36. Bölüm- Kanlı Bir İhtilal

141 4 16
                                    


———————-§———————

Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Birkaç hayat çıkarır yaşamasından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu

                                                                -Atilla İlhan
———————§—————————

Leyla hanım buz getirerek Yağız'a uzattı. "Al evladım iyice tut." Dedi onu verirken. "Teşekkür ederim." Dedi Yağız. Bir yandan salonda bağırışmalar devam ediyordu. "Selma sen bunu bize nasıl yaparsın?" Diye kızıyordu Derya hanım. Selma'nın tepesine dikilmiş ellerini hunharca ona doğru sallıyordu. Selma ise başını öne eğmiş, kaderini kabullenmişti. "Hiç anlamıyorum biz sana böyle mi öğrettik? Bize yalan söyle diye mi gönderdik seni İstanbul'a Mardin'e? "

"Tamam abla öfkelenme." Dedi Ayla hanım. Ayakta duran ablasının yanına gelmiş omuzlarından tutmuştu. "Nasıl öfkelenmeyim Ayla? Rezil olduk koskoca cemiyete. Ondan da önemlisi Kayhan bey ve Begüm hanım'a-." Sonra Selma'ya baktı. "-Nasıl bakacağız o insanların yüzüne?"
"Anne sorunumuz o insanların yüzüne bakıp bakamayacağımız mı gerçekten? Banane o insanlardan?" Diye sinirlendi Selma da.

Cahit bey sinirlenerek ayağa kalkmıştı. "Annenle düzgün konuş"

"Banane dediğin insanlar babanın iş ortağıydı. Bizi bu bataktan kurtarabilecek tek şirketti onlar. Ama sen her şeyi mahvettin. Giderken dediklerini duymadın mı? Bırak aile birliğini iş birliği bile kurmayız bu saatten sonra. Dedi Kayhan bey.  - bunlar yetmezmiş gibi bir de oğullarını hırpaladınız!"  Şimdi Yağız'a bakıyordu.

"Oh iyi olmuş o gerizekalıya. Utanmadan bir de benimle nişanlanacağını söylüyordu anne siz bana niye daha önce söylemediniz!"

Cahit bey ellerini belinden çekerek kızına yöneldi. "Sen damdan düşer gibi yanında bu insandan azmayla-."
"-İnsandan azma falan biraz ayıp oluyor sanki Cahit bey." Diye ekledi Yağız. Cahit bey'in sinirli bakışlarını görünce sustu.

"-gelip ortalığı karıştırmasaydın müsait bir zamanda fikrimizi söyleyecektik. Ama nerde o günler? Kızımız Mardin'e gittim diyor. Ama Urfa'dan başka bir adamla hem de dini nikahlı şekilde dönüyor. Sürpriz ben geldim yapıyor."

Cahit bey bir anda kendini tutamamıştı. "Şimdi ne olacağını düşünüyorsun? Şimdi biz ne diyeceğiz herkese?" Diye bağırdı. Selma başını yerden hiç kaldıramadığı için Yağız ayaklandı. "Efendim izin verirseniz ben açıklayım."

Cahit bey hızla dönerek parmağını havaya kaldırmıştı. "Sen otur,delikanlı,dedene olan hürmetimden sana bağırmıyorsam bu konuşman gerektiği anlamına gelmez."

Yağız oturmadı. "Dedemi soyadımı bir kenara bırakıp lütfen benimle açıkça konuşun. Bakın,evet Selma'yla evlendik ama-."

"AMASI FALAN YOK! Siz ne halt ettiğinizin farkında değilsiniz! Hem de kendinizi ve bizi nasıl rezil ettiğinizin hiç farkında değilsiniz. Bitti,hemen,şuan kızımı boşuyorsun ve bu saçma sapan işe bir son veriyoruz. Ondan sonra çekip gidiyorsun evimizden!"

Sana gelince de Selma hanım, nasıl diyordun sen hayvanlar için,senin ipini fazla uzun bıraktık herhalde,artık ipleri sıkma vakti geldi. İstanbulmuş Urfaymış Mardinmiş bitti,gezimiz burda sonlandı."

Kaderimin OyunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin