Düğün

30 3 37
                                    

İyi okumalar

Düğün günü
Balca'dan

Aldığım güzel elbiseyi giyinip saçımı ense topuzu yaptım. Göz makyajımı kahverengi tonlarında yapıp dudağıma elbiseyle aynı ton ruj sürdüm.

Ayzer'de yanımda bebek pembesi elbisesini giyinmişti. Saçlarını su dalgası yapmıştı. Gözlerine beyaz kalem çekmiş far ve allık olarak pembe renk tercih etmişti. Nude rengi ruj sürmüştü. O bir gloss kızı olduğu için tabii ki onu da sürmüştü.

Bennur şu sıralar tuhaftı, benimle hiçbir şeyini paylaşmıyordu. Düğüne gelmekte istememişti.

Çıkmadan önce Ayzer Bennur'a "Lütfen en azından biz evde yokken parti falan ver normal çocuklar gibi. Eğer onu yapmayacaksan iki tane keş çağır. Üçten fazla olunca da sıkıntı oluyor denendi onaylandı." dedi.

Bennur da bende güldük.

Ayzer "Azıcık normal çocuklar gibi ol ya." diye sitem etti.

Bennur "Kesinlikle çılgın şeyler yapacağım. Mesela noodle yiyeceğim." dedi.

Bunu duyunca hemen ona baktım.

"Yanlış mı duydum yoksa noodle yiyeceğim mi dedin?"

"Abla yememi istemediğini biliyorum ama zaten neredeyse hiç yemiyorum ve canım çekti."

Ayzer "Siz ne biçim insanlarsınız? Kız noodle yemeyi gizlice yapıyor. Kızım eve erkek falan atsana. Yok işte ablan." dedi.

Bennur ciddileşti. "Olabilir aslında."

"Heh şöyle."

"Ay tamam gidin artıkta noodlemı yiyeyim."

Bennur yüzümüze kapıyı çarptı.

"Bu kız normal değil."

"Bence de noodle yemek ne demek ya?"

Ayzer gözlerini devirdi. "Sus Balca."

Ladin'le orada buluşacaktık. Hiç kızı evinden alma gibi işlere girmek istememiştik ama Ladin kızın abisi olarak orada olmalıydı. Düğün tabii ki Çırağan Sarayındaydı. Umarım bizim ki böyle olmazdı. Hayalim daha farklı bir düğündü.

Bir dakika, bizim düğünümüz?

Ladin günde kırk kere söylüyordu ama ben ne ara bu kadar benimsemiştim?

Düğüne benim arabamla gitmeye karar verdik. Yaklaştığımızda Ladin'i aradım. Bizi sarayın tam bir prens edasıyla bekliyordu. Vale'ye anahtarı verip Ladine sarıldım. Üzerin de beyaz bir gömlek ve kırık beyaz bir pantolon vardı. Tam bir prens gibi olmuştu. Saçlarını salınık bırakmıştı.

"Hayırdır, beyaz giyinmişsin. Gelinin rolünü mü çalmaya çalışıyorsun?"

"Damat sensen ben okeyim."

Kulağıma eğilip "Güzel ağızın nasıl. Hâlâ acıyor mu?" dedi.

"Ya bir git Ladin." 

Ayzer kusma sesi çıkartıp içeri girdi. Ladin'in koluna girdim. Birlikte içeri girdik. Ladin beni doğruca birinci derece yakınların yani annesinin, babasının, Adin'in ve babaannesinin olduğu masaya ilerletti. Lidya ortalıkta bir kaç çocukla kuduruyordu. Ayzer liseden tanıdığı bir kaç kişiyle, bunların arasında Asilde vardı, konuşuyordu. Uzaktan ona bakan Cihangir'i gördüm. Ladine dirseğimle vurup onları gösterdim.

"Hadi Cihangirle konuşalım. Ne düşünüyor bir soralım."

"Karışma işlerine Ladin."

"Bence Cihangir Ayzerin benim kafama aşkıyla vurduğunu, beni bayılttığını bilmeli. Adam güzel yüzüne aldanmasın azıcık sevap işleyelim."

İlişki Durumu: Allaha Emanet Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin