prolouge

17 5 14
                                    

Eşyalarımı toparlarken yıllardır sakladığım fotoğraf albümüne rastladım. İş gücü bırakıp bi köşeye çekidikten sonra teker teker gözden geçirmeye başladım fotoğrafları. Birden yüzüme bi gülümsemenin yayıldığını hissettim. Siz şimdi beni gülümsetenin ne olduğunu merak ediyorsunuzdur değil mi? 7 arkadaşın çekildiği bi fotoğraftı bu. Hepimizin mutlu ve masum olduğu.

Fotoğrafı çekinmeden ailemle tartışmıştım. Ailemle iyi anlaşabilen biri değildim. Hiçbirimiz öyle değildik. Keyfim hiç yoktu. Ne zaman aradaki buzları eritip birlikte bir şeyler yapmaya, bir arada bir aile gibi olmaya, bir şeyler paylaşmaya kalksam sonuç hep kavgayla bitiyordu. İkiside iletişimden, sakince konuşmadan bi bok anlamıyorlardı. Biraz sakinleşebilmek için dışarıya çıktım. 

Planım sahile gidip biraz oturmaktı. Yolda bir anda Jungwon aradı. O daailesiyle tartışmıştı. Nedenini sormadan söylemişti. Sınav notu beklediğinden düşük geldiği için tartışmışlardı. Jungwon'un ailesi okula çocuklarından daha çok değer verirdi. Tek umurlarında olan Jungwon'un okul notlarıydı. Ayrıca Jungwon iyi not alsa bile bundan asla memnun olmazlardı. Onlara göre iyi olan notlar hep tam puanlar oluyordu. Eğer Jungwon tam puan almadıysa hemen bağırmaya çağırmaya başlıyorlardı.

Jungwon'unda da morali bozuk olduğundan hemde uzun süredir toplanamadığımızdan Jungwon'a çocukları toplayıp sahildeki kafeye gitmeyi önerdim. En azından kafamız biraz da olsa dağılabilirdi. Jungwon da kabul edince aramayı sonlandırdım. Zaten sahile doğru yola çıktığım için hemen kafeye vardım. 

Denize kıyısı olan yerler küçüklüğümden beri severdim. Bir kaçış yeri olarak görürdüm oraları. Kapıyı açıp içeri girdim. Cam kenarında olan masalardan birine oturdum. Camlar açıktı hafif ılık bi rüzgar esiyordu. Rüzgar sayesinde tavanda asılı olan rüzgar çanları sallanıyor kulağıma bir melodi olarak geliyordu. Güneş batmak üzereydi ve bu gökyüzünde muazzam bir manzara yaratıyordu. Ne kadar kış ve sonbahar insanı olsamda böyle yaz akşamlarını çok seviyordum. Hele ki böyle akşamlarda buluşup eğlenebileceğiniz dostlarınız varsa yaz akşamları sizin için çok güzel geçiyordu.

Oturup bekledim, denizi ve günün batışını seyrettim biraz. Daha sonra çocuklar geldi. Jungwon, ben, Jongseong ve Sunghoon orta okuldan tanışıyorduk. Lisede aynı okul üstüne üstlük aynı sınıfa düşmüştük. Hepimiz çok sevinmiştik buna. Riki, Sunoo ve Jaeyun'la lisede tanışmıştık. Bilmiyorum ama sanki bizi birbirimize bağlayan bir şey varmış gibiydi. Riki bizden bir yaş küçüktü. Çocuğu Japon diye zorbalıyorlardı. Yanımıza almıştık bizde onu, o zamandan sonra da kopmamıştık bir daha.

Uzun zaman sonra onları görmek çok iyi gelmişti bana. Evde olan tartışmayı unutmuştum bile. Sunghoon kamerasını getirmişti her zamanki gibi. Kamerasını heryere götürürdü. Bazen kameranızı bizden çok sevdiğini düşünüyordum. Birden hadi fotoğraf çekinelim dedi. Bu onun her zamanki haliydi. Her toplanışımızda toplu fotoğraf çekinirdik. Bir garsonun eline tutuşturdu kamerayı. Herkesin pozunu verince çekti garson fotoğrafı.

Öyle çekindik işte bu fotoğrafı. O zaman anlamıştım hayat üzerime ne kadar sert gelirse gelsin bu çocuklar bana iyi geliyordu. Yüzümdeki gülümseme yavaş yavaş solarak düz bi çizgiye bıraktı yerini. Yanılmıştım. Şimdi ne o fotoğraftaki mutluluk ve masumluk vardı, ne de o 7 çocuk.


_____________________

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

_____________________

⋆꙳•̩̩͙ ❅ *̩̩͙ ‧͙ ‧͙ *̩̩͙. ❆ ͙͛ ˚₊⋆

evet sonunda o yazının devamı yayınlamış bulunmaktayım

bok yoluna gitmese bari

ilk defa fic yazıyorum🤚

 bambi diyebilirsiniz bana

hata varsa affola

bidahaki bolum gorusmek uzere

sağlıcakla kalın!

retrouvailles │ enhypenWhere stories live. Discover now