8. Bölüm

23 8 9
                                    

Merhabalarrr

İnternet sorunları yüzenden bölüm atamadım, üzgünüm

100 okunmaya ulaşmışız, hepinize çok teşekkür ederim♡♡♡

Değerlendirip yorum yapmayı unutmayın, çok emek veriyorum!!!

İyi okumalar dilerim

___

(Geçen bölümden)

Şuracıkta, canım. Amma panik yaptın, gözümüzün önünde olacaklar"
dediğinde istemsizce kalktım, sanırım buna ihtiyacım vardı. Onlar için güçlü
durmalıydım. Yoksa kim onların intikamını alacaktı? Bu küçük çocuklar mı? Onların en büyüğü benim artık, bu iş bana düşer. En büyükleri olmasaydım bile bu işi yapardım, büyük memnuniyyetle yapardım. Gerekirse onlar için katilde olurdum, ama yinede onların intikamını alırdım...

8. Bölüm...

Ömer'in kolumdan tutmasıyla kalktım . Biraz yürüdük. Yaşadıklarımı kaldıramayacak noktaya gelmiştim ve bu noktada bana destek olacak kişi o değildi. O artık yoktu, gitmişti ve biz onun sayesinde buradaydık. Hayat her gün bu gerçekleri yüzüme bir kez daha çarpıyordu.

"Kumru, daha iyi misin?"dedi hala sıkıca kolumdan tutmaya devam eden Ömer.

"İyiyim. Hadi geri dönelim"dedim, artık birisinin bana bu kadar rahatca dokunmasına tahammül edemiyordum. Elimi çekip kurtardım.

"Tamam" dedi ve elini cebine sokup gitti. Ne yani trip mi atıyordu?! Hangi hakla?!

Ona göz devirdim ve peşinden gittim, ağacın altına oturdum. Uyumalıydım, yoksa yarın ayakta durmaya halim olmayacaktı. Uyumak üzere gözlerimi kapattım. Kapatmamla bir ses duymam bir oldu

"Uyuyacak mısın?"konuşan Ömer'di. Gözümü açmadan cevap verdim

"Evet, nöbetim bitti"

"Korkmuyor musun?"

"Neyden?"hala gözüm kapalıydı

"Yani, bir şey olur. Haberin olmaz"

"Seni oraya niye koyduk, ne sandın?"

"Bana güveniyorsun yani?"

"Eee, ne yapalım, mecburuz" dediğimde göz devirdiyini tahmin ede biliyordum. Gözümü açıp ona döndüm.

"Şaka lan, şaka. Güveniyorum"

"O yüzden neden bana söylemedin"

"Neyi?"

"Kuzeyle gördüğünüzü" dedi. Beynimde sadece tek düşünce dolaşıyordu 'iyi halt yedin Kumru!'.

"Çünkü, kaldıramayacağını düşündüm. Ben bile hala kaldıramadım. Kalbimin en derinlerinde yanan bir meşaleydi adeta."dediğimde bir bir gözlerimde canlandı, adeta bir film şeridi gibi... Melodi'nin bana sarılıp ağlaması, Ali'nin yetimhanede bize veda ederken anneye '5 dakika daha lütfen' demesi, Sevde'yle ettiğimiz kavgadan sonra daha barışamadan gitmesi, Sevda'nın 'kardeşim bir şey yapmadı Kumru' deyişi, Hakan'ın bana son bakışları ve Kuzey'in bizi kurtarmak için kendini feda etmesi... Hepsi gözlerimin önünden geçti. Şaka gibiydi. Bunlar cidden yaşanmış mıydı? Biz cidden yaşamış mıydık bunları? Onlar gitmiş miydi? Yok muydular artık? Kurtaramaz mıydık?

Ömer susmuştu. Bende susmuştum. Ama bedenimiz hala konuşuyordu. Telepati kurmaya çalışan beynimiz, dolan gözlerimiz, titreyen ellerimiz, nereye gideceğini çalışan bacaklarımız, ne uğruna attığını bilmeyen kalbimiz ve bizden daha çok
acı çekmiş ruhumuz... Bir çocuk ruhuydu o, ama büyüklerinkinden daha çok acı çekmişti. Bir çocuk ruhuydu o, ama büyüklerinkinden daha çok yük kaldırıyordu. Bir çocuk ruhuydu o, ama büyüklerinkinden daha çok şeyle uğraşıyordu, aynı andan yüzlerce şeyle uğraşıyordu. Bir çocuk ruhuydu o, sadece ve sadece çocuk ruhu...

___

Bölüm bu kadardı

Beğendiniz mi?

Bence güzeldi, ama Ömer biraz sinirimi bozdu. İlk defa kendim yazdığım karaktere sinir oldum ldldmfkfçf

Her neyse, görüşürüz♡♡♡

Vadedilmiş ÖzgürlükHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin