Küçük çaplı heyecan, aksiyon ve maceralı ilk filmim bir dramla sonlanmadan güvenli sayılabilecek bir yerde sona ermişti. Hareket edecek enerjim kalmamıştı. Şok halindeydim büyük ihtimalle. Karşı yoldaki kalabalık artmıştı. İki tane hastane arabası gitti. Peki ben ne yapacaktım? Hep kaçmanın hayalini kurdum, o fırsatı yakaladım. Ama yürüyecek dermanım yok. Bacağımda bir sızı var. Uyumak istiyorum. Bu acı uyutmuyor. Ağlıyorum biraz. Uzun uzun bir şeylere söyleniyorum. Önümdeki yoldan vızır vızır araba geçiyor. Kimse beni duymuyor. Hava sıcak mı soğuk mu anlayamıyorum. Saat kaç ve ben ne zamandır buradayım bilmiyorum.
Kaçmak işin kolay kısmışmış. Asıl olay adapte olmak ve hayatta kalmak bence. Yaralıyken de bunu yapmak ne kadar zor bir bilseniz. "Acaba Kendi kendime iyileşebilir miyim?" diye düşünürken bir sancı başladı. Sağımı solumu vurmuşum her yere. Bacağımdaki cam kesiği sadece gözle görülür bir şey... Aaa ben neyi unuttum; kendi canımın derdine düşmüşken tek canı olan Mıstık Dede ne halde bilmiyorum. Umarım iyidir. Gidip bir bakayım diyecektim ama hastane arabası çoktan götürmüştür. Kafamı sağlam vurmuş olmalıyım. Yoksa bu unutulacak bir şey değil. Bir de şimdi kim olsa önce kendini düşünür. Haksız mıyım? Lütfen haklı olayım.
Her yerden bir ses geliyor, şu saçma tasma da takıldı kaldı kafamda. Normalde zorlayıp çıkartırdım ama ayağımdan destek alamıyorum. Az daha yaladım ama bu yalanarak geçecek bir şey değil gibi. Az ilerde kölelerin bana doğru geldiğini gördüm. Hızlıca saklandım. Kazayı konuşuyorlardı. Onlar uzaklaşınca tekrar çıktım ortaya. Bu halde devam edemezdim. Birinin bana yardım etmesi gerekiyordu ama kimin? "Kötü bir kölenin eline düşmektense burada böylece ölmek daha iyidir." dedim. Saatler geçiyordu ama olduğum yerde kalmıştım. Acıktığımı hissettim. Hiç dışarıda avlanmamıştım. Hoş avlanmış dahi olsam bu halde karınca bile avlayamazdım. Umudumu yitirmek üzereydim. Acım hala aynıydı. Derin derin yardım çığlığı attım. Laf aramızda biraz ağladım. Elinde market poşeti taşıyan biri beni gördü. Çalının içine girdim iyice. Bana dilimlenmiş hindi salamı uzattı. Yerimden çıkmalı mıydım yoksa gitmesini mi beklemeliydim? Acelesi olduğundan çok beklemedi. Salam bir metre uzağımda duruyordu. Çalıdan çıkıp salama doğru giderken bir karga gelip salamı alıp gitti. Sonra neden kuşlara kinlisiniz diyorlar. "Ya sen uçuyorsun bir şekilde yemek bulursun. Ben yaralı ve açım. Nereden yemek bulacağım? Hiç düşünmüyorsun." diye söylendim öfkeli bir şekilde. Sahi dibimde duran bir yemeği bile bir kuşa kaptırırken ben nasıl yaşayacaktım? Kendime cevaplanması zor sorular soruyordum. Hava iyice değişti. Güneş battı batacak durumda ve ben hala patiyle tutulur bir plan yapamadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MOCHA
Teen FictionMocha ilk kölesini yeni kaybetmiş yaralı bir Sibirya kedisidir. Kaderinde ruh hali kendine benzeyen bir köleyle karşılaşmak vardır. Kendi hayatı az aksiyonluymuş gibi kölesi Ege onu birçok maceraya sürükler. Ege ile karşılaşıncaya kadar beş canını k...