'Sartre'nin dediği gibi: 'Güzel kadınlar, bazen dünyadaki en korkunç canavarlardır.'
29 Mart 2024
"Bileziklerini tıngırda ta tıngırda ta sallıyordu, kalçasının hareketlerine de uyumlu bir armoni yakalamıştı genç kadın yürüyüşünde. Kendini, Tanrıça Devi'nin reenkarnasyonu gibi hissediyor olmalı."
Arın, romanımı bölerek, dolu ağzıyla, "Devi?" diye sordu. Ses kayıt cihazının düğmesine bastırmayı kestim. Araya girdiği için huysuzlanarak yüzümü büzüştürdüm. Sabırsızca, "Hintli Tanrıça. Sus." Dedim. Biraz sert çıkıştığımı düşünerek, "Susmalısın." Diye kendimi düzelttim. Son zamanlarda, ona karşı haddinden fazla sert olduğumu düşünmeye başlamıştım.
Kimi zaman nefes alıyor diye bile sinir oluyordum ona. Bir kuyruk, sizin için elinizden geleni yapmak için orada olunca bile, istenmiyorsa istenmiyordu işte.
Sadece ikimiz vardık, ikimizin arasında bile dışlıyordum onu şiddetlice.
Hep.
Devi'nin yanımızdan geçip gittiği sırada, tekrar ses kayıt cihazına bastım ve konuşmaya başladım; esrarengiz bir tını takınıyordum istemsizce.
"Gerçek adıyla Kushi Sayaaka, dudaklarını kendini beğenmişlikle büzmüş durumda. Güzel, ama güzel olduğu kadar da cani bir kadın.
Sartre'nin dediği gibi: 'Güzel kadınlar, bazen dünyadaki en korkunç canavarlardır.'
... Esmer, uzun, şık ve inanılmaz iyi yürüyor o topuklular üstünde..."
"Kadını beğendin galiba?" Arın'ın ağzını açmasıyla ses kayıt cihazından parmağımı çekmem bir olmuştu. İsyan ederek ona döndüm, "Sus ama!" dedim.
Sırıttı. Vejetaryen tavuk dürümünden bir ısırık daha aldı. Et kokusundan nefret ettiğim için, benim yanımdayken tavuk ya da et yemiyordu.
Vejetaryen tavuk dürüm saçmalığına gelirsek... Ekonominin berbat olduğu Tamag Cumhuriyeti artık öyle rezil bir hale gelmişti ki, tavuk dürümcüler 'vejetaryen tavuk dürüm' gibi absürt bir menü yemeği açmıştı tavuk alamayanlar yine de dükkanlarına gelsin diye.
"Devi arabaya bindi." Diye devam ettim, ses kayıt cihazının tuşuna basıp. Arın, arabayı yavaşça çalıştırdı. Kayıt cihazını açık bırakıp, arabanın boşluğuna yerleştirdim.
Arın'a baktım omzumun üstünden. "Hazır mısın?" diye sordum. Ciddiyetsizce, "Yok hayır." Dedi.
Gözlerimi devirip, önüme döndüm.
Derin bir nefes alıp, omuzlarımı dikleştirdim. Hazır ol, başla Eren.
Bu bir oyun. Oyun. Oyun. Oyun. Dilin dönsün be kızım. Gerçek değil.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRKAYAK
Mystère / ThrillerEren İpek Şahin, çocukluk aşkı olan üvey abisi Karan Sezer Şahin'in kendini istismar etmesiyle zihinsel olarak çökmeye başlar. On altı yaşındayken dünyası kararan, mafya hiyerarşinin dibine doğan bu genç kızın kontrol arzusu; üvey abisi tarafından i...