Davet

1.2K 92 14
                                    

Modern Talking _ Cheri Cheri lady. ( Modern Talking tüm şarkılarına hastayım. Hemde baya uzun bir zaman önce. 1980 ' lerin en iyisiydi.)

Keyifli okumalar.

(&)

" Senin burada ne işin var?"

Dakikalar sonra şaşkınlıkla arlanmış dudaklarımın arasından kısık sesle , tek bir soru çıkarken, bakışlarımı ela gözlerinden ayırmadan konuşmuştum. Dakikalardır bu şekilde bakışarak duruyorduk ve ikimizdende ses çıkmamıştı. Derin bir nefes aldığını işittim. Üstündeki siyah ceket ten kurtuldu ve tek eliyle gömleğini yukarı doğru sıyırdı.

" Konuşacağız ama sonra Güzelim. " Dediğin de , kendine has karizmatik sesine düşmemek baya bir zor olacağını düşündüm. Adamın en az görünüşünü kadar sesi de yıkılıyordu. Bir dakika bir dakika! Şuan sesinden daha önemli bir konu vardı. Bana güzelim mi demişti !? Bana demişti. Kulaklarım yanlış mı algıladı yoksa doğru mu duydum !? Kulaklarıma inanamıyordum ama kulaklarımda bir problem yoktu. Aman Tanrım, Asaf cidden de bana güzelim demişti.

" Ne ?" Diye sordum şaşkınlıkla.

Bana kısaca baktı ve yüzünde hafif bir tebessüm oluştu. Kendisine çok yakışan gülümsemesi ile bana doğru ilerledi ve karşıma geçti. Ne yapacak diye beklerken , elindeki ceketini havaya kaldırdı ve omuzlarıma bırakarak, astı. Sigara ve lavanta kokusu burnuma dolduğunda, kokunun kaynağını anlamak zor değildi. Efsane kokuyordu. Şaşkınlıkla bakmaya devam ettim. Bu bir rüya olamazdı değil mi?

" Tut bunu benim için, Küçük. " Dedi ve göz kırptı.

İki elimle ceketini tutum ve düşmesine mani oldum. Memnun kalmış gibi gülümsedi. Ardından bir kaç adım uzaklaştı. Şuan yaşadığımız sahnenin büyüsüne ve inanmazlığına kapılmış şekilde bakışlarım her hareketini takip ederken, kendisi Polat'a döndü.
" Kardeşim, " dediğin de yandan bir gülüşte bulundu.

" Abi , " dedi Polat hafif tedirgin bir sesle. Neden bu şekilde davrandığını anlamayarak baktım ve kaşlarımı çattım. " Umarım tahmin ettiğim şeyi yapmayı planlamıyorsundur. "

" Yok , planlama aşamasını geçtim. " Dedi Asaf ve ben ne olduğunu anlamadan , Polat'ın yüzüne yumruğunu sertçe geçirdi. Şaşkınlık dolu bir nida benden yükselirken, Polat küfür ederek inlemişti. " Sen dua et katılmamız gereken bir davet varda şimdilik işimi yarım bırakıyorum yoksa canına okurdum, Puşt herif. Sende , o geriye kalanlara da hesabını soracağım ama merak etme. " Dedi.

" Abi ya ," diye homurdandı Polat ve eğildi yerden yerden doğrulurken, patlamış dudağına dokundu. Elini yavaşça değdirdi ve hissettiği acıyla tekrar küfür etti. " Sağlam çakmışsın harbiden. " Dedi.

" Bin lan arabaya. Gözüm görmesin seni yoksa davet mavet dinlemem , dalarım. " Dedi Asaf ve elini dağılmış saçlarından geçirip duzeltmeyi dendi ama bu hareketi saçlarını daha da dağıtırken, olağanüstü bir karizma yakaladı.

Polat sabır dileyen bir nefes alıp, arabaya doğru ilerledi ve ben kendisini izlerken, kapıyı açtı. Göz göze geldiğimiz de , bakışlarım patlamış dudaklarına kaymıştı. Hafif hafif yüzüm buruşurken , endişe etmiştim ve canının acıdığı düşüncesi beni pek umursamaz bir insan yapmıyordu. Şaşkınlıkla baktı birkaç saniye ve sonra hızla arabanın kapısını açıp bindi. Derin bir nefes aldığım da kapıyı kapattı.

Elif Ada Alpaydın Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin