıktan sonra pat diye söyledi.

"Yapman gereken, iyi kız imajını bir kenara bırakmak ve şuradaki antrenörün -buraya geldiğimizden beri seni süzüyor- sana bir antrenman yaptırmasına izin vermek." Jimin'in işaret ettiği yere baktım.

Önümüzdeki ağırlık makinesinde gerçekten de beni süzen bir adam vardı. Ağırlık kaldırırken zaman zaman bana bakıyordu. Kaslı ama hantal olmayan bir vücudu vardı ki bu hoşuma gidiyordu. Kalın kaşları, kahverengi gözleri ve kirli sakalı ona çekici bir hava katıyordu. Gözlerim, karın kaslarının altında V şeklini alan kasların seksi çukuruna kadar ter damlalarının yolunu izledi.

"Kafayı yemişsin," dedim nefes nefese kalarak güldüm. Jimin, saçları gür ve dişleri inci gibi beyaz olan, karşılaştığı herkesin dikkatini çeken dayanılmaz çekici bir adamdı. Lisa gibi, Jimin de çekiciydi. 

Jimin mükemmel bir spor partneriydi çünkü beni her zaman eğlendiriyordu. Eğer gay olmasaydı, belki de çoktan evlenmiştik çünkü birbirimiz hakkında her şeyi biliyorduk.

"Boşuna demem böyle bir şey" deyip göz kırptı ve devam etti.

"Sadece seni sana tanıtıyorum. Sen başarılı, zeki ve güzelsin. Bu dünyada sahip olamayacağın hiçbir erkek yok."

Gözlerimi devirdim. "Birini övmeyi iyi biliyorsun."

Okulda bir zamanlar inektim. Şu anki aldığım tüm iltifatları görünce ne kadar da değiştiğimi hissedebiliyordum.

"Kai bunun farkında değil. Kıçını kollamaya başlaması iyi olur çünkü her zaman gölgelerde onun yerini almayı bekleyen biri vardır." Jimin bir kez daha önümüzdeki hala bana bakan adama işaret etti.

"Kai harika bir adam. Sadece kariyeriyle meşgul. Hırslı olmasında bir sorun yok."

"Sorun onun hırsında değil."

Sin City (jenlisa g!p)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin