chapter one

2 0 7
                                    

hayallerimin bile daha otesinde gececegine inandigim o haftaya sonunda giris yapmistim. isbirlikleri, davetler, konserler ve partiler... hepsi nasil bu haftaya denk geldi bilmiyorum ama cok heyecanliyim. hizli bir giris oldu evet, yavastan aliyorum. ben alin, arkadasimin sirketinde pr sorumlusu ve kendi capimda influencerim. atakoy de kucuk ama tatli bir evim var, arabama deli asigim onu kizimmis gibi seviyorum. sanirim simdilik bu kadarini bilmeniz yeter.

maral'in aramasiyla butun isimi biraktim ve yarin yapacagimiz sunum icin bir plan yapmaya basladik. yaklasik 1 saat suren bir telefon konusmasinin ardindan spor kiyafetlerimi giyerek sitenin spor salonuna gittim. bugun agirlik antrenmani gunumdu, agir girecegime emin oldugum bir gun yani...

spordan ciktiktan sonra hizlica eve gidip dus aldim ve bir seyler atistirdiktan sonra hizlica hazirlanip evden ciktim. arabama binip en sevdigim sarkilari siraya ekledim ve en yakin dukkandan kahve alip yola koyuldum.

yarin bir davet vardi ve onun icin bir elbise bakmam lazimdi. kosusturma yuzunden son ana birakmistim ama istedigim elbise stokta gorundugu icin hemen bir alisveris merkezine gidip zara yi buldum. biraz ugrastim ama sonunda elbiseyi buldum ve hemen kabine gidip denedim. minik bir tadilata ihtiyaci vardi ama onu bizim sirkette hallettirebilirim diye dusundum ve hizlica elbiseyi satin alip sirkete dogru yola koyuldum.

pr'ini yaptigim sirket bir moda sirketiydi, daha cok tekstil ile ugrasiyorduk aslinda. burda bir zeynep ablamiz var, muhtesem bir terzi. hemen kosarak onun atolyesine gittim ve pat diye iceriye daldim.

-zeynep ablacimm acil bir dokunusa ihtiyacim varrr kostum hemen sana geldim

zeynep abla gulumseyerek elimdeki poseti aldi ve elbiseyi bana giydirip boynundan kisaltmasi gereken yeri belirledikten sonra hemen ise basladi. elbisem hallolurken ben de maral'in yanina ciktim ona da selam vermek icin.

maral benim cok yakin arkadasim, ayni zamanda bu sirketin de sahibi. kurdugu ilk gunden beri beni de yanina alarak cok guzel isler basardi, onunla gurur duymamak elde degil.

maral'la biraz sohbet, biraz dedikodu yaparken zeynep abla elbisemin son haliyle birlikte yanimiza geldi. hemen ona sarilip tesekkur ettim ve ikisiyle de vedalasip eve geri dondum.

biraz yogun bir trafigin ardindan kendimi koltuguma attim ve bir dizi acip biraz uzandim. bir yandan telefonuma bakarken bir yandan da friends izliyordum. yavas yavas gozlerimin kapandigini hissettigim anda hemen ayaklandim cunku uyumaya vaktimin olmadigi bir gundeydim.

tiktoktan buldugum bir risotto tarifi vardi ve uzun zamandir onu denemek istiyordum. malzemeleri cikardim ve yemegimi yapmaya basladim. bir yandan risottomu karistirirken bir yandan da annemle telefonda konusuyordum.

yemegim hazir olduktan sonra bilgisayarimi da alip masaya gectim. bir yandan yemek yerken diger yandan sunum icin tekrar yapıyordum. yarin cok onemli bir sirket icin tasarladigimiz yeni reklam filmi fikirlerini sunacaktik ve kendimizi cok guzel bir sekilde karsi tarafa sunmamiz gerekiyordu. maral'in yillardir calismak istedigi bir markaydi o yuzden bu isle olmasi gerekenden cok daha fazla bir dikkatle ilgileniyordu. onu hayal kirikligina ugratmamak icin ben de elimden gelenin en fazlasini yapiyordum.

sunum isini tum kontrolleriyle hallettikten sonra bulasik makinesini doldurdum ve mutfagi temizledim. islerim bittiginde saat 9'a geliyordu. makyajimi cikarip cilt bakimimi da yaptiktan sonra kendime bir kahve yapip frambuazli saklikoy yiyerek friends izlemeye devam ettim.

gun icinde kac tane kahve ictigimi bazen sayamiyorum bu bagimlilik benim en buyuk sorunum fakat daha kotu olani ise benim bu saklikoye bagimli olmaya baslamis olmam. arkadasim eylul yuzunden tadina bakmistim ve o gunden beri evimden hic eksik olmadi ne yazik ki.





koltukta uyuyakalmisim ve dun erkenden alarmimi kurmus olmam hayatimi kurtardi diyebilirim. hizlica kalktim ve odama kosarak siyah blazer takimimi giyip makyajimi yaptim. yanima bir makyaj cantasi almam gerekiyordu cunku davete direkt sirketten gecmeye karar vermistik. makyaj cantami hazirlayip elbisemi de yanima aldim ve hizlica evden ciktim.

37 dakikalik bir araba yolculugunun ardindan sirkete varmistim. butun esyalari odama cikardim ve bilgisayarimi alip maral'in yanina gectim. yolda onu arayip ananasli quark yogurt istemistim kahvalti icin ve bir markete ugrayip almis. birlikte kahvaltimizi yaptiktan sonra sunumun uzerinden son kez gectik ve daha sonra son kontroller icin toplanti salonuna gittik.

mini sandvic ve tatli-tuzlu kurabiyeler masaya guzel tabaklarla dizilmis her katilimci icin su birakilmisti. maral birkac kisiyle konusurken ben de bilgisayarimi hazirlamaya karar verdim. sunumu actiktan ve IT arkastan yardim alarak sunumu duvara yansittiktan sonra toplantiya 10 dakika kadar kisa bir sure kaldigi icin telefonumu sessize alarak yerime gecip misafirlerimizi beklemeye basladim.

yaklasik 13 dakika gibi bir surenin sonunda yukselen ayak sesleriyle beraber hepimiz ayaklandik ve gelen misafirlerimizi karsilamak icin hazir beklemeye basladik. 3 erkek 1 kadindan olusan guler yuzlu insanlara benziyorlardi. bizimle tek tek selamlasip yerlerine gectiler ve vakit kaybetmeden sunumu yapmaya basladim.

sunum esnasinda kim oldugunu anlayamadigim bir adam sunumu dinlerken bir yandan da yan gozle beni suzuyordu. bunu rahatsiz edecek bir sekilde degil daha cok etkilenmis bir sekilde yapiyordu o yuzden rahatimi bozmadan ayni profesyonellikle sunuma devam ettim.

sunumum bittikten sonra karsi tarafin patronu oldugunu dusundugum adam etkilenmis bir sekilde bizi tebrik etti ve suyundan bir yudum alarak birkac fikir sunmaya basladi. ufak tefek degisiklikler ile tam olarak onlarin istedigi bir proje haline donusen sunumumuz onay aldi ve isin mali kismi basladi.

sunum boyunca beni suzen adam mali islerle ilgileniyormus. esmer, orta boylu ve guzel gulen bir adamdi. ilgimi cekmisti fakat bir toplantinin ortasindaydik ve gerektigince profesyonel olmam gerekiyordu bu yuzden hic ilgilenmiyormus gibi yaomaya devam ettim fakat bir yandan da adini ogrenmeye calisiyordum.

toplanti bitti ve maral derin bir nefes vererek yerinde ziplamaya basladi. o kadar komik gorunuyordu ki kendimi tutamadim ve bir kahkaha patlattim.

davet saatine uc saat kala maral la bir masayi full makyaj malzemelerimizle doldurup makyajimizi tazelemeye basladik. bir tema vardi ve tema beyaz ve sim karistirmamizi gerektiriyordu bu yuzden maral'in getirdigi beyaz eyelinerlari cektikten sonra ben de hem kendime hem maral'a getirdigim sim paletinden beyaz bir far surdum ve yanaklarimiza da biraz isilti seklinde bir kalip sim biraktim.

kiyafetlerimizi de giydikten sonra tum esyalarimizi aldik ve arabaya indik. tek araba gitmeye karar verdiğimiz icin maral bugun benim sag koltugumdaydi ve karsiya gecmemiz gerektigi icin ona dj lik gorevi vermistim cunku yol 58 dakika gozukuyordu.

dehset mide bulandiran bir yolculuk sonrasi davet alanina ulastik ve artik acliktan gozum dondugu icin kendimi hemen yiyeceklerle dolu masanin basinda buldum. ben bir seylerle tikinirken defne yanima geldi ve onunla sohbet etmeye basladik.

defne, yillar once bir davette tanistigim cok tatli bir kizdi fakat biz o kadar uzak oturuyorduk ki cok nadir gorusebiliyorduk.

pr urunlerinin tanitimi yapilip hepsi denendikten sonra bize hediye edilen hediyeleri de aldik ve paylasilacak contentlerimizin hazir oldugundan da emin olduktan sonra maral'la davetten ayrildik.

tekrardan karsiya gectik ve ilk once maral'i evine biraktim. daha sonra "innerbloom" actim ve her bittiginde onu basa sararak kendi evime sonunda ulastim.

daireme girer girmez butun esyalarimi yere firlattim ve once makyajimi cikarip daha sonra guzel bir dus aldim. dustan sonra cilt bakimimi yaptim ve kendime bir kadeh sarap doldurup salona gectim. once biraz sosyal medyada dolastim daha sonra da dizi actim ve butun aksam yatip dizi izledim.

innerbloomWhere stories live. Discover now