4. bölüm: HARAKETE GEÇİŞ

11 5 7
                                    

Arabaya bindik. Burnuma kötü kokular geliyordu. Ama ne çıkacağını bilmiyordum. Emin olmadığım bir şey için kimseyi tedirgin edemezdim bu yüzden sustum.

Aniden durduk.

Ben
- Ne oluyor, neden durduk?

Arabayı kullanan Ensar

- buradaki sonrasında dubalar var ilerliyemeyiz.
Ben
- Burası ana yol buraya duba konulmaz ki!!!
Ensar
- Bilmiyorum gözlerim kör değilse eğer bu duran şeyler duba
Ben
- ben inip bakicam
Ayşenur (ablam)
- birinin inip bakması gerekiyorsa bu kişi sen değilsin burda yirmi küsur kişi var sana mı kaldı.
Ben
- Sen niye geldin ya
Ayşenur
-Annem yolladı sana bakmaya meraklı değilim bende
Ben
- Ay ben senin o tipini görmeye bayılıyorum sanki
Ayşenur
- üvey evlat
Ben
- kes üvey olsaydım annem benim peşime seni takmazdı

Bir süre sessizlik oldu...

Sessizlik Arda'nın telefonu ile bozuldu

*Ya çocuk hadi anladım oky kişisel telefon ama arama sesini de idolun oldugun filmin başlangıç sesini koymazsın ya*

Arda telefonu açmadı.

Herkes birbirine bakıyor kim inip bakicak diye beklerken arabanın camından içeri bir şey atıldı.( Bayıltıcı bir gaz )

Benim bilincim kapanırken ablamın en son " ALLAH BELANIZI VERSİN. ANNE BU KIZIN NE İŞLER ÇEVİRİYOR BİLMİYORUM AMA BUNLAR NORMAL DEĞİL " diyordu. Sorun şu ki haklıydı.

*Önce kaçırıyorlar başımızdaki adam kaçıyor buz kurtuluyoruz sonra yine kaçırıyorlar bunlar neyin kafasını yaşıyor ya cildiricam eve gitmek istiyorum artık. Ya ben kaç gündür sıcacık yatağıma giremiyorum ya. Keşke sıcacık yatağımda öls3ydim Ece beni niye kurtardın ya* diyerek ( içinden ) isyanlara düştüm.

Bilincim kapalıydı ama ben düşünebiliyordum.

Heee... Sadece karanlıkmış bilinci yerine ilk gelen bendim. Etraf bayağ karanlık ve dışardan gelen ayak sesleri dışında tık yok

"Bir tek benim uyanmış olmam mümkün mü bilmiyorum ama bir an önce uyanmalılar çünkü biz bir savastayız ne kadar polisler diğer Türkiye sakinleri yardım etmese de yapacak bir şey yok bu bizim savaşımız."

Hemen herkesi uyandırdım.

Ablam sürekli bana ters ters bakınca ne demek olduğunu anlıyordum " bizi ne biçim şeylere sokuyorsun ne gerek var savaşa ,kavgaya uzlaşmanın bir yolu vardır illaki (savaş ne kızım ne oluyor burda) nereye düştüm ben ya sana uydum anneme uydum geldim Allah hepinizin... Neyse bela okuyacağım ama bu durum hiç hoşuma gitmedi eve gidince ne işler çevirdiğini detayı detayına anneme anlaticam"
Der gibi bana bakıyordu

Ablamı sizden iyi tanıyorum ve gözleriyle bile ne demek istediğini iyi biliyorum o da beni çok iyi biliyor.

En sonunda ensar arabadan indi dubaları tam kaldıracakken bir dubaya bantlanmış SAATLİ BOMBA'YI gorunce
Arabaya geri geldi ve kekeliyerek saatli bomba olduğunu söyledi. Şok içindeyken araba kullanamazdı bu yüzden arabayı Arda kullandı.

En son Esra'yı biri aradı

Konuşmadan anladığım tek şeyin bunun sadece bizim için düzenlenen bir düzenek olduğu. Düzenek evet çünkü bizden başka kimse bu konu ile ilgilenmiyor ama haberlere çıkıyordu. Biz onları ararken ortaya çıkmıyor en zayıf anımızda bize saldırıyor ve bizi kaçırıyorlardı şimdi de saatli bomba

İki araba olduğumuz ve biz önde diğerleri, diğer arabada olduğu için bizim gördüğümüz duyduğumuz şeyleri bilmiyor duymuyordu

Ablam bana daha asabi bakmaya başlamıştı eğer biraz daha damarına basacak bir söz yada hareket yaparsam beni yaşatmaz gibi bakıyordu.

AMACIMIZ KURTARMAK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin