Sefa
Rutherford Binası 1027
Kayra ile orada konuşabilirsin
Bir şey daha söyleyeceğim
Kayra'nın üstüne gitme lütfen
KaldıramazKerem gelen mesajı okuduğunda "Koduğumun..." diye küfredecekken sakinleşmek adına başını geriye atıp telefonunu masanın üzerine doğru attı. "Kaldıramazmış." Diyip histerik bir şekilde gülerken eliyle de uzamış saçlarını geriye doğru attı. Kızın orada çöktüğünü bizzat görmüştü zaten Kerem ve burada ona laf demediği gibi orada öfke anını bile baltalamak istememişti. Kendi kimliği ifşa olmasa ömür boyu ondan da nefret etmesini belki hazmedebilirdi. Kimseyi kışkırtma gibi bir derdi de yoktu ki en son nefes alamadığını buradan gitmek istediğini söylediği ülkeye sadece "kimliği" için gidecekti. Kayra'nın homofobik olup olmadığını bile bilmiyordu.
"Abi!" Diyerek odasına giren Reyyan'a "Efendim canım." Dedi direkt.
"Beni kursa sen götürecekmişsin."
"Annemin işi mi var?"
Reyyan bir şey gizler ifadesini yüzüne yansıtıp sessiz adımlarla ona doğru yaklaştı ve eğilmesi için eliyle yaklaş işareti yaptı. Kerem ise kız kardeşini belinden tutup kaldırarak bacağına oturttu.
"Abim anneme dedi ki," dedikten sonra sesini daha da alçaltmıştı ve biri duyuyor mu diye çevresine biraz bakıp sonra devam etti konuşmaya. "Senin dışarı çıkman lazımmış bu yüzden böyle görevleri sana verecekmiş artık annem."
"Abim kırmızı oda izleye izleye kendini psikolog sanmış."
"Peki sen neden burada kalıyorsun? Maçlara da gitmeyecekmişsin."
"Gideyim mi istiyorsun, kardeşim beni istemiyorsa hemen ayrılırım evden." Dedi abartılı ifadesiyle ve sonra elini de kalbine götürdü aynı oyunculukla.
"Hayır, hayır." Diyip hızlıca karşı çıkan kızın yanaklarına öpücük kondurdu art arda.
"Barış abi ve Halil abi, abimi aramış bu arada." Diyen kardeşini dinlerken bıkkınlıkla nefes aldı. En son Barış'ı whatsapptan engellemişti. Her antrenman sonrası ne yaptığını anlatan mesajlar atıp günü anlatarak saat başı darlıyordu Kerem'i.
"İki vasıfsızı takma sen güzel kafana." Diyip saçını geriye doğru attı kızın.
"Tamam takmam." Diyip ayaklanan kardeşini izlerken onun elini uzattığını görünce "Kursa geç kalacağız hadi." Demesiyle gülümsedi.
"Oyunu kapatıp geliyorum, sen ayakkabılarını giy." Dediğinde Reyyan'ın elini indirip saçını savurarak gitmesini izledi ve ardından kaç aydır sadece oyun oynadığı ekranı kapatarak ayağa kalktı.
İstanbul'da kalmak istemediğini söyleyip ailesinin yanına Kocaeline dönmüştü ve sadece lisedeki gibi oyun oynayıp uyuyor uyanıyordu. Milli takım kampına katılmayacağını söylediğinde Erden abinin araya girip Yener İnce tavsiyesi bu, sakatlığı nüksetti biz son ay sakat sakat oynattık açıklaması yaptırmasıyla biraz üzerindeki bakışlar azalsa da özellikle aynı takımda oynadığı arkadaşları bu sakatlığın yalan olduğunu biliyordu. Barış'ın, Halil'in, Apo abinin ve dayının başta onu her gün arayıp ulaşmaya çalışmalarıyla emindi zaten Kerem. Diğerleri ne düşünüyordu onu kestiremiyordu ama.
Bu kampa katılmama olayıyla aldığı tepkiyi ailesi çok umursasa da Kerem umursamıyordu. Sonrasında Erden abinin açıklaması ile toplar Galatasaray yönetimine ve sağlık ekibine dönünce ama vicdanı sızlamıştı bu sefer. Oyuncunun geleceğiyle oynuyorsunuz, siz milli takım düşmanısız gibi tepkileri o zaman okuduğu için Okan Hoca'ya, Dursun Başkana ve Erden abiye uzunca bir özür yazısı yazdığını da anımsıyordu ama hepsi takılmaması, bunun geçeceğini söyleyip olayı kapatmıştı bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stay / AlKer
Fanfictionİngiltere'ye transfer olan Altay, mesajla Kerem'den ayrılmıştır. |Altay Bayındır x Kerem Aktürkoğlu|