GİRİŞ

4 0 0
                                    

Köpeklerin iğrenç kokusu burnuna gelince Maviyıldız durdu. Ateşkalp'in kürkü ileride hızla ilerliyordu. Kendisi ve köpek sürüsü arasında iyi bir mesafe bırakarak koşuyordu, fakat köpeklerden biri vekiline hızlıca yaklaşmaya başlamıştı. 

Hayır! Ona saldıramazsın!

Maviyıldız kendini yokuş aşağı itti. Hızla inerken yapraklar yüzüne çarpıyordu. Dalgaların sesini duyunca şelaleye yaklaştığını anladı. Ateşkalp köpekleri zamanında suya düşürebilirmiydi? Eğer köpekler onu yakalarsa ne olurdu?

Zor uğraşlardan sonra şelalenin kenarında durabilmeyi başardı. Fakat, bu sefer gözüne başka bir şey takıldı. 

Yıldız Kabilesi, Olamaz!

Ateşkalp, kocaman bir köpeğin ağzından sarkıyordu. Köpek onu hızla salladı, ama büyük patileri şelaleye fazla yakındı.

"Kabilemi yok etmene izin vermeyeceğim!" Maviyıldız yüksek bir çığlıkla köpeğe doğru sıçradı ve kürküne şiddetle çarptı. Köpek Ateşkalp'i düşürdü ve şaşkınlıkla arkasına döndü. Maviyıldız eğildi ve pençelerini çıkarttı. Köpeğe saldırması gerektiğini biliyordu, ama o an hiç korkmadı. Çok fazla ay boyunca hiç bu kadar canlı hissetmemişti. Köpeğin burnuna saldırıdı, fakat pençeleri sadece havayı çizmişti. Köpek dengesini kaybetmişti! Köpek zor denemelerle düşmemeye çalışırken, sürüsü hızlıca yaklaşıyordu.

"Maviyıldız!" Ateşkalp uyardı.

Ama Maviyıldız dikkatini sürü liderinden ayırmadı. Sürü ona yaklaşıyordu. 

Hava korku ile dolunca Maviyıldız pençelerini sert taşlara geçirdi. Sürü, şelaleyi fark etmişti ve çığlıkları panik ve korku doluydu. Maviyıldız zorla tutunarak ilk köpeğin aşağı düşüşünü gördü. Kısa bir sessizlikten sonra, köpeğin suya battığının sesi duyuldu.

Maviyıldız sürü liderine yeniden baktı "Asla Şimşek Kabilesi'ne saldırmamalıydınız!" diye tısladı. Bir anda, köpek ağzını açtı ve dişlerini bacağına geçirdi. Zeminden kaymaya başladı. Köpek onu aşağı çekiyordu! Aşağı düşerken rüzgar bir anda çok daha sert geldi. Sürü lideri ondan aşağıda suya düşmüştü. Suya çarptığı anda nefesi kesildi ve her yere karanlık çöktü.

Suya karşı gelmeye çalıştı, fakat dalgalar fazla güçlüydü. Kazpost'un kehaneti kulaklarında çınlıyordu. Su, seni yok edecek

Islak ve ağır tüyleri onu daha derine çekti. Nefessiz kalıp panikledikçe daha da batıyordu. Artık hangi tarafın yukarı olduğunu bilmiyordu. Tam orada, şelalenin karanlık sularında boğulacaktı

Sakın pes etme!  Tanıdık bir ses ona seslendi

Meşekalp?

Yavrularının babası ona sesleniyordu. Tıpkı ormanda koşmak gibi. Patilerinin hareket etmesine izin ver. Kafanı yüksek tut. Suyun seni kaldırmasına izin ver.

Kendini serbest bıraktı ve suyun onu yönlendirmesine izin verdi. Su onu daha yukarı kaldırıyordu. Yüzünde havayı hissedene kadar yukarıya çıkmasına yardım eden güce destek oldu. Su öksürerek nefes aldı. Artık su altında değil di.

Doğru yoldasın, Meşekalp fısıldadı

Sesi çok sakindi, çok karşılayıcıydı. Belki de onun kendini alıp götürmesine izin vermeliydi.

Maviyıldız, yüz! Kıyıya doğru ilerle! Meşekalp'in sesi artık endişeliydi. Yavrularımız seni bekliyor.

Yavrularımız! Düşüncesi bile onu titretiyordu

Görüşürüz demeden onları bırakamazsın.

Maviyıldız bir anda enerji ile doldu. Suya karşı savaşacaktı. Sert bir vücut ona çarpıp onu daha derine sokmaya çalıştı, ama o güçlü kaldı. Bir köpek üstüne düşmüştü ve şu anda boğuluyordu. Bir köpek bile bu suya karşı gelemiyorsa, ben nasıl gelirim?

Ağaçlar artık görünüyordu.

Başabilirsin! Meşekalp ısrar etti. Maviyıldız bacaklarını hissedemiyordu. Bırakmak zorundaydı.

Aniden sivri dişler ensesine battı. Meşekalp onu kıyıya mı sürüklüyordu? Kediyi görebilmek için gözlerini kırpınca parlak turuncu tüyler gördü

Ateşkalp!

Şimşek Kabilesi vekili onu tutmuştu.

"Kafanı yüksek tut!" Ateşkalp dişleri arasından uyardı

Maviyıldız ona yardım etmeye çalıştı, fakat tüyleri fazla ağırdı ve her yeri ağrıyordu. Ateşkalp de artık dayanamıyordu. Umut yoktu.

Bir anda başka bir post onunkine değdi.

Köpekler mi?

Daha çok diş ensesine girdi. Patiler onu yukarı kaldırdı. Etrafında güçlü kedilerin onu kaldırdığını hissetti. Yoksa Yıldız Kabilesi onu yıldızlara mı taşıyordu?

Baygın bir şekilde kendini götürmelerine izin verdi. Ve bir süre sonra artık postunda su değil, kıyıdaki küçük taşlar vardı. Patiler onu dürtüyordu ve gözleri suluydu. 

"Maviyıldız?"

Aniden Sisliayak'ın sesini tanıdı. Taştüy nerede? O da burada mı?

"İkimiz de buradayız" Güçlü bir pati postuna dokundu.

Meşekalp haklıydı. Yavruları onu bekliyordu.

Gözlerini açmak için zorlandı. Taştüy'ün bulanık vücudunu anca görebiliyordu. Çok güçlü bir vücudu vardı ve eski yavru halinden eser yoktu. Tıpkı babası gibi. Sisliayak ise tam yanındaydı. O da Meşekalp'i andırıyordu. Gurur ve barış içinde gözlerini yine kapattı.

Yanağında bir nefes hissetti.

"İyi mi?" Kızının sesi geldi.

Ateşkalp ona doğru eğilmişti. "Maviyıldız, benim, Ateşkalp. Artık iyisin. Güvendesin."

Maviyıldız onu dinlemiyordu bile. Yavrularına bakıyordu. "Beni kurtardınız" diye mırıldadı.

"Sus, konuşmaya çalışma" Sisliayak ısrar etti.

Ama söyleyecek çok şeyim var! Maviyıldız sesinin güçlü olduğunu umarak konuştu. "Size bir şey söylemem lazım... Sizden beni affetmenizi umuyorum; sizi gönderdiğim için." Yuttuğu sulardan birazını öksürdü. "Meşekalp, Grinehir'in size iyi annelik yapacağına söz vermişti"

"Çok iyi bir anneydi." Taştüy sessizce cevapladı.

Maviyıldız çekindi. "Ona çok borcum var.." Daha çok şey anlatabilmek için daha çok nefesi olmasını diledi. "Ve Meşekalp'e, size çok iyi öğretmenlik ettiği için." Derin bir nefes aldı. "Sizin büyümenizi izledim, ve size sahip çıkan Kabileye ne kadar çok vermeniz gereken şey olduğunu gördüm. Eğer başka bir seçim yapsaydım, tüm o gücünüzü Şimşek Kabilesi'ne vermiş olurdunuz." Titredi; artık nefes almak daha zordu. "Çok özür dilerim" 

Kısık gözlerle yavrularına baktı. Sisliayak ve Taştüy birbirilerine bakarken zaman durmuş gibiydi. Lütfen...

"Seçimi yüzünden çok acı çekti." Ateşkalp ısrar etti. "Lütfen onu affedin"

Sessiz ol! Eğer zorlanırlarsa, affetmelerinin hiç anlamı kalmazdı. Ateşkalp'in susmasını umdu.

Sisliayak eğildi ve Maviyıldız'ı yanağından yaladı. "Seni affediyoruz, Maviyıldız"

"Seni affediyoruz." Taştüy tekrarladı

Yavruları onu yalamaya başlayınca gözlerini kapattı. Onları karlı ormanda bıraktığı günden beri ilk defa onlara bu kadar yakındı.

Artık son hayatına tutunmak için bir nedeni yoktu. Artık onun yerine Ateşyıldız ormanda yanan alev olabilirdi. Şimşek Kabilesi güvendeydi. Gözlerini kapattı ve sıcak karanlığın onu almasına izin verdi.


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 06 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Bluestar's Prophecy (Turkish Translated)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin