****
Miran Karaboz
Çok güzeldi.
Hayatımda gördüğüm en güzel kadındı. Annem artık yoktu o vardı...
Doğum günleri hakkında bir soru sormuştu.
Eskiden olsa Doğum günlerimden nefret ettiğimi iyi bilirdi. Ama bozuntuya vermedik sorusunu. Ona bu gece herşeyi anlatmayı planlıyordum. Bir yandan da beni bırakacağını için korkuyordum.
Ve yarın olacak ihale yüzünden söylemek istemiyordum.Arabadan inerken gergin olduğunu hissettim. Kolumu beline sararak kendime çektim.
"İyi misin güzelim?" Bakışlarını yüzüme çevirdi.
"İyiyim" dedi gülümseye çalışarak ama hayır değildi. Saçlarının arasına dudaklarımı bastırırken mekanın etrafındaki adamları gördüğümde kaşlarımı çattım. Mekana girdiğimizde mekanın boş olduğunu gördüm. Birden ışıklar kapandığında kolumu daha sıkı sardım Deniz'e. Ne oluyordu?
Bana döndüğünü hissettim."Sakin ol." Yanağıma küçük Bir öpücük kondururken benden uzaklaştı.
"İyi ki doğdun Miran!" Mum ışığı ile hafifçe aydınlandı mekan. Gözlerimi kapattım.
Işıklar açıldığında gözlerimi hızla açtım. Tamam Miran...senin için bir sürü şey yapmış hazırlanmış....sakın kızı bozma.Derin bir nefes alırken Ekin sırıtarak pastayı bana doğru getirdi.
"Dilek tut bakayım" Ben konuşmadan Deniz konuştu.
"Şey....zorlamasan mi?" Az önce bu soruyu bu yüzden sormuştu demek ki. Ama neden son an da sormuştu ki?
Elini tuttuğumda bana döndü. Göz kırparak Ekin'e döndüm. Ona sertçe bakarken yutkundu. Deniz belki unutmuştu ama O benim çocukluk arkadaşımdı. Mumları üflerken yine de dilek tuttum.
Onunla ömrümün sonuna kadar mutlu olayım.....üzülmesin.
Deniz'e döndüğümde gülümsediğini fark ettim. Sırıtarak yanağımdan öperken herkes alkış yapmaya başlamıştı. Birkaç arkadaşımı çağırmışlardı. Yutkundum.
Tamam. Sakin oluyoruz.
Yavaşça masaya geçerken herkes birbiriyle gülerek konuşuyor birşeyler içiyorlardu. Deniz'e kaydı bakışlarım. Durgun bir şekilde masaya bakıyordu. Ona yaklaşarak fısıldadım.
"Deniz...arabada söylediğimi mi kafana taktın?" Diye sorduğumda bana döndü. Gözlerini açarak bana bakarken parmaklarım bacağında dolaşıyordu.
"Bilmiyordum....yani söylemedi kimse ben anlatırken" Gülümsedim. Saçlarını boynundan çekerek öptüm.
"Sen yanımdasın....mutluyum ben" dediğimde emin olmak ister gibi bana baktı. Gülümsememe indi bakışları. O da gülümserken Ekin'in konuşması girdi aramıza.
"Ooo pastamız da geldi!" Kafamı çevirerek Ona dönerken gelen pastayı gördüm.
Çikolatalı pasta...
Ekin göz kırparak " valla Deniz seçtiği için sevmek ve yemek zorundasın" dediğinde yutkunarak Deniz'e döndüm.
"Sen benim çikolatalı pasta sevdiğimi nereden biliyorsun?" Diye sorduğumda gülümsedi.
"Aslında bilmiyorum....sadece sevdiğim pastayı seçtim....sonra dedim ki bu adam tatlı yemiyor bari bitterli seçeyim"
Aslında bu bile bir işaretti değil mi?
Yalan söylüyordu ve yalanları ile kendini kandırıyordu.
Kahretsin! Bu normal birşey değildi.
Şuan bile herşeyi bildiğinin farkında değildi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞAH VE MAT
ActionHacker olan genç kız başını belaya sokmayı çok sever. Yer altı dünyasını birbirine katarak kendini gizler. Kendini gizleyerek mafya tipli insanların içine sızarak işini yapar. Ta ki yanına bir hain gelip onu ifşa edene dek... Bu maceralı hikayemde y...