....
Zaman herşeyin ilacıdır derdi babam. Hep babam derdi böyle şeyler çünkü annem benden nefret etmekle meşguldü o zamanlar. Babam ihanet etmişti anneme. Ve bunu öğrendiğimde daha 11 yaşında bir çocuktum.
Miran ile evden çıkmadan önce konuşmuştuk ve o zaman yapmıştık planı. Ona bulduğum belgeleri söylemiştim o ise bana yerini söylemişti. Kimsesiz göründüğüne bakma demişti bana. İçeriye bir sistem ile giriliyor ve yabancı girdiği an elektrik veriliyordu bedenine. Ben de o zaman kendileri seni oraya koyacaklar demiştim. İlk başta itiraz etse de mantıklı geldiği için kabul etmişti. O günün üstünden 4 gün geçmişti.
Şüphe etmeden sana inanıyor.
Kahvaltı ederken ara sıra bana baktığı için gülerek reçelli ekmeğini uzattım ona. Sırıtarak ekmeği alırken Ekin öğürme efekti yapıyordu.
"Ne mıç mıç oldunuz siz böyle" ona planımızı söylemediğimiz için bize hala kızgındı. Saraç gülerek onun ensesine vurduğunda ona sinirle baktı.
"Zamanı gelince seni de göreceğiz kardeşim" dediğinde gülmeye başladık. Ekin göz devirerek ensesinde ki eli alarak itti.
"Gözünüze sokmam en azından" dudağımı ısırarak gülmemi engellerken Miran'ın nefesini ensemde hissettim.
"Dudağını rahat bırakmazsan iyi şeyler olmayacak güzelim" dudağımı serbest bırakarak ona döndüm şaşkınlıkla. Sırıtarak bana baktı. Ekmeği ağzına tıktığımda gülmeye başladı.
"Ben gidiyorum abi işlerim var...biraz daha kalırsam gözlerim kanayacak artık" dedi Ekin kalkarak. Saraç'ta gülerek peşinden kalktığında Miran ile yalnız kalmıştık. Reçelli ekmeği yerken ağzıma bulaşmıştı. Birden sandalyemi çekildiğinde ona döndüm tekrar. Sandalyemin altından tutarak beni kendine çekmişti. Bacaklarıyla bacaklarımı sıkıştırdı. parmakları çıplak bacaklarımda dolaştı. Bugünler de fazla arsızdı. Alt dudağıma uzanıp dişleriyle ısırırken elimi koluna götürdüm. Dudaklarımı yüz kere de öpse doymuyordu.
Geri çekildiğimde beni üzerine çekecekken gülerek ayağı kalktım. Sandalyemi geriye çekerek uzaklaştığımda dudağını ısırdı. Ayağı kalkıp saçlarımı boynumdan çekerek arkaya atarken kafasını eğerek boynumdan öptü. Elimi ensesine koyduğumda biraz daha bastırdım kafasını.
Kolunu belime sararak beni kendine çekti ve sarıldı."Seni seviyorum" dedi dudaklarını son kez şah damarımın üzerine değdirirken. Kafasını çıkarıp gözlerime baktı. Yanağıma sert bir öpücük kondurup alnını alnıma yasladı.
"Bugün büyük gün" dedi gözlerini kapatarak. Kaşlarımı çattım.
"Bir İhaleye gireceğim....ve o ihaleyi kazanırsam kimse karşımda duramaz" dudaklarıma küçük bir öpücük kondurdu.
"Bana şans dile....olur mu" gülümseyerek kafamı salladım.
"Kazanacağına eminim ben....ve ayrıca şansa ihtiyacın olduğunu düşünmüyorum.....şansla peynir gemisi yürümez" dedim sırıtarak. Gülmeye başladı. Kafasını salladı.
"Haklısın" dedi ve ekledi.
"Şimdi birkaç küçük işim var....sen o zamana kadar uslu uslu dur olur mu?" Dedi göz kırparak. Kafamı sallarken telefonu çalmıştı. Yanağından öptükten sonra çıkmıştı. Derin bir nefes alarak salona geçtiğimde midem ağrıyordu.
Senin de hemen midene vuruyor narin kız.
Her insanda farklıdır bu. Bazıların da stres, üzüntü veya acı başına, bazıların da ise midesine vurur Maria
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞAH VE MAT
ActionHacker olan genç kız başını belaya sokmayı çok sever. Yer altı dünyasını birbirine katarak kendini gizler. Kendini gizleyerek mafya tipli insanların içine sızarak işini yapar. Ta ki yanına bir hain gelip onu ifşa edene dek... Bu maceralı hikayemde y...