"Baba..." dedi Açelya mahcup bir biçimde.
"Söyle, yavrum?" dedi Semih şefkatle.
"Ben banyoda suyla oynuyordum..."
Semih Açelya'nın üstünü düzeltirken
"Ee?" dedi sakince."Yanlışlıkla her yeri ıslattım."
"Sen iyi misin peki?"
"Ben, iyiyim."
Gözleri kızının yüzünü bulunca gülümsedi. "O zaman sıkıntı yok."
Dikkatlice onu kucağına aldı ve banyoya doğru yürüdü. "Temizleriz." dedi.
Banyonun kapısını açınca içerideki manzarayla karşılaştı. Muhtemelen Açelya kovalardan birine su doldurmuş ve o suyu geri lavaboya boşaltırken her yere dökmüştü.
"Hadi," dedi babası. "Temizleyelim!"
Bu işi eğlenceli bir hâle getirmek istiyordu. İşe gitmesine yarım saatten az vardı. Bu yüzden hızlı da olmalıydı.
Geç kalıp baş komiserden azar işitmek istemiyordu. Ve daha da kötüsü Açelya da kreşe gidecekti. İkiside geç kalabilirdi."Sen odana gidip üstünü giy. Bu seferlik ben temizlerim. Ama bir daha ki sefere birlikte yapalım, olur mu?"
"Olur!" dedi Açelya pişkin pişkin sırıtırken.
"Hadi, koş."
Semih onu yere bıraktığı gibi merdivenlere doğru koştu ve üst kata çıktı.
Semih kapının yanındaki viledayı alıp yerleri dikkatlice sildi. Bu sırada Duru'nun sesini duydu. "Ben çıkıyorum."
O daha sekiz yaşındaydı ama şimdiden bir yetişkin gibi davranıyordu.
"Babacığım, gel yanıma."
Duru banyoya geldiğinde kızına tebessüm etti. Alnına küçük bir öpücük kondurdu. Gözlerinin içine baktı. "Ben işten, sende okuldan dönünce birlikte film izleyelim mi?"
"Olur!" dedi Duru neşeyle.
Korna sesi gelince Duru banasına veda edip evden çıktı.
Semih böyle bir insandı işte. Çevresindeki herkesi mutlu eder, onları hiç üzmezdi.
"Baba," dedi Açelya. "Geç kalacağız."
Silme işi daha yeni bitmişti. Viledayı yerine bıraktı ve kızına doğru döndü.
"Geldim, geldim." dedi banyodan çıkarken.Üniforması zaten üstündeydi. Gitmeye hazırdı. Kızına baktı. O da hazırdı.
Ayakkabılıktan ayakkabılarını alıp giydi. Kızına da ayakkabılarını giydirdi. Açelya'yı kucağına alıp evden çıktı.
Arabaya doğru yürürken Açelya Semih'e sıkıca sarıldı.
"Birşey mi oldu?" dedi babası endişeli bir sesle. "Üzgün gibisin?"
"İyi ki varsın baba." diye kulağına fısıldadı Açelya.
"Kurban olurum ben sana." dedi Semih şefkatle.
Kızının yanağına küçük bir öpücük kondurdu ve arka koltuğun kapısını açtı. Dikkatlice Açelya'yı koltuğa oturttu. Kendi de sürücü koktuğuna geçti. Aynaları düzeltti ve anahtarı takıp arabayı çalıştırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bazı Anlar Unutulmaz
Fiction généraleManolya çiçeklerini sever misiniz? Küçük Açelya onlara bayılırdı. Ne zaman babaannesine gelse manolya çiçekleriyle donatılmış bir ormana giderdi. Ama bu çiçekleri onun için diken ve her geldiğinde sayılarını arttıran birinin olduğundan habersizdi.