Seyran ve ferit yolculuğa çıktığı anlarda kazım ağa ve Suna yalıya geldi. Halis haticeyi beklerken gelen kazımı görünce canı sıkıldı. Hatice belli ki affetmemişti hâlâ. İstanbul'a geldiğinden beri nerdeyse hiç görüşmemişti halisle.
Halis misafirlerle biraz ilgilenip odasına çıktı. Kazım Orhan ile saçma sapan para mevzuları konuşurken ifakat suna ile yalının arka bahçesinde boğaz manzarası ile birlikte kahve içiyor,çaktırmadan bu zengin hayata özendiriyordu. Asuman, suna geldiğinden beri fuatı izliyor,her hareketinden bir anlam çıkarmaya çalışıyordu. Fuat ise asuman'ın saçma bakışlarından rahatsız olup odasına çıktı. Belli ki akşama bir kavga daha edeceklerdi. Zaten son 6 aydır hergün kavga ediyor,küs yatıyorlardı. 2 saat sonunda Abidin,suna ve kazımı evlerine bırakmak için yalıya girdi. Ve tüm yol boyu çaktırmadan suna ile bakıştı. Bu iş ikisi için de imkansızdı ama abidin'in kibar ve anlayışlı tavırları sunayı kendine çekiyordu. Hayatında ilk kez bir erkek sunaya bu kadar kibar davranıyordu. Henüz 1 kelime bile etmemişlerdi. İstanbul'a geldiğinden beri Abidin bey sunayı yalıya getirip götürüyor ve düğün zamanı düğün hazırlıkları için ifakat hanımla buluşturmuştu sadece. Ama suna etkilenmişti işte. Ona utangaç ve güzel bakan bu adam sanki içini görüyordu.
Ferit ve seyran ispanya'ya inmişti. Pasaport kontrolünden sonra müthiş Balayı evine vardılar.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ev güzeldi. İkisinin odaları ayrıydı ama harika bir yerdi. Önce eşyaları yerleştirdiler sonra akşam yemeği için yakın bir restorana gittiler. Karidesli makarna yerken seyran restorandaki piyanoyu gördü.
-sever misin piyano
-severim ve çok da güzel çalarım
-yok artık piyano mu çalıyorsun. Nerde öğrendin
- babam çok katı bir adam. Ablam ve bizi Fransız mürebbiylerle büyüttü. İngilizce,Fransızca,piyano,resim... bunların hepsine bizi zorla başlattı. Anlayacağın yatırım gibi görüyordu bizi.
-vay bee,ee madem bu kadar iyisin çal bir şeyler
-burada mı?
-evett biliyorum dedin ya,çal bir şeyler de dinleyelim!
