1.Bölüm Umudun Kırıntısı

69 10 23
                                    

Başlangıç tarihi;07.05.2024 🤍
_________________________________________
Oysa bizim bütün güzelliğimiz, yaşadıklarımızla düşündüklerimiz arasındaki acıklı çelişkinin yansımalarından ibaretti." (Oğuz Atay)
_________________________________________
                   Umudun Kırıntısı

Üzerimde beyaz uzun bir elbise.Ne koşabiliyorum ne hareket edebiliyorum,olduğum yerde çivilenmiş şekilde duruyorum.Üzerime sıçrayan kanı görüyorum ama çığlık atamıyorum.Anneme sesleniyorum,ne bir cevap ne bir ifade alabiliyorum.Babama sesleniyorum uzaklardan "Yalnızlığına mahkumsun Lal,keyfini çıkar." Dediğini işitiyorum.Gözlerimi kamaştıran bir ışık huzmesi beliriyor tam karşımda.Gözlerimi kapatmak istiyorum, kapatamıyorum.Işığın yoğunluğu gözlerimi yakıyor,beyaz ışıkların ardında siyahlara adanmış heybetli bir beden görüyorum.Kim anlayamıyorum,soramıyorum ama elini uzattığını görüyorum.Ona elimi uzatacakken kolumda aniden nükseden bir acıyla boğazım yırtılırcasına bağırmak istiyorum ki başarıyorum.Sesimin yüksekliğiyle beyaz ışıklar sonlanmaya  başlıyor ve etrafı karanlığın en dip köşesine bırakıyor.

"Lal" Kolumun dürtülmesi üzerine gözlerimi açıp uzandığım koltuktan bir hışımla doğrulmuş bulundum.Rüyanın etkisi ile kolumun dürtülmesi bağdaşmış,içimi karamsarlığa bırakmıştı adeta.Parmağımın tersi ile gözlerimi ovuşturarak kendime gelmeye çalışıyordum.Başımda dikilmiş,bana bakan,her halinden de acelesi olduğu belli olan hemşire Doruk'a anlamaz ve uyku mahmuru gözlerimi çevirdim."Bir şey mi oldu Doruk ?"

"Lal uyandırdım kusura bakma ama.Acile bir hasta getiriliyormuş.Silahlı çatışmada tek el ateş ile vurulmuş.Çok kan kaybı olduğunu söylediler." Uyku mahmuru gözlerim bir anda açılmış,oturduğum koltuktan kalkıp sandalyede duran önlüğümü giyiyor,diğer taraftan da Doruk'un aktardığı bilgileri dinliyordum.Giydiğim önlüğün yakalarını düzeltirken Doruk'a döndüm."Aşağıya in,ameliyathaneyi hazırlat hemen.Geldikleri gibi ameliyata alacağız.Geliyorum bende." Söylediklerimi onaylayıp odamdan çıkacağı esnada kapının önünde bana döndü."Hocam,hadsizlik ediyorsam affedin ama iyi misiniz ? Sizi uyandırmak için yanınıza yaklaştığımda sayıklıyordunuz.Betiniz benziniz atmış." Kafamı iyiyim dercesine aşağı yukarı eğdim. "İyiyim abi bir problem yok sanırım gördüğüm rüyanın etkisinde kaldım.Hadi,her şey bekler hasta beklemez." Kafasını sallayıp odadan çıktı.

Doruk,hemşire olmasıyla birlikte benim en yakın arkadaşım,çocukluğumdu.Hatta bu hastanede sırt sırta vereceğim tek insan oydu.Bazen ismimle bazen ise hocam diyerek hitap ederdi ama kimin yanında nasıl konuşacağını da gayet iyi bilen biriydi.

Doruk odadan çıkarken bende telefonumu elime alıp saate baktım.Gördüğüm saat üzerine sadece göz devirmekle yetindim desem yeridir.Hadi canım gecenin saat 03.23'ünde hangi akla hizmetle silahlı çatışmaya girmiş aptallar,bir de bu saatte. diyen iç sesime ilk defa bu denli hak vererek odadan çıktım.

Asansörden indiğim anda hastanenin içini yüksek sesler kapladı.Ortalığa bakınca savaş alanından farksız olduğu aşikardı.Her yerde kaba saba adamlar,hastanenin önünde sayısının  da bir hayli olduğu arabalar vardı. Hızlı adımlarla sedyeyi getiren teknisyenlere yöneldim."Durum nedir?" Asansörlere ilerlerken teknisyeni dinliyordum veya dinlediğimi düşünüyordum.Aklım binbir çeşit düşünceyle doluydu.Hepsini bir kenara bırakıp odağımı anlatılanlara çevirdim."Deniz Aydın.29 yaşında.İş adamı.Gittiği bir yemekte çatışma çıkmış.Abdominal boşluğu tarafından yara almış.Gelene kadar çok kan kaybetti,bir ünite kan bağlandı." Adamın yarasına bakıldığında derin olduğunu besbelli açıktı.Yüzümü buruşturup hemşirelere ithafen konuştum."Ameliyata alıyoruz.Hazırlanın." Onlar giderken bende Doruk'u aradım."Efendim Hocam?"

MASKELERİN ARDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin