Andrew'ın günlüğü.
Ah evet o olaydan 1 ay geçti.
Hala ayaktayım
Herneyse dalga geçmeyi bırakıp size bir olay anlatacağım!
Size mi?
Bir dakika bu bir günlük kimse okuyamayacak ki bunu?
. . .Neyse anlatıyorum. Bir hafta önce babam beni okula yazdırdı ve bu haftada baya gerginim. İşin iyi tarafı baya bir arkadaşım oldu ve 4 kişilik bir arkadaş grubunun üyesi bulunmaktayım. İlk tanıdığım kişi Steve oldu. Bana çok havalı gözüküyor ve baya bir komik.
Steve: Hey yeni çocuk! Baksana bi!
~Ne oldu?
S: Arkadaş olmak ister misin? Pek eğlenceli birisi gibi gözüküyorsun.
Burda kalbime garip birşey oldu çünkü benim hiç arkadaşım olmadı. Sadece kaçak VHS kaset filmlerinden görmüştüm arkadaşlığın ne olduğunu. Zamanı gelince bozuluyor.
~P-peki o zaman, ben Andrew öğretmenin bahsetmiş olması lazım. Sen de şey olmalısı-
S: BEN DE STEVE!!!
~*bağırmana ne gerek vardı korktum..* Ah doğru Steve.. Tanıştığıma memnun oldum.
S: Bende dostum. Buraya hangi okuldan geldin?
*...*
~Doğrusunu söylemek gerekirse ben ilk defa okula geliyorum. Hayatımda hiç okula gitmedim çünkü geçimimiz..S: Bunu duyduğuma üzüldüm. Ama o halde nasıl okuma yazma biliyorsun?
~Öğrendim..?
S: Nasıl "öğrendim"??
~Babam öğretti?
S: Ah sen komiksin ben seni şimdiden baya sevdim. Benim konuştuğum bir kaç tane daha arkadaşım var. O kızlardan birisini sana ayarlayabilirim *göz kırpar*
~*Ayarlamak? O da ne demek? Neyi kast etmişti bu şimdi?*
...Sorun olmazsa bir soru sorabilir miyim?
S:Çekinme dostum.
~ Ayarlamak derken neden bahsettin?
S: Ah, yani kız arkadaşın olarak.. Sen p-pek yakışıklısın. Eminim seni beğenirler.
Öğle vaktinde kafeteryada çağırırım seni böylece öğle yemeğimizi beraber yiyebiliriz. Ne dersin dostum?~"kızlara gerek yoktu ama neyse" Tamamdır teşekkürler!
Steve elini uzattı. El sıkışmayı bekliyordu. Elimi uzatıp sıktım. Eli sıcaktı. O kadar sıcaktı ki elim yandı. Hasta mıydı acaba ateşi mi vardı? Benim mi ateşim düşük? Muhtemelen 2. Seçenek ama farketmiyor.
∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆
13:00 - Öğle yemeği vakti - Kafeterya
∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆
Yemek almak için sıraya girdiğimde biri benim adımı seslendi. Bu Steve'di. Duvarın köşesindeki masada 2 kızla birlikte oturuyordu. Bana el salladığında bende geri el sallayıp odağımı yemek sırasına verdim. İçinde basit bir sandviç ile elma suyu olan tepsiyi aldım ve yavaşça Steve'lerin olduğu masaya yöneldim. Steve eliyle yanına oturmasını işaret etti. Tepsimi masaya bıraktıktan sonra Steve'in yanına yanaştım. Masanın diğer tarafındaki kızlar bana kıkırdayarak bakıyordu. Bu beni pek rahatsız etmişti ama belli etmemeye çalıştım.
Kız 1: Merhaba, sen Andrew olmalısın.
*gülümser*-Evet, ben Andrew. Peki siz?
Kate:- Ben Kate, ve bu da Lia. *Kate dirseği ile hafifçe Lia'ya dürttü*
Lia - Selam yeni çocuk, tanıştığıma memnun oldum.
-Teşekkür ederim. Bende memnun oldum.
Steve'e baktığımda o yemeğini bitirmiş, bana bakakalmıştı. Elim ile Steve'in bakış açısına girip el salladım, ilgisini alabilecekmişcesine. Steve gözlerini buruşturdu ve gözünü hızlıca kırparak bakışları bana döndü.
-Hey, iyi misin?
Steve: Ah, özür dilerim dalmışım. Neden olduğunu bilmiyorum...
- Sıkıntı değil de, bir garip bakıyordun..
Steve elini omzuma uzatıp beni yavaşça sağa doğru döndürdü.S: Onları görüyor musun?
- Şu masadaki çocukları mı?
S: Bingo. Onlara dikkat et. Sana birşey olmasını istemiyorum.
- Ne dediğini hiç anlamadım..
S: Onlar okulun zorbaları, kötü adamları gibi düşün. En üst sınıftalar.
-Peki dikkat ederim-
S: Onlar çok güçlü ve iğrenç. En son bir çocuğun yemeğine böcek tıkmışlardı.. *yüzünü buruşturur*
-Tamam o zaman..
Çok kafası karışmış hissediyordum. Ardından Lia konuşmaya başladı.
Lia: Stevie haklı Andrew. Sana birşey olmasını istemeyiz. Değil mi?
*diğerleri başını sallar.*
- Peki dikkat etmeye çalışacağım.
Steve ayağa kalkıp boş, kirli tepsisini ve elma suyu kutusunu bir konteyner kutusuna attı, tekrardan yanıma oturdu. Sandviçimin son ısırıklarını alırken ders zili çaldı
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlıkta Kayıp
Romance[ devam ediyor ] küçük yaşta bir psikolojik hastalığa yakalanan Andrew, kendini iyileştirecek birisini bulur.