▪︎▪︎▪︎
Nagi ve Reo sonunda otel odalarina varmışlardı. Nagi hic sasirtmayan bir hareket gerçekleşti. Kendini direk koltuga bıraktı. Reo ise yerleştirmesi gereken seyleri yerleştirip Nagi'nin yattığı koltugun onune oturdu ve uyuyan beyaz saçlı genci izledi.
"Nagi, buraya uyumak icin gelmedin.. dimi?" Reo bunu tereddütle sordu.
Cunku evet cevabini alabilirdi...
Nagi kafasini Reo'ya döndürdü.
"He- yoo neden. Uyicak olsam evde uyurdum."
"Eee neden geldik buraya o zaman."
"He sey.." Nagi biraz düşündü. 'Soylersem gerceklestirdigimde sasirirmi acaba.'
(Bence bunu yapabilecegini dusundugun icin bile sasirir)
'....'
"Bilmem belki gezeriz diye."
Reo bir sure anlamamis bir sekilde bakti.
"Gezmek icin?"
'E gene sasirdi bu'
(Neden acaba)
"Evet. Evde otur otur canim sıkılıyodu.
Sende gelmiodun🥺"
"Nagi sadece 2 gun gelmedim onda da hastaydim.. aslinda 1 gun gorusmedik.
Dun sen geldin."
"Ne guzel yapmisim iste."
"He aynen" ikili uzun bir sure konuşmadı.
"E gel bare disari cikak." Dedi Reo ayaga kalkarken. Nagi'de onla beraber ayaga kalkti.
°
Ikili dışarıda gezerken Reo hep diger insanlara bakıyordu. Nagi dalgın bir şekilde yürüyen Reo'nun kolunu çekiştirdi.
"Reo neden hep diger insanlara bakıyorsun.." Reo, Nagi'ye döndü.
"He- öylemi yapıyor muşum."
Nagi sadece kafasını salladı.
"Sadece insanlar neden bir şeye hazırlanıyormuş gibi davranıyorlar diye merak etmiştim. Fark etmedin mi?
Heryere tezgahlar kurulmaya baslamis. Çoğu kişide geleneksel kıyafetler falan giyiyor."
Nagi etrafa göz attı. Gerçekten de öyleydi. Herkes bir hazırlık içindeydi. Nagi biraz düşündü ve aklına özellikle buraya gelmelerinin 2. nedenini hatırladı.
'Söylesem anlarmı ki'
(Bence coktan anlamıştır)
'Deme ya..'
"Bugün Leydi Shikotsu'yu anma günü.
Ayrıca dilek de dileyebilirsin."
"Shikotsu mu?"
"Mhm. Çok uzun yıllar önce burada yaşayan bir kitsuneymiş."
"Hikayesini merak ettim simdik. Anlatsana!!"
"Eh.. sey-"
"Ah! Reo-san! Ve Nagi.."
Nagin'nin lafını bölen rahatsız edici sesle ikiside arkasını döndü. Yanlarına elinde bir kutu ile yaklaşan Igarashi'ya baktılar.
"Igarashi? Senin ne işin varki burda."
Igarashi gururla göğsünü kabarttı.
"Buraya tapınak sorumlusu olarak geldim. Etkinlik için tapınağa yardım edecem!"
"Ahhh.. Burda tapınak mi varmış."
"Tabikide öyle seni beyaz tembel hayvan. Tapinaksiz toprak, toprak değildir kardeş!"
"Daha önceden hiç görmemiştim."
"Turist olduğun zaten nerden bakılsa anlaşılıyor Nagi."
Igarashi'nin yüzündeki gülümseme daha da büyüyordu. Halbuki kendisi buraya daha dun gelmişti.
