sindirella [MinSung]

•O kim•

Abi bu fici nasıl okuyabiliyorsunuz ya aklım almış değil. Bir dediğim bir dediğimi tutmamış. Changbin'in sihirli ormanda olduğunu unutmuşum. Fici tekrar baştan okudum. Çok saçma yani. Neyse canım sıkıldığı için devam edicem.

----------------------------------------------------

Jisung'un avdan ilk geldiği zaman

Hyunjin
Jisung'un ölecek dereceye gelmemesi gerekiyordu. Sadece normal bir ok ile vurulucaktı. Zehirli ok ve uçurumdan düşme olayı nereden çıktı? 2 saattir ok atması için tuttuğum kadını bekliyordum. Sinirden kıpkırmızı oldum. Kapı açıldı ve kadın odaya girdi.

"NE YAPTIĞINI SANIYORSUN SEN?! ZEHİRLİ OK NEREDEN ÇIKTI!!"

"Efendim b-ben bilmiyorum..."

"NASIL BİLMİYORUM OKU ATAN SENSİN!.."

"Oku ben atmadı-m..."

"Ne?!"

"Yemin ederim oku ben atmadım. Tam atmak için hazırlanmış iken kafamın yanından bir ok fırladı ne olduğunu bende anlamadım. Arkama baktığımda kimse yoktu bağışlayın beni. Her ne kadar cani olsamda kendi yetiştirdiğim oğlumu öldürecek değilim..."

"Tamam kes çık odamdan!"

"Emredersiniz prensim"

Jisung'un annesi odadan çıktıktan sonra daha çok sinirlendim. Oku o vurmadıysa kim vurdu? Kim yapabilir böyle bir şeyi.

Changbin
Jeongin yanımda ağlarken ben ona sarılıyorum. Tek yapabileceğim şey bu çünkü herkes Jisung'un öleceğine emin. Benimde gözlerim dolunca daha sıkı sarıldım Jeongine. İkimizde sarılarak ağlarken gözleri dolu olan momo bize tepsiyke yemek getirdi.

M"Ben gelseydim belki bir şey olmazdı"

Cb"Evet kulakların iyi duyuyor olabilir ama bunu engelleyemezdik. Ayrıca kendimizi suçlamayı bırakalım kimse böyle bir şey olacağını tahmin edemezdi."

C"Bin haklı ben bile koruyamadım. Onu ilk bulduğumda öldüğünü zannettim. Çok korkunç bir görüntüydü."

Seungmin
Jisung'un acil bakımları ile ilgilendikten sonra Felix ve bir kaç doktoru yalnız bırakıp Oku incelemek için laboratuvarıma gittim. Biraz incelemeden sonra zehirin cennet zehri olduğundan emin oldum. Okun desenlerine baktığımda Lee veya Hwang krallığına ait olmadığını fark ettim. Gerçekten ilginç bir oktu.

Bir hemşire beni acil ameliyathaneye çağırdığı için koşarak gittim. Jisung'un acil ameliyat olması lazım. Hemen uzman doktorları topladım ve ameliyata basladım.

Günümüz

Changbin
Jeongin ile otururken Know geldi. Artık aramızdaki resmiyet tamamen kalkmıştı. Bu yüzden prensler ile asker arkadaşları gibiydik. Seungmin mutfakta Chiris ile cebbeleşiyordu. Yujin iksirler yapıyordu. Lisa saraya gitmişti. Bende sıkılıp Minhoya baktım. Yusuf Atılgan-Aylak adam adında bir kitap okuyordu. Cidden hepsi çok sıkıcı.

Hyunjin
Doğurmama 3 ay kalmıştı ama hala ne minho ile evlenebildim ne Minhoyu gördüm nede saray düzeldi. Lee sarayı zarar gördüğü için herkesi Hwang krallığına almıştık. Bu süre zarfında Felix ve Momo ile kanka oldum. Aslında ben dahil herkes Jisung'u merak ediyordu çünkü 3 aydır yoklar.

F"Hyunjin ye artık bak hamilesin bebek zarar görecek"

H"Ya bebeğim babasız kalır ise"

M"Öyle bir şey olmayacak. Babasız kalamaz. Minhoyu öldürürüm."

F"Minho duymasın"

M"Çokta şeyimdeydi"

F"Hıı. Neyse hyun ben odamdayım hastalarım gelecek sende yemeğini yiyip yanıma gel."

H"Tamam Lix."

Jisung
Gözlerimi açtım. Bambaşka biryerdeydim. Kapkaranlık bir yer. Konuşamıyorum ellerim bağlı. Hiç bir şey göremediğim için bağırmaya çalıştım ve çırpındım. Kafamda bir el hissedince durdum. Gözümdeki bağlar çıkınca güneş gözlerimi yaktı. Etrafıma baktım bir sürü ne olduğunu bilmediğim  insan vardı. Bir gemide denizin ortasındaydık. Anlamaz gözlerle bakarken köşede Larini gördüm. Bağlıydı ve benim yanıma gelmeye çalışıyordu. Gözlerim doldu.

?"Sakın ağlama. Asla bir mutant kurt ağlamaz özellikle safkan ve melez ise"

Konuşan kişiye baktım. Lanet olsunki bu sunooydu. Partide yardım ettiğim kişi.

S"Beni hatırladın galiba. Merak etme güvendesin. Ağzını açıcam ama bağırma."

Kafamı olumlu anlamda salladım. Arkamdan biri ağzımdaki ipi açtı. İlk başta ağzımı biraz oynattım. İp canımı yakmıştı. Sonra sunoonun getirdiği suyu içtim.

"Siz kim ve nesiniz? Benden ne istiyorsunuz?"

?"Bir şey istemiyoruz seni koruyoruz"

"Bu şekilde mi?"

?"Bir sıkıntı mı var? Hayırdır beğenemedin mi?"

S"Sakin olun. Jisung bu kaba çocuk Beom aslında kaba değildir ama sabah kedi sevdirmeyince böyle oldu."

"Peki o kurt kimdi"

B"Ne kurdu?"

"En son tek hatırladığım şey büyük koyu gri bir kurdun kırmızı gözleri ile beni izlediydi. He bide artık çözün beni ya"

Arkamdaki kişi yine ellerimi ve ayaklarımı çözdü. Bir türlü kim diye bakamadım. Ellerim çözülünce arkamı döndüm.

"Oha sen ünlü kurt taehyung değilmisin? Her yerde senin çizimlerin var."

T"Evet benim sincap"

"Of sincap demeyin bebek gibi hissediyorum"

Kai"KORSANLAR GELİYOR JİSUNGU VE LARİNİ KORUYU-"

Daha sözü bitmemişken korsanlar gemiye geldi. Ben Larine koşuyordum herkes arkamdan geliyordu. Larini aldılar. Lanet olası gemi okadar büyüktüki oraya kadar ışık hızında koştum. Tam Larini tuttum derken aralarından biri Larinin karnına bıçak sapladı defalarca kez.

"Hayır..."

"HAYIR HAYIR HAYIR"

S"JISUNG DUR!!"

Yazar
Jisung kendini kaybetmişti kimse onu durduramazdı. 50 korsanın önüne doğru  koşuyordu. Kanatlarını açtı. Kulakları, kuyruğu, dişleri ve tırnakları çıktı. Gözleri mavinin en koyu rengi oldu. Kanadından siyah dumalar çıkıyordu. Hava buz gibi oldu. Denizdeki dalgalar çoğaldı. Bulutlar gökyüzünü sardı. Jisung hepsinin üstüne koştu ve havaya atladı. Kanatları ile havada dururken larine ve diğerlerine kalkan oluşturdu.

Korsanlar geri çekilmeye başlarken jisungun yanında bir ejderha belirdi. Resmen onu yönetiyordu. Hiç beklenmedik anda Ejderha Jisung'un bağırması ile korsanlara alev püskürttü. Korsanların sadece iskeletleri kalmıştı. Jisung kendine geldi ve Larinin yanına indi. Ejderha ise Jisung'un kolyesine.

Hikaye boka sarıyor oye

Bölüm atarmiyim? Bilmiyorum.