1. Bölüm

0 0 0
                                    

Ben krallığın 7. prensi Asen. Benden önceki 6 kardeşim trajik bir kaza sonucu hayatını kaybetti. Bu ben daha küçük bir yeni yetme iken gerçekleşti...

Şu an ise önemli bir görevim var. Gözlerden ırak olmak ve halkın arasına karışmak.

"Asen! Dur, nereye gidiyorsun?"

"Beni idare edersin Leo."

"Yine mi?"

Bir pars misali terastan sarayın arka bahçesindeki ağaca atlayıvermiştim. Dengemi sağladığımda ağacın dalından tutunup dönerek yere iniş yaptım. Bugün sarayda önemli misafirlerim -sözde soyluların- toplandığı önemli bir etkinlik vardı.

Evet benim için düzenlenmişti. 2 yılda bir bu tarz toplanmalar olurdu ve o zamanlarda Leo'ya güvenirdim. Sözde bu toplantılar halk ile tanışmak ve kaynaşmak için yapılırdı. Peki o zaman bu toplantıda sadece soyluların bulunmasının ne anlamı vardı. Ben bu zamanlarda pelerinimi bırakır ve halkın arasına karışırdım. Gerçek sorumluluğumu yerine getirebilmek için. Halkı sadece soylulardan ibaret olarak düşünen kralın düzenlediği o toplantıya katılmayacaktım.

Alaycı bir tonda. Leooo, Leo. Her zaman en zor zamanlarımda yanımda olan tek arkadaşım ve aynı zamanda korumam. Küçüklüğümüz bir geçti. Onun koruma olması ise dostluğumuz için bir engel mi yoksa destek mi olacak bunu zaman gösterecek.

Halktan biri gibi görünmek için beyaz bir gömlek, kahverengi bir ceket ve mavi bir pantolon giymiştim. Işık vurduğunda pantolonun rengi farklı bir renge kayıyordu.

Evet bu önemsiz detayı atlarsak yürüye yürüye ara bir sokağa girmiştim.

Manavın yanından geçerken bir elma almıştım. En sulusundan ve parasını zorla da olsa ödemiştim. Yani bedavaya almak istesem sarayın mutfağından alırdım nasıl olsa.

Duvara yaslanmış bir tahtaya ayağımın biri yerde diğeri tahtaya dayanmış şekilde yaslanarak elmamdan ilk ısırığı aldığım sırada bir çocuk feryat ede ede bana doğru koşuyordu.

"Abi yardım et! Ne olur abi yardım et."

Soluk soluğa, beti benzi atmış bir halde koşuyordu.

Onu kollarından tuttum.

"Ne oldu? Söyle bakalım."

"Abi peşimde..."

Gösterdiği yöne bakarken ellerimin arasından kaçtı.

"Kim peşin-"

Çocuğu kovalayan adam ara sokağın başında gözüktü. Kafasındaki şapkayı eline alarak sıkan, kara bıyık ve sakallı, kahverengi gözlü, iri yarı bir adam öfkeyle ondan kaçan çocuğa bağırıyordu.

"Buraya gel bücür, yoksa elimde kalacaksın!"

Olaylar ilerlerken çocuk nefes nefese, "Abi onu oyala!" diyerek uzaklaştı.

Çocuk dönemeci geçip gözden kaybolduğu sırada öfkeli adam bir sağa bir sola bakıyordu.

Ardından bulunduğum ara sokağa girdi.

"Seni küçük hırsız. Demek buradaydın. Birde sırıta sırıta elmamı yiyorsun. Gel bakayım buraya, bedelini ödeyeceksin."

Bileğimi kavradığı sırada elimdeki elmam düşmüştü.

Bir bedel varsa ödeyecek sensin. Bileğimi kavramanın bedeli.

"Bileğimi bırak!"

Bu onun için bir uyarıydı.

"Sanırım durumu yanlış anladınız. Bu elma sizin değil, benim. Benim olan bir elmanın ücretini ödemeyi reddediyorum."

"Seni yüzsüz çocuk."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 04 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kayıp Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin