Kurye hala elinde ki paketi bana uzatıyordu.
"Almayacak mısınız?"Bir an yine düşünceler içinde kaybolduğumu fark ettim. Uzattığı paketi hemen aldım.
"Ah, dalmışım özür dilerim."Kapıyı tam kapatıyordum ki, kapının kapanmaması için kapı aralığına ayağını koydu.
"Bir şey daha..." dedi.
Kapının tekrar açılmasıyla tekrar konuşmaya başladı. Elinde tuttuğu poşeti bana uzattı."Son bir şey daha söylememe izin verin. Sürekli bizden sipariş ettiğinizden prosedür gereği yanında tatlı ücretsiz hediye."
Şüpheli bir şekilde ona baktım ve elindeki poşeti aldım.
"Ne bu şimdi?""Hayatınızda hiç hediye almadınız mı?"
Bu konuya girmek istemediğim için gelişigüzel geçiştirdim.
"Sadece biraz hazırlıksız oldu, neyse boş verin. Teşekkür ederim."Yüzünde gülümseme prosedür gereği miydi bilmiyorum ama hep gülerdi.
"İyi geceler efendim, afiyet olsun."Televizyonun karşısına geçtim, önüme pizzayı yemeye başladım.
Şehrin merkezine yakın olmamamız ve küçük bir işletmeden sipariş vermem nedeniyle aynı kuryeyi sık sık görüyordum. Bu normaldi, ancak bu kez tavrı biraz farklıydı.Sözleri, hayatımda genel olarak hediye alan birisi olmadığımı hatırlattı ve içimde bir şeyler kıpırdadı. Evet, pek hediye alan biri değildim. Belki de biraz özveride bulunmuştu ve bu düşüncesizce davranmamıza karşılık bir jest yapmak istiyordu. Ama yine de, bu konuya girmek istemiyordum ve teklifi geçiştirdim.
Giderken kuryenin gülümsemesi ve iyi dilekleri aklımda kaldı. Belki de bu olayı fazla ciddiye almıştım ve onun da sadece işini yapmaya çalıştığını unutmuştum.
♤
Ertesi günün sabah saatlerinde yine masama geçtim, bilgisayarımı açtım.
Bana gelen yorumları okudum, bazılarına da yanıt verdim.Uykudan yeni uyandığım için henüz tam olarak zihnim açık değil, ancak yavaş yavaş günün neler getireceğini düşünmeye başlıyorum. Bilgisayarımın başına oturup kahvemi alıyorum, bu benim için günün başlangıcında olmazsa olmaz bir ritüeldi.
Haber sitelerini ve sosyal medyayı tarıyorum, günün gelişmelerini yakından takip etmek için. Ancak bu sırada dikkatimi dağıtan pek çok şey var. İnsanların farklı düşüncelerini okuyorum ve bazen bu benim kafamın karışmasına neden oluyor. Hangi konuları yazmam gerektiğini belirlemek zor olabiliyordu.
Yazı fikirleri zihnimde belirginleşmeye başlıyor ve bu noktada not almaya başlıyorum. Ancak bazen bu notlar bile karmaşık olabiliyor. Hangi konunun öne çıkması gerektiğini ve nasıl ele alınması gerektiğini düşünüyorum. Okurlarımın ilgisini çekecek bir başlık ve açılış paragrafı bulmak önemli. Ancak bunu yaparken, samimi olmayı ve gerçek düşüncelerimi yansıtmayı da unutmamam gerekiyor.
Geçmiş yazılarımdan gelen geri bildirimleri okuyorum. Kimi okurlar benimle aynı fikirde olmayabilir, ancak bu geri bildirimler benim için çok değerli. Okurlarımın düşüncelerini anlamak ve onlara saygı duymak önemli. Bazı eleştiriler beni düşündürüyor ve yazılarımı nasıl iyileştirebileceğim konusunda fikir veriyor.
Fakat o an mesaj kutumda bir mesaj gördüm, ve bu mesaj diğerleri gibi masum değildi.
shadowatcher_23: "Zaman, benim en sadık müttefikimdir. Seni izleyerek, her saniyede bir adım önde olacağım. Görülmeyen gözlerimle seni gözlemliyor ve seni bekliyorum. Korkunç sessizliğim, en karanlık gecelerde bile kulaklarını tırmalayacak. Dikkatli ol, çünkü seni görmemek, senin için bir lütuf olabilir."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
~TESLİMAT~
Mystery / ThrillerBıçağı boynunun ortasına dayadım. *Yumuşak bir şekilde güldü ve yüzüne muzip bir gülümseme yayıldı.* "Bir bıçak mı... Benimle flört mü ediyorsun?" ♤