22

3.6K 191 28
                                    

Elimde tuttuğum gazetenin sayfalarını merakla çevirirken sonunda aradığım satırları buldum . Hicran kalfanın elinden zorla almıştım gazeteyi ,tüm gündür dövünüp duruyor Tarığın başına ne belalar açtığı ile ilgili sitem ediyordu . Şimdi de başına sardığı yazması ile koltukta bayılmamak üzere dinleniyordu 

Siyah italik puntolar ile bir köşe yazısında yer alıyordu . Köşe yazısının sahibi ise bizzat Tarıktı

Türküler söylendikçe türk diliyle
seni seviyorum gülüm, dendikçe türk diliyle
türk diliyle gülünüp
türk diliyle ağıtlar yakıldıkça, adnan bey,
ben anılacağım,
anılacak türk diliyle size sövüşüm.
tarlalarımıza girmiş değil sizin gibisi yaban domuzunun.
şehrimiz görmüş değil yangının sizden kanlısını.
bir adınız var, adnan bey, adımıza benzeyen.
dilimiz kuruyor dilimizi konuştuğunuz için.
bitten, açlıktan, sıtmadan betersiniz.
yüz türkiye olsa
elinizden de gelse
yüzünü de zincire vurur
yüz kere satarsınız.
milletimin en talihsiz gecesi
ana rahmine düştüğünüz gecedir.

/ Nazım Hikmet Ran /

Satırlar gözümün ucundan kayıp giderken bunu hangi yürekle gazetede bastırmayı kabul ettiğini düşündüm . Çok değil gazete yayılıp ses getirdiğinde ne şairin ne yayınlayan gazetecinin ne de gazetenin ahvali iyi olmayacaktı .

Göz ucuyla Hicran kalfanın haline baktığımda ona hak vermeden edemedim . Ben sanmıştım ki Tarık hükümete karşı bir iki satır eleştiri yazdı sivri dilinin vardığı kadarıyla ama iş bundan da vahimdi

Türkiye'nin hükümet şekli ve hükümeti idare edenler aleyhinde geniş propaganda kampanyasına girişerek komünizmi yaymak maksadını suçlanan ve Türk vatandaşlığından çıkarılan Nazım Hikmetin şiirini bir türk gazetesinin sayfalarında yayınlamak akla sığmayacak bir delilikten başka bir şey değildi 

" Deli deli bu oglan ! Atacaklar mapus köşelerine "

Hicran kalfanın feryatları tekrar yükseldiğinde gazeteyi kapatıp aceleyle bir köşeye koydum . Neredeyse yarısını bitirdiğimiz kolonyanın devamını da dökerek bileklerini ovuşturdum

" Yok Hicran kalfa yok bir şey olmaz Tarığa . Hem hükümetin başka işimi mi yok gazetede köşe yazısı kovalasın"

Söylerken benim bile inanmadığım bu yalanlara Hicran kalfa hiç inanmamıştı

" Ya idam edilecek ,ya sürgün yiyecek ,ahh benim kanı deli oglum ahh ! "  dedi tekrar yüksek sesle
Artık tesellilerim de tükendiğinden sadece yanında oturmakla yetindim .

Ülkenin durumu bu sıralar epey karışıktı büyük şehirler kaos ile fokurduyordu . İstanbul ,Ankara , İzmir derken büyük bir kesim ayaklanmak için  an kolluyordu.
Abim ise görev aldığı yerden tekrar İstanbul'a dönebileceğine dair kısa bir mektup yazmıştı . Taşrada ki sesler zayıflamış ayaklanmanın sesi büyük şehirlere sirayet etmişti  . Bu sebeptendir ki hükümet tüm askeri ,polisi merkeze toplamaya başlamıştı

Abimin mektubunu Peyami 3 gün önce bana vermiş bu vasıtayla bir haftalık konuşmazlığımız da bozulmuştu . Memlekette olduğu gibi bizim aramızda da karışık durumlar devam ediyordu . Sarhoş olduğu gecenin ardından ben kalp kırıklıklarımı toplamak için uzun bir süre sineye çekilmiştim Peyami ise arada benimle konuşmak için temaslarda bulunuyor fakat kesin bir dille özür dilemiyordu 

MARAZLI (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin