Yapayalnız, biçare

827 69 12
                                    

Gidişinin beşinci ayı

Milli takım otobüsünde Yunus'un yanına otursa bile gözü hep çaprazdaki uzun bedendeydi. Yunusun anlattıklarını o yüzden dinlemiyordu. Öfkeli hissediyordu ona karşı. Çekip gitmişti ve orada mutluydu. Arkadaşlar edinmişti, artık onun arkasında olan bir taraftar kitlesi vardı ve sahte de olsa bir ilişkisi vardı. Kerem bu sahte ilişkileri Altay gay olduğu için yıllarca sorun etmese de şimdi bir şeyler onu rahatsız ediyordu. O fotoğraflanmalardan sonra yanında uzanmadığı için belki de kalbini kurtulmak istediği kıskançlık duygusu sarıyordu.

Otobüsten inip kalacakları otele geldiklerinde Hakan'ın dağıttığı anahtarı alarak ilerledi hızlıca. Artık uyumak istiyordu ve bunu olabildiğince Altay'dan uzak yapmak istiyordu. Manchester maçlarında karşı karşıya gelmek ve selam vermek bile zor gelirken şu an aklına sadece bir ay önceki öpüşme fotoğrafı ve ardından stalk yaparak bulduğu fanların çektiği sokaktan, üniversite çıkışlarından olan bir kaç fotoğraf daha düşüyordu.

Odaya girip kapıyı kapatmak istediğinde buna engel olan bir kuvvet olunca geri çekildi. Oda arkadaşı arkasından gelmiş olmalıydı ve bunun Yunus olması için dua etti. Rastgele dağıtılan oda numaralarının takım duygusunu daha arttıracağını tek Hakan düşünüyordu. Oysa Kerem; Yunus, Barış ve Abdülkerim'le eşleşse takım duygusuna hemen bürüneceğine emindi bile.

Kapıyı açıp içeri giren uzun bedeni görünce "Şaka yapıyorsun." Dedi sadece.

Altay ise önce Kerem'e sonra da elindeki karta baktı.

"107?" Diyince "Gerçekten şaka olmalı bu." Diye cevap vermişti hızlıca Kerem.

Altay ise şaşkın yüzünü ifadesiz hale getirerek odadaki duvar kenarında olan yatağa geçmişti bile.

"Kalkıp oda değişsene. Beraber kalamayız."

"İlk kez yaptığımız bir şey değil sonuçta." Diyerek kendini yatağa atmıştı Altay.

"Son kez yapıp bitirdiğimiz bir şey ama."

"Kerem gerçekten çok yorgunum. Uçak çektim o kadar saat ve kampa geldim. İki gün sonra ise maç var bırak yanında uyumaya alıştığım biriyle aynı odada kalayım işte. Zaten pertimiz çıkıyor tek uyumaya geliyoruz."

Kerem, Altay'ın yorgun çıkan sesini duyunca tüm gardını indirmişti.

"Sadece uyumaya geleceksin ama?" Dedi bir onay almak ister gibi çocukça.

"Üstüne atlayacağımdan falan mı korkuyorsun? İki medeni insan gibi konuşabiliriz de, ki bunu yapıyorduk bir süre önceye kadar."

"Sen bitirdin, sen istediğin gibi konuşuyorsun ve sen istediğin için yine yan yana kalıyoruz. Her şey hep senin istediğin şekilde oluyor."

"Mantıklı kararlar alan benim çünkü."

"Sikeyim senin mantığını." Diye mırıldanarak elindeki çantasıyla odadaki banyoya geçti.

"Önümde de giyinebilirdin, görmediğim bir şey değil." Diye duvarın arkasından gelen sesi duyunca derince nefes aldı. Altay'dan hala etkilendiğini kendisi biliyordu ama sanki Altay her şey bitmiş gibi davranarak bunların Kerem'de nasıl etki bırakacağını hiç düşünmüyor gibiydi.

Üstünü değişip odaya girdiğinde ise gerçekten uyuya kalan Altay'ı izledi kendi yatağına oturup. Yorulmuş olmalıydı. Sesi, teni, bakışları hepsi daha parlakken Kerem sadece üzülüyordu. Ondan gittikten sonra istediği her şeye sahip olup her gün doğru karar verdiğini kanıtlıyordu sanki Altay.

Gözlerini kapatıp başını öne eğince kendi içinden üç kez geçecek diye tekrar etti. Bunların hepsi bitecekti. O da bir süre sonra Altay'ın kendisinin yanında olduğu gibi rahat olacaktı. Olmalıydı.

Stay / AlKerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin