#1, ciğerlerim oksijenine muhtaç.

340 29 55
                                    

Heeseung'un yırtıcı bir zarafet ile parıldayan gözleri kendi üzerinde gezerken, "Söyle bana," diye fısıldadı, Sunghoon

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Heeseung'un yırtıcı bir zarafet ile parıldayan gözleri kendi üzerinde gezerken, "Söyle bana," diye fısıldadı, Sunghoon. "Ne istiyorsun?"

Gözlerini Heeseung'un yüzünden ve sararmış harelerinin arkasındaki açlıktan alamazken kendisini duvara yaslamasına izin verdi. Yutkundu, boğazının hareketini dikkatle izleyen düşmanının buz gibi dokunuşunu boynunda hissettiğinde, tüm içgüdüleri bunun kötü bir fikir olduğunu bağırsa da başını geriye atıp ona yer açtı.

Bir vampirin şahdamarını parçalaması... Hayır, bu oldukça normaldi, sorun Heeseung'un ta kendisiydi. Soylarının yıllardır korkunç bir davanın içinde olması yetmezmiş gibi, ailesinden karşı aileye çöp bile çıkmazken kanını kendi isteğiyle Heeseung'un dudakları arasına bırakmak mantığına meydan okuyordu.

Parmaklarını büyük olanın dudaklarına çıkarttı, sinir bozucu bir yavaşlıkla okşarken güldü. "Sarf ettiğin tüm o tehditlere yuvalık eden dudaklarını parçalamak istiyorum."

"Ne istediğini bilmiyorsun," dedi Heeseung çelik gibi soğuk ve alçak bir sesle. "Gerçekten bilmiyorsun." Kollarını Sunghoon'un kıvrımlı beline sarıp vücutlarını yaklaştırırken, burnu oğlanın bembeyaz boynuna temas etti. Sabır diler gibi derin bir iç çekti.

Sunghoon bunu işittiğinde sırıttı. "Belki de bilmiyorum," diye kabul etti, bedenini karşısındaki bedene bastırarak aralarında oluşturduğu ürpertiyi kemiklerine kadar hissetti. "Ya da belki de," Başını geriye eğip yeniden Heeeung ile göz göze geldi, dudakları neredeyse temas ederken bakışlarını kaçırmadan fısıldadı. "Sen sadece korkuyorsundur, Lee Heeseung."

Heeseung dudaklarını birleştirmek için sadece birkaç saniye bekledi, öpüşü yumuşak dudaklarına nazaran öyle sert ve güçlüydü ki, Sunghoon dudaklarından dökülen tatmin mırıltılarına engel olamadı. Birbirlerine olan öfkeleri şehvetlerinin gölgesi altında ezilse de, hareketlerinden belli oluyordu. Küçük olan dudaklarına temas eden dişlerin acısıyla yeniden inledi, Heeseung nefes almak için uzaklaştığında, kızarmış dudaklarını yalayarak güldü. "Siktir, çok hoşuma gidiyor."

"Mazoşist misin sen?" dedi Heeseung nefeslenirken.

"Belki."

Karşısındaki çocuğun gömleğinin yakalarına asılarak kendine çekti, "Lee Heeseung." kısık bakışlarla süzdü oğlanı. "Bu aile uniformasının içinde öyle ucube görünüyorsun ki, inanamazsın." Nefretle amblemi izledi bir süre, karşısındaki oğlan onu sessizce izlerken bakışları bacaklarını saran deri pantolonunda ve göğsünü gösteren transparan gömleğinde gezdi. "Ama bunların içinde beni becermeni öyle çok istiyorum ki..."

Heeseung duyduğu cümleyle boşta olan elini Sunghoon'un saçlarına atarak dudaklarını yeniden birleştirdi, bir yandan eli sıkıca küçük olanın gri saçlarını kavrıyorken bir yandan diliyle sıcak ağzının içini keşfe çıkıyordu. Söylediği her cümle için dudaklarını ısırıyor ve bu hayatına bağlıymış gibi tutkuyla öpüyordu.

UNIFORM | smut, one shot.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin