Ölüm

11.1K 285 44
                                    

Küçük kız büyük kapının zilini çaldı. Kapıyı açan zeytin gözlü çocuğun yani Karan'ın annesiydi. Kadın kızı görünce şaşırdı.

"Aa Efsuncuğum uzun zamandır göremedim seni nerelerdesin sen?" Küçük kızın annesi yan eve gittiğini duyduğunda çok kızmış izin vermemişti. Annesi evde olmadığında gizlice gidiyordu. Artık bir dadısı da olmadığından rahattı. " Karan'la oynamaya geldim." Dedi küçük kız neşeyle. Karşısındaki kadın dudaklarını büzdü.

"Tatlım Karan hasta, uyuyor." Küçük kız üzüldü. Uzun zamandır oyun oynamamışlardı.

"Çok mu hasta?" Kadın başını salladı.

"İstersen geç içeri sana kurabiye ve süt ikram edeyim. Belki Karan uyanınca, kendini iyi hissetmiş olursa seninle oynar." Küçük kız içeri girdi. Kadının kurabiyelerini çok seviyordu. "Geç otur ben kurabiye getireyim."

"Karan'ın odasına gidebilir miyim? Söz veriyorum çok sessiz olurum." Kadın küçük kıza gülümsedi. Küçük kız bunu onay olarak algıladı ve üst kata Karan'ın odasına çıktı. Çocuk yorganı kendine sıkıca sarmış uyuyordu. Kız, yatağın karşısındaki koltuğa geçip oturdu. Kadın kurabiyeleri ve sütü kızın yanına bıraktı. "Teşekkür ederim Ezgi teyze." Kadın içten bir şekilde gülümsedi. Kendi annesinin aksine Karan'ın annesi hep gülüyordu. Kadın oğlunun yanına gitti, elini alnına koyup ateşini kontrol etti. Küçük kız kurabiyesini yerken dikkatle kadını izliyordu. Kadın elini çocuğun alnından çekip yorganı aşağı çekti.

"Ama öyle üşür." Kadın küçük kızın dediğine güldü. "Ateşi var düşmesi lazım." Kadın odadan çıkamadan önce kıza 'afiyet olsun' dedi. Kadın çıktıktan sonra kız kurabiyesini tabağa bırakıp çocuğun yanına gitti. Çocuk bedenine sardığı kolunu yorgana uzattı. Alıp üstüne örtecekti. Küçük kız yorganı tutup çocuğun almasına izin vermedi. Çocuk bir şeyler mırıldandı ama küçük kız anlamadı. Çocuk gözlerini hafif açtı. "Üşüyorum."

"Annen ateşin var diye örtmedi, düştü mü?" Çocuk cevap vermedi, yorganı üstüne örtmeye çalışıyordu kız ise izin vermiyordu. "Efsun versene şunu!" Dedi çocuk sessiz ama sert bir dille. "Bakayım ateşin düşmüş mü?" Elini çocuğun alnına koydu, annesi böyle yapmıştı. Çocuk kızın parmaklarını yanağında hissedince ürktü. Kız elini hızla çekti. "Çok sıcaksın." Odandan çıktı kadının yanına gidecekti ama Karan'ın babasının sesini duyduğunda olduğu yerde kaldı.

"Ne saçmalıyorsun yine Ezgi?"

"Karan çok hasta. Hastaneye götürmeliyiz."

"Hastaysa hasta ne yapayım. Bizde hasta olduk ama böyle ilgi göremedik." Adam yüksek sesle konuşuyordu.

"O senin oğlun be! Hiç mi için acımıyor?" Kadının sesi titriyordu.

"ACIMIYOR EZGİ. ŞİMDİ UZATMA DA GİT YEMEK YAP!" Adam bağırınca küçük kız korktu. İndiği merdivelerden tekrar yukarı çıktı. Çocuk yine yorganı üzerine örtmüştü. Kız gidip yorganı çekti ve yataktan aşağı attı.
"İyileşmen lazım." Karan gözlerini açtı. Küçük kız karşısında ela gözlerini kocaman açmış ona bakıyordu. Yatakta oturur pozisyona geldi. "Soğuk diyorum küçük niye çekiyorsun?" Küçük kız kollarını göğsünde birleştirdi. "Ben küçük değilim artık. Büyüdüm. Hem annen de böyle yaptı."

"Niye geldin ki sen?" Küçük kız dudağını sarkıttı. "Yeni çiçek adları öğrendim, onları sana söylemek için. Ama istemiyorsan giderim." Çocuk kızın bu haline zor da olsa güldü. "Mız mız bir bebeksin. Söyle bakalım neymiş o yeni öğrendiğin çiçek isimleri?" Çocuğun konuşurken boğazı sızlıyordu ama kızın hevesini kırmak istemedi.

HazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin