twenty two

1.4K 75 58
                                    

uzun ve başımı ağrıtan ama deli gibi sırıttığım bir bölüm daha :)

iyi okumalar:)

MAY ALLEN

Elbisemi ütüledikten sonra saçımı onuncu kez düzeltip bunun alınabilecek en iyi elbise olduğunu biliyordum. Saat yedi buçuğa on dakika kala neredeyse kriz geçirmek üzereydim. Sarena ve maritza ben elbiseyi sevdiğimi söyledikten sonra evlerine gitmişti. Bana iyi şanslar dileyip biter bitmez onları aramam için söz verdirdikten hemen sonra tabi.

Onlar gittikten birkaç dakika sonra erimediğime emin olmak için luke yanıma gelmişti.''iyim ben '' diyerek ona söz vermiştim.aslında içim çalkalanıyordu. Yatağımın yanındaki sandalyeye oturup kollarını etrafıma sardı ve beni kendine çekti.

''lucas saçımı bozacaksın'' dedim çoktanbu sözleri hiç söyleyeceğimi düşünmediğim için şok olarak. Omuz silkti. '' bunu ağabeyler yapar.''

''tamam iki saniyeliğine salakça davranmayı bırakabilir misin? İlk defa düzgün görünmek istiyorum'' dedim ona dilimi çıkararak. İkimiz de çocukça davranışıma güldük.ta ki kapı çalana kadar.

Birden etrafımdaki tüm hava eksilirken.deli gibi odanın içinde yukarı aşağı yürümeye başladım. Ya bu gece korkunç geçerse ve ben utanç verici bir şey yaparsam ve bir daha benimle konuşmak istemezse. Bunu batırmak istemiyordum.

Kesik kesik nefes alırken neredeyse panik atak geçirmek üzereydim. Bu saçma ve aşırı dramatik gibi olabilirdi ama bu benim ilk randevumdu.her kız ilk randevusunun hayalini kurar. Calum ile tanışana kadar hiç ilk randevumun hayalini kurmamıştım. Beni elinde çiçeklerle kapıdan alıp sonra geceyi geçirebileceğimiz bir yere götürecek mi diye bilmek istiyordum.ama calum ile geçirdiğim zamanın bir sonunun olmasını istemiyordum.

Elinde bir saksı çimen ile gelse bile umrumda olmazı çünkü bana en büyük hediyeyi bana karşı bazı hisler besleyerek zaten vermişti.büyük yanaklarım ve kilolarımı görmezden gelerek hemde.

''may'' dedi luke ve gergince beni omuzlarımdan tutup sarstı. Kendime gelip normal nefes almaya başladım. Kapı tekrar çaldığında luke'u itekledim.''onu içeri al ya da ne bileyim.birazdan orada olurum.''

Kapıyı kapattığımda bir şey demedi.tekrar aynama yönelip görüntüme baktım.''lütfen.'' dedim yansımama bakıp.'' Bu geceyi unutulmaz yap.sanki dünyadaki son gecemmiş gibi.'' Gözlerimi kapatıp bu geceyi hayal etmeye çalıştım. Ama bir şey olmayınca gözlerimi açıp kendime gülümsedim. Bu geceyi en çok hatırlanan gece yapacaktım.calum ve ben bunu hak ediyorduk. Sadece biz.

Elbiseyi tekrar süzüp kıvrımlarıma tekrar baktığımda hazır olduğumu biliyordum. Kendime güvenim o kadar yüksekti ki eminim komşuların yarısı hissediyordu. Son kez çirkin bir görüntü için baktım ama tek gördüğüm güzel büyük bir kızdı. ''bunu yapabilirsin'' dedim kendi kendime ve telefonum ve cüzdanımı aldım.

''biliyorum kazanmaları gerekirdi ama şansları yaver gitti.'' Diye duydum luke'un sesini merdiven başına geldiğimde.calum ile ikisi koridorda futbol maçı hakkında konuşuyorlardı. İnmeden önce calum'un kıyafetine baktım.ve suratımda bir gülümseme belirdi. Bunu ayarlamadan kıyafetlerimizi renk uyumu içinde seçmiştik.

Kırmızı siyah kareli bir gölek içinde de siyah bir tişört giyiniyordu.altında siyah bir dar kot ve ayağında da siyah botları vardı. Bunu denemeden bile inanılmaz yakışıklı görünüyordu. Saçı her zamanki gibiydi. Hazır olduğumda boğazımı temizleyip ikisinin dikkatini üzerime çektim.

Luke gülümserken calum şok içinde baka kaldı.iğrenme ile değil daha çok beğeni ile bakıyordu.

''bay hood, bu may tanıştırayım bu akşamki randevunuz.'' Dedi luke oynarcasına bana elini uzattı ben merdivenleri inerken. Elimden geldiğince kıyafeti basit tutmaya çalışmıştım.topuklu ayakkabı giyinmiyordum zaten yürüyemeyeceğimi bilerek.

beautifully curved || c.h (türkçe çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin