"Uzun zamandır evden uzaksın" "Evet öyle" "Geri dönecek misin" Ona döndüm. Vazgeçilmez gözlüğüyle koltuğuma yayılmış oturuyordu. "Hayır" "Hadi ama! Bir kere de evet de" "O zaman evet diyebileceğim şeyler sor" "Benim kardeşim misin?" "Hayır" "Ne?"
"Ben evlatlığım dostum, unuttun mu?" Kafası karışmış görünüyordu, güldüm. "Tamam sakinleş, şakaydı" "Sen ve komik olmayan şakaların" "Neden öyle dedinki ben gülüyorum" "Sıkıcısın" "Kapının yerini biliyorsun" Ayağa kalktı. "Yine geleceğim"
Elimdeki lale buketini ona uzattım. "Pepper için. Ona onu sevdiğimi söyle" "Bazen kadınımı benden çalacağını düşünüyorum" "Ah düşünmekte haklısın"
Kafasını iki yana salladı. "Sen iflah olmazsın" "Tanrım inanabiliyor musun? Yine genler" Kapıdan çıkıp gitti.
Aylardır bu döngüdeydik. Daha doğrusu Loki saçma planlarıyla gelip bizi, avengers'ı birleştirip sonra gidene kadar. Gerçi tam gitmiş sayılmıyordu. Odin ona Midgard'a gitme gibi saçma bir ceza vermişti. Thor ne zaman gelse o da geliyordu.
Sanırım Thor dünyalı birine aşık olmuştu çünkü sürekli geliyordu ve tabii ki de Clint Loki'yi kuleden kovup bana şutluyordu. Aslında Loki göründüğü kadar kötü biri değildi sadece hayattan nefret ediyordu yani sanırım.
Kapı açılınca bakışlarımı oraya döndürdüm. "Bayan Stark?" "Evet benim buyurun?" "Sizin için" Elindeki kutuyu bana uzattı. "Burayı imzalamanız lazım" Gösterdiği yeri imzaladım ardından çıkıp gitti.
Kutuyu masaya koyup açmak için makas çıkardım. O sırada hissettiğim hisle ofladım, yine mi?
Kapının açıldığını hissedince bakmadım bile. "Sanırım haklısın, Thor birine aşık olmuş olmalı" "Ben hep haklıyımdır" "Egonla beraber koltuğa nasıl sığacaksınız?" "Lanet Stark" "Lanet Odinson. Ah dur sen evlatlıktın değil mi?" "En azından çiçekçi değilim"
Durdum. "Sanırım buna cevap veremeyeceğim" "İyi en azından kafamı dinleyeceğim" Kutuyu açma işini sonraya bıraktım. Karşısındaki koltuğa oturdum. "E senin ceza nasıl gidiyor" "Sıkıcı. İnan bana hayatımın en sıkıcı anlarını geçiyorum" "Başka bir gezegeni ele geçirmeye çalışsana" "Ha ha çok komik" "Ciddiydim"
"Bana şu midgard içeceklerinden birini versene" "Kalk kendin al, yeri biliyorsun" "Normalde insanlar tanrılardan bir şey ister" "Pekala bana da getir" "Hayır, insanlar tanrıya bir şey verilmeli ki istediği olsun" "Pekala al sana çiçek hadi bana içecek getir" "Bir tanrıdan içecek isteyemezsin"
"Bir fesatlık tanrısından ne isteyebilirim ki?" Yanındaki yastığı yüzüme attı. "Hey!" "Kapa çeneni. Kalkıp içecek alacağım kendime" "Bana da getir" "Düşünmem lazım" "Hızlı düşün"
Birkaç dakika içinde Loki geldi ama elinde tek bir kadeh vardı. "Bana yok mu?" "Kalk kendin al, yerini biliyorsun" "Gıcıksın" "Çokta umurumda"
Kalkıp kendime kutu kola alıp eski yerime oturdum. Boş boş birbirimizi izlemeyelim diye televizyonu açtım. Birkaç saniye sonra Loki konuştu.
"Kokuyu alıyor musun?" "Ne kokusu?" "Et?" "Yakında kasap yokki" Ayağa kalktı. "İçeriden geliyor koku" "İmkanı yok. Ben burda asla yemek yemem" "Niye salak mısın?" "Hayır sadece burda sadece çiçek kokusu olsun isterim"
Loki yavaşça yerinden kalktı onunla beraber bende kalktım. "Ben asla yanılmam"
Dolaplara doğru ilerledi aniden durdu. Dolap kapağını açtı ve bu sabah gelen kutuyu çıkarttı. Kutunun dibi kırmızı olmuştu. "Siktir"
Hızla kutuya ulaştım. Yandaki makasla hemen açtım. Kutunun içine bakıp geriye adımlarım çığlık attım.
"Ne var içinde?" "Tony'i ara" Sessiz titriyordu. "Ne?" "Loki! Tony'i ara!" Hızla telefonu alıp bana verdi. "Bu şey nasıl kullanılıyor bilmiyorum"
Hızla telefonu alıp rehbere girdim 'Para abi' Hızla aradım. Birkaç çalıştan sonra açıldı.
"Vay sanırım küçük kız kardeşimin aklına sonunda geldim" "Tony buraya gelmen lazım" "Ne?" "Tony çabuk gel" "Neler oluyor Megan?" "Tony gel!" "Tamam pekala, sakinleş"
Birkaç dakika sonra Tony geldi. Yavaşça oturduğum koltuktan kalktım. Hızla bana yaklaştı koluyla omuzunu sardı. "İyi misin?" İşaret parmağımla kutuyu gösterdim. Hızla benden uzaklaştı. Kutuyu kaldırdı gördüğü şeyle o da aynı şeyi söyledi. "Siktir!"
Elini kutunun içine attı ve bir not çıkardı. "O ne bana ver" Verdiği an açtım.
'Geri kalanı odanda'
"Bu ne demek?" "Kuleye yollamışlar." "Neyi?" Loki kutunun içindekine bakmamıştı.
"Kafası burdaysa vücudu kulededir" Diye mırıldandı Tony. "Ne? O kutuda birinin kafası mı var?" "Evet ama bu kim?"
