***
Kafamın içinde dolaşan gürültü beni rahatsız ettiği için zor da olsa gözlerimi açmıştım.
Boğazımın kuruduğunu hissettim. Yatakta doğrulurken Miran'ın sesini duydum."Güzelim....iyi misin?" Kafamı çevirdiğimde eğilerek yanıma oturdu.
"Neredeyiz?" Diye sordum kısık sesle. Su doldurup bana uzattı. Suyu içerken cevap verdi.
"Otelde değiliz" orasını anlamıştım zaten. Bardağı ona uzattım.
Üzerimi değiştirmişti."Bu sefer Sude'yi çağırmadın herhalde" dediğimde güldü. Beni süzerken bunu asla saklanmıyordu. Bardağı kenara koyarak yatağa koydu ellerini. Üzerime eğilirken gerilsem de kendini yan tarafıma attı. Parmakları kolumda dolaşırken konuştu.
"Benden çekinmene gerek yok bence" kaşlarımı kaldırarak ona baktım. Kolumu çekerek oturur pozisyona geldim.
"Senden çekindiğim falan yok zaten" yataktan kalkarken güldüğünü duydum. Üzerimde onun tişörtü vardı.
"Sana ellerimle yemek yaptım" dediğini duyduğumda cama yaklaşmıştım. Boydan aşağıya camla kaplıydı. Camın önüne geldiğimde gördüğüm şeyler ile gözlerimi açarak çığlık attım. Hava kararmıştı.
"Miran bu ne!?" Bana doğru geldi.
"Ne oldu?" Diye sordu.
"Miran çok yüksek!"Diye bağırdım. Camdan uzaklaşacakken belimden sıkıca tutarak cama yasladı beni. Gerildiğimi o da hissediyordu.
"110. Kattayız çünkü güzelim...normal" dediğinde gözlerimi açarak ona baktım.
"Dalga mı geçiyorsun?" Diye sorduğumda sırıtarak bana baktı.
"Hayır....çok güzel bence" dediğinde oradan çıkmak istedim ama izin vermedi.
"Bilerek mi getirdin beni buraya sen!?" Dedim sinirle. Beni bilmem kaç katlı gökdelene hapsetmişti resmen.
"Evet...Benden kaçma diye" beni çevirerek sırtımı göğsüne yasladı. Gözlerimi sıkıca kapatırken belime sarıldı.
"Aç gözlerini....bak manzaraya" yutkundum.
Gözlerimi yavaşça açtığımda küçük küçük insanlar ve arabaları gördüm."Çok güzelmiş değil mi?" Eğleniyor muydu? Dirseğimi karnına geçirdiğimde gülerek geri çekildi.
"Gidiyorum ben" Yanına geçecekken kolumdan tutarak beni kendine çekti. Dudaklarımızı birleştirirken gözlerim istemsizce kapattım. Geri çekilirken yutkunarak ona baktım.
"Gidiyorum diyordun sanki?" Dudağımı ısırdım.
"Beni böyle sıkıca tutarsan bir yere gidemem" gülümseyerek kurduğum cümle onu rahatlatmıştı. Alnını alnıma yasladı.
"Bitti mi?" Dedi umutla.
"Bana kızmıyor musun artık?" Kollarımı boynuna doladım.
"İkimizde birilerinin kurbanıyız....ve onlar bizi birlikte istemezken onlara istediğine vermemeliyiz " gülümsedi. Kafasını boynuma gömerken güldüğünü duydum.
"Her zaman olgundun...bir tarafın çocuk gibiyse bir diğer tarafın hep olgundu...seni çok seviyorum" Boynuma küçük bir öpücük bırakarak geri çekildi.
"Hadi gel....iki gündür uyuyorsun....açsındır" kaşlarımı kaldırdım.
"2 gündür mü?" Kafasını salladı. Sandalyeyi çektiğinde oturdum.
"Ben de seninle bu konuyu konuşacaktım" dediğinde yemek yemeye başlamıştım.
Suyundan içerek derin bir nefes aldı."Bir psikoloğa gitmen gerekiyor....kafanın içinde ki ses yüzünden kendine zarar veriyorsun" yutkunurken çatalı yavaşça tabağa bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞAH VE MAT
ActionHacker olan genç kız başını belaya sokmayı çok sever. Yer altı dünyasını birbirine katarak kendini gizler. Kendini gizleyerek mafya tipli insanların içine sızarak işini yapar. Ta ki yanına bir hain gelip onu ifşa edene dek... Bu maceralı hikayemde y...