YEMEK

2 0 0
                                    

Son zamanların en tatlı uykularından biriydi. Rüya görememek üzdü biraz. Kızlardan anladığım kadarıyla görüp hatırlayamamak da söz konusuymuş. Sevgili anneciğim, eğer seni rüyamda gördüysem ve unuttuysam affet beni. İnterpol'den de haber yokmuş. Haber başka bir yerden geldi. Ertesi gün tam eve yerleşmişken, güzel seviliyorum, iyileşiyorum derken yeniden toplanmaya başladık. Bu evin penceresinde henüz yeterince keyif bile yapamamıştım. Kimse bana bir açıklama yapmadı. Evdekiler benle vedalaşır gibiydi. Nurgül ve Gupse ise hazırlanıyorlardı. Düğüne gidiyoruz sanırım. Elbiseler makyajlar falan görünce bu anlamı çıkardım. Yoksa bana talip mi var? Ay ben daha küçüğüm. Sonra yemek lafı geçti. Toktum ama güzel bir şeyler varsa da hayır demezdim. Aklım hâlâ kara kuşun kaptığı salam dilimindeydi. Neyse bu makyaj resmen dönme dolap söyleyeyim. Kızları tanıyamadım resmen. Ben gibi doğal bir güzelliğin makyaja ihtiyacı yok tabi ki. Patimi ıslatıp kaşımı bıyığımı düzelttim sadece. Nurgül gelip bana bir şey sürmeye çalıştı. "Ne var sanki sürsek." diye yüzünü buruşturdu. "Yüzünü güzelleştirmişsin ama ruha makyaj yapamazsın." dedim. Biraz ağır oldu ama neyse ki anlamıyor paçoz köle. Parfüm sıktı üstüme. Başta biraz burnumu kaşındırdı ama güzel kokmak söz konusu ise her şeyi kabul edebilirim. Kendi üstüne ise boşalttı resmen. Bu kız fuzuli zarar dünyaya.

Zorla yine plastik hapishaneye koydular beni

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Zorla yine plastik hapishaneye koydular beni. Kaçacak halde miyim sanki birde kilitliyorlar kapısını. Yine bir bilinmeze doğru yola çıktık. Sarı arabaya bindik. Şimdiye kadar gördüğüm en güzel araba Ege'nin arabasıydı. Hay ağzım yaş mama yesin arabadan inince Ege'yi gördüm. Vefalı çocuk hemen nasılım diye sordu beni. Sevip ilgilendi. Bende biraz sevgi arsızlığı var. Beni kim seviyorsa ona mırlıyorum. Her canlı bence sevildiği yeri özler. Nerede daha güzel sevildiyse orada olmak ister. Etrafta insanlar yemek yiyor diye beni hapishaneden çıkarmadılar. Yabancı bir sürü insan geldi. Benimle ilgiliymiş. Giderek daha merak ediyorum. Etraftan değişik kokular gelip dikkatimi dağıtıyor. Tanıdık yüz olarak vetepati Deniz'i de gördüm. Sessiz sessiz etrafı izleyip kokluyordum. Her gelen beni seviyordu. Tanıyorlardı beni. Ünlü mü olmuştum acaba? Hayır hayır burada değil kitabın sonunda ünlü olacağım.

Herkes kaza günü olanlardan bahsetti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Herkes kaza günü olanlardan bahsetti. Ege kötü bir günün ardından bir de Hande tarafından arabasına çarpılmasıyla karşılaşmış. O sırada ben başka kazaya karışmışım. Murat ve Emir "Üç can kaybetmiş ve bu yüzden tramvayı olabilir." dediler. Sonra Nurgül beni bulup otomatik çekmiş. Ege ile birlikte vetepati Deniz'e gitmişiz. Ben iyileşmeye çalışırken Mıstık Dede cennete gitmiş. Üzüldüm ne yalan söyleyeyim. İyi bir köleydi. Bana iyi davrandı hep. Doğduğum günden bu yana tutunamadım hiçbir yere. Emir'in dediğine göre Mıstık Dede'nin oğlu beni istememiş. Haliyle bana bir sahip bulmaları gerekiyormuş. Masadaki herkes bir bahane buldu. İstenmediğimi duymak beni biraz daha üzdü. Sıra Ege'ye geldi. Bir bahane söylemedi. Deneyimsizmiş. "Ben daha kendime iyi bakamıyorum." der gibi baktı bana. Sezen Aksu diye bir kadın tanıyorlarmış. Kedisi yokmuş. Sanırım beni ona verecekler. Meğer yanlış anlamışım. Bu bir şarkı mırıldanmasıymış.  Koskoca masada bir Ege'ye uygun çıktım. Ege ile aramda problem yok. Ama sıkıntıları var bu çocuğun. Ben de yaralıyım o da yaralı. Benim bu hikayem gerçekten nereye gidiyor?

MOCHAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin