Maybe.

420 31 88
                                    


Belki..

Bir kere..

Yada hiçbir zaman.

Hiçbir zaman onu benim iyiliğimi düşünürken bulamayacaktım. Lanet olasıca.. ne de meymenetsiz duruyordu yüzü.

"Ona öyle bakmayı kes Lando. Yine sana sataşacak."

Daniel beni baktığım yerden alıkoyduğunda gözlerimi devirdim. O iki arkadaşıyla yemekhanede kahkahalar patlatırken yüzümü ekşitmeden edemedim.

"Martı gibi gülüyo, bunu kızlar niye abartıyor ki?"

"Aman Oscar Bey neler diyorsunuz siz öyle? O kolejimizin Carlos Sainz'i demeyin öyle şeyler."

"Ya ya ya tabii."

Oscar buruşmuş ifadesiyle tabağındaki yemeğini yerken gözüm o tarafa takıldı. Bu sefer göz göze gelmiştik, gözlerimi hemen kaçırdım. Şerefsiz kesinlikle bilerek yapmıştı bunu.

"Babası bu kadar gösterişli biri olmasa kesinlikle çekilir tarafı yoktur."

"Carlos amca iyi bir insan Danie. Babamla rekabet etse de çok yardımı dokundu bize. Ama dediğin gibi, aynı şeyi salak oğlu için diyemem."

"Salak da denmez buna, farklı bir şey bulmak lazım.."

"Hadi Oscar tak ona bir lakap."

Oscar düşünceli ifadesini takındığında kaşları çatılmıştı. Matematik dersinde bile bu kadar ciddi olmuyordu.

"Hainz?"

"Lan-"

Daniel kahkahalara boğulduğunda Oscar'a kaşlarımı kaldırıp baktım.

"Sainz, Hainz işte. Ketçap gibi her yerden fırtlıyo."

"Mantıklı hee. Helal lan yusufi."

Deniel ve Oscar onun yeni lakabıyla dalga geçerken ben sessizce yemeğimi bitirmiş, tabağımı alıp yemekhane görevlisine teslim etmiştim. Bir şey demeden sınıfın yolunu aldığımda arkamdan gelen ayak sesiyle durdum.

Onu nefes alışverişinden bile tanırdım. Arkamı dönme ihtiyacı duymadım. Zaten yanıma gelecekti.

"Sapık mısın?"

"Yok. Nereye gidiyorsun bakayım dedim."

"Ne yapacaksın?"

Yanıma gelip dikildiğinde kaşlarım çatık bir şekilde ona baktım. Her seferinde bir şeyler planlıyordu ve ben anlamıyordum.

"Seni takip edeceğim."

"Ya bi git! Hasta mısın nesin be!"

Onu omzundan ittirdiğimde bana şaşırarak baktı. Onun bu garip ve saçma sapan hararetlerine hiçbir zaman tepki göstermemiştim.

Ta ki bugüne kadar.

Artık fazlasıyla sinir bozucu olmaya başlamıştı.

Gözlerini sanki benden üstünmüşçesine kıstı ve kahve gözlerini üzerime dikti. Onun bakışları altında ezilecek değildim. Benimde kararlı yeşillerim onun dik bakışlı gözlerine çıktı.

"Yemin ederim Sainz falan dinlemem seni rezil ederim!"

Sinirle işaret parmağımı göğsüne bastırdığımda sinir bozucu bir şekilde dudaklarını kıvırdı. Yüzüne bir yumruk çakmam lazımdı, yoksa sinirimi atamazdım.

Durdu, gülümsemesini silmeden havadaki elimi aldı ve kendine çekti beni. Şaşkınlıkla gözlerim aralanırken vücudumda hakim olamadığım bir şey koptu.

NuncaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin