¹³

245 30 21
                                    

• • 𝕄𝕪 𝕙𝕚𝕝𝕕 • •

Onüç

Sınır: 15 oy ve yorum

Gözlerini yavaşça açtın ve yavaşça bulanık görünüşünü düzeltmeye çalıştın. Ellerini hareket ettirmeye çalıştın ama ipler yüzünden yapamadın.

Dizlerinin üstünde durduğunu ve ellerinin arkadan bağlandığını farkettin. Bir çıkış yolu bulmak için panikle etrafına baktın, odada herhangi bir pencere yoktu. Odada sadece bir kapı ve odayı aydınlatacak birkaç ışık kaynağı vardı.

"Babacığım..." Yanaklarından aşağı gözyaşları akarken hıçkırdın. Babanın götürdüğünü hatırlıyordun ama gerisi yoktu. Ayrıca duvarların het yerinde asılı olan ve seni yorgun hissetmeni sağlayan kağıtları farkettin. Babanın burada bulunmadığı gerçeği yüzüne vurdu... ağlamaya devam ettin.

"Ağlamana gerek yok."

Sesin geldiği yöne bakmak için kafanı kaldırdın. Tanıdık beyaz renkli saçları ve ruhuna bakan mavi gözleri gördün ve korkuyla ürperdin. Mizuko kıkırdadı ve sana yaklaştı, "Oldukça yorgunsun, değil mi?" Önünde diz çöktü. Cevap vermedin ve birşey yapmadı ihtimaline karşın korku dolu bakışlarını ona yönelttin. Eli yavaşça başını okşamak için hareket etti ama sen irkildin ve ondan uzaklaşmaya çalıştın. Mizuko elini çekti ve elini eski konumuna koydu, "Dün olanlardan dolayı hâlâ sarsılmış durumda." Sana karşı sempati hissetti.

"Babacığım..."

Umutsuzca babanı çağırman büyücüyü düşüncelerinden kurtardı: "Hmm? Sanırım, babanı görmek istiyorsun, değil mi?" O sordu ve sende sevinçle başını salladın. Ayağa kalktı ve ipini gevşetti, hala bağlı olan ellerini öne doğru getirdi. Seni de kendisiyle birlikte götürmek için bileğinde bulunan ipten ve duvardaki kayıtlardan ipten bir tasma yaptı. "Pekala, ufaklık. Seni babana götüreceğim." Ayağa kalktı ve ipi çekti. İkinizde odadan çıktınız, sessizdin ve çoğunlukla kafan aşağı eğikti.

Mizuko senin için üzüldü.

Bu kadar küçük bir yaşta ölmeni istemiyordu. Üst kademedekilere, seni hayatta tutmak ve seni lanetleri kovmak için kullanmaya ikna etmeye çalışmıştı, sonuçta hala içinde insan yanın vardı; ancak onlar Mizuko'nun teklifini reddettiler ve sizi kovmayı -ruhani manada- veya mühürlemeyi istediler. Mizuko'nun aklında bir plan vardı, ve bu planı gelecekteki torunlarından biri uygulayacaktı. Ölmene veya ruhunun sonsuza dek boş biryerde çürümesine izin veremezdi.

"En azından onun son dileğini yerine getirmeliyim..."

ˏ 𓏧 𓏲 𓏲 𓏲 𓋒 𓏲 𓏲 𓏲 𓏲 𓏧 ˎ

O sırada Sukuna:

Lanetler kralı, hapishane bölgesinde mühürlenmiş olan Uraume'ye ne olduğunu öğrendikten sonra şaşırmış ve öfkelenmişti. Senin kendisiyle veya Uraume ile aynı kaderi paylaşmana izin vermeyecekti, seninle birlikte olabilmek için kendini kurtarmak zorundaydı.

‧₊˚♡𝐌𝐲 𝐂𝐡𝐢𝐥𝐝ღ ᵂⁱᵗʰ ᴿʸᵒᵐᵉⁿ ˢᵘᵏᵘⁿᵃ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin