Acı ve kötü geçmişi olan insanlar bir daha asla geçmişlerini hatırlamak istemezler. Geçmişlerini yok sayarak hayatlarına devam etmek isterler. Her ne kadar geçmişlerini yok saysalar da geçmişleri onların peşini asla bırakmaz. Bir gün o acı gerçekle karşılaşmanızı sağlarlar. Ve o acı gerçekle karşılaştığınızda tutunduğunuz dal parçası hiç beklemediğiniz bir anda kırılır ve tutunacak yer bulamazsınız. Ve aniden büyük bir boşluğa düşersiniz. Düşüşünüz bittikten sonra ise ,sadece kırılmış dalın parçaları kalır. Yani acılar , gerçekler ve hayal kırıklıkları. Ben bu gerçeklerle daha 5 yaşımdayken karşılaşmıştım. Bütün çocukların en savunmasız ve mutlu olduğu yaşlarda. Annemle babam beni daha 5 yaşındayken bırakarak Avustralya'ya gittiler. Bana işleri yüzünden buraya gelemediklerini ama beni her şeyden çok sevdiklerini söylüyorlardı. Ne palavra ama hiç ,bir anne baba 12 yıl boyunca çocuğuna senin yanına işimiz yüzünden gelemiyoruz diyebilir mi ? Bir kere insan çocuğunu görmeye niyetliyse ne pahasına olursa olsun onu görür. Ne olursa olsun onlara inanmak istedim ama yapamadım.Bir yalana bile bile inanmak istesen bile inanamıyorsun. Hayatımı bir yalanın üzerine inşa edemedim. Ben anne ve baba sevgisi olmadan büyüdüm. 12 yıl boyunca bana hep teyzem baktı. Onu annem gibi sevdim. Mutlu ve güzel anlarımı annemle paylaşmak yerine teyzemle paylaştım. Annemin yerine onu koyarak büyüdüm ben. Ama bir gün çok kötü bir şey oldu teyzemin odasında biriyle konuştuğunu duydum. Kapıya gidip onu dinlemeye başladım:
-Mine Elaya daha ne kadar yalan söylemeyi planlıyorsunuz?O sizin kızınız.(Annemle konuşuyordu)
-.............
-Bak biliyorum onun üzülmesini istemiyorsunuz ama onunda gerçekleri bilmeye hakkı var.
-..............
-Ben artık yoruldum. Benimde bir hayatım var ve ben o hayatı yaşamak istiyorum.
-.................
-Pekala size bir hafta veriyorum . Bir hafta sonra Almanya'ya gideceğim.
-.................
-Hayır istemiyorum. Senin gibi acımasız bir kardeşim olduğu için çok üzülüyorum. Bir çocuğun dünyasını yalanlardan oluşturdunuz. Peki Ela'nın bu yalanları öğrendiğinde dünyasının nasıl yıkılacağını hiç düşündünüz mü?( Tahminim doğru çıkmıştı bana yalan söylüyorlardı.)
Konuşmaların devamını duymak istemediğim için odama gidip bütün gün ağladım. Annemle babam bana yalan söylemişlerdi. Beni sevip sevmediklerini hala bilmiyordum. Ama onlara karşı küçük yaşta saf bir nefret beslemeye başladım. Zaten teyzemde 1 hafta sonra bana haber vermeden evi terk etmişti. O zamandan beride yalnız yaşıyorum. Ah pardon bir köpeğim var adı Frank. İnsanların sevgisinin acımasız olduğunu anladığımdan beri ben hep hayvanları sevdim. Bu yüzdende bir köpek aldım yani Frank'i.Annemle babam bana her ay para gönderiyor. Her ay 10.000 lira. Bana her şeyi veriyorlardı ama sevgi veremiyorlardı.Ne acı ama.Onlara istediklerimi e-posta ile gönderiyordum. Bir gün piano ile gitar istedim 1 gün sonra ikisi de geldi. Ben de o günden sonra müzikle büyüdüm. Müzik benim hayatım olmuştu sadece müzik yaparken huzur bulabiliyordum.Ve sokakta çalmaya başladım. İnsanların bana sevgi ve hayranlıkla bakışı beni mutlu ediyordu bu yüzden sokaklarda çalmaya başladık. Çalarken tabi ki de söylüyorum.Bilmediğim ve öğrenmek istemediğim bir geçmiş. Bu yüzden geçmişimi ben gömdüm, bir daha çıkarmamak üzere. İşte benim acı geçişim. Ama artık geçmişe bakarak yaşamıyacağım geçmişimin geleceğimi mahvetmesine izin vermiycem. Bu yüzden artık mutluluğu arıyacağım.
Medyada Ela var.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİTMEMİŞ BİR AŞK
ChickLit"Hatalı olduğumda beni yine sev. Korktuğumda beni yine sar. Ve gittiğinde beni yine tut.Çünkü: ihtiyacım olan her şey ;SENSİN. Sahi neydi o kural!Sevince mi kaybediyorduk? Kaybedince mi seviyorduk ...Ben sevince de kaybettim, kaybedincede sevdim.Ko...